Cilt:10 Sayı:01 (2019)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:10 Sayı:01 (2019) by Author "Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi"
Now showing 1 - 6 of 6
Results Per Page
Sort Options
Item “Büyük” Sıfatının Türkçe ve Korecedeki Anlamsal Görünümleri(Ankara Üniversitesi, 2019) Akkök, Elif Arıca; Dilbilimi; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışmada Türkçe ve Korece “büyük” sıfatının anlamsal görünümleri derlem temelli bir yaklaşımla ele alınmış ve söz konusu sıfatın anlamsal görünümleri bilişsel dilbilim temelli bir bakış açısıyla ortaya konulmuştur. Bu doğrultuda çalışmanın amacı büyük sıfatının Türkçe ve Korecede temel anlamdan imgesel anlama doğru nasıl bir derecelenmeye sahip olduğuna ilişkin kuramsal bir betimleme yapmak ve söz konusu belirleme çerçevesinde iki dil arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları göstermektir. Çalışmanın kuramsal çerçevesine Dirven (2002), Radden (2002) ve Syrpa (2017) yön vermiştir. Çalışmadan elde edilen bulgular değerlendirildiğinde, anlam türleri göz önünde bulundurularak değerlendirildiğinde dillerin ortaklıklar sergilediği, ancak anlamsal türler tek tek ele alındığında küçük farklılıklar olduğu belirlenmiştir.Item HiÇ BiR KiMSE BU GÜNE KADAR CÜRET ETMEDi BUNU YAZMAYA”: GELENEK VE EZRA POUND'UN BİREYSEL YETENEĞİ(Ankara Üniversitesi, 2019) Güvenç, Şenlen Sıla; İngiliz Dili ve Edebiyatı; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiYazarın konumu ve rolünü belirlerken bir yaratıcıdan tutun da geçmiş geleneğin bir parçası ve ürünü olarak değerlendiren, yazar ile metin arasındaki ilişkiyi tanımlayan nice kuram mevcuttur. Şiire birçok yenilik getiren ve katkıda bulunan modernist şair Ezra Pound'un, hem İngiliz hem de Amerikan şiirine büyük etkisi olmuştur. T. S. Eliot “Tradition and the Individual Talent” (“Gelenek ve Bireysel Yetenek”) başlıklı çalışması ile geçmiş geleneğe ve şairlere büyük önem atfetmesine karşın, kaleme aldığı 'yeni' çalışmalarıyla kendi bireysel otoritesini de ortaya koymaktadır. Pound, şiiri hakettiği mevkiye getirmeyi hedeese de, bunu, kendini üstün bir konuma getirerek ve okuyucuya erişiyemeyecekleri yüksek standartlar oluşturarak, halk ile kendisi arasında bir 'entelektüel fark' yaratmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Pound'un şiiri hak ettiği noktaya yükseltme arzusunun halkı göz ardı edip kısıtlı bir entelektüel kesime hitap etmesini ve dolayısıyla 'elitist' bir konum oluşturma çabasını ortaya koymaktır.Item İTALYAN MİSYONERLER ULUSAL YARDIM DERNEĞİ'NİN OSMANLI COĞRAFYASINDAKİ İNŞA FAALİYETLERİ ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER(Ankara Üniversitesi, 2019) İşler, Didem; Sanat Tarihi; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesiİtalyan Misyonerler Ulusal Yardım Derneği A.N.M.I. (Associazione Nazionale per Soccorrere i Missionari Italiani), 19-20.yüzyıllarda, Osmanlı coğrafyasında eğitim ve sağlık kuruluşları başta olmak üzere yardım kurumu niteliği taşıyan çok sayıda yapı inşa ettirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun çözülme sürecine denk gelen bu yapı faaliyetleri, kuşkusuz rastlantısal değildir. Bu bağlamda Osmanlı coğrafyasında ve tüm Orta Doğu'da faaliyet göstererek kent ziğini dönüştürücü nitelikte etkiler bırakan bu unsur, siyaset, sosyoloji ve iktisat tarihi araştırmalarının yanı sıra mimarlık tarihi çalışmalarına da konu teşkil edecek boyutta bir yoğunluğa ve öneme sahiptirItem PHRYGIA EPIKTETOS'TAKİ MEN KÜLTÜ ÜZERİNE NOTLAR(Ankara Üniversitesi, 2019) Boyana, Hülya; Other; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiMen, Hellenistik ve Roma Dönemleri boyunca İtalya'dan Pontus'a kadar sürekli tapınım görmüş ve ay ile özdeşleştirilmiş bir tanrıdır. Kökeni hakkında tartışmalar sürmekle birlikte, genel kabul olarak bir Anadolu ve İran tanrısı olduğu üzerinde durulmaktadır. Kültü, değişik coğrafyalarda farklı özellikler almış ve yeraltı, ölüm, bereket, kadın, çocuk, aile ve adalet gibi kavramlarla özdeşleştirilmiştir. Bunun yanında, diğer pek çok tanrı ve tanrıça gibi, tapınım gördüğü merkezlerin yerel tanrısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Hellenistik ve Roma dönemlerinde, Büyük Phrygia içinde izole bir yapıya sahip olan Phrygia Epiktetos mikro coğrafyasındaki Men tapınımı, Phrygia - Lydia ve Phrygia - Pisidia sınırına göre oldukça seyrek olmakla birlikte, bölgede bulunan diğer kültlere göre daha arka planda kalmış görünmektedir. Epiktetos'ta ölüm, aile, çocuk ve şifa ile özdeşleştirilmiş olan Men, özellikle Hekate ile çift oluşturmuş ve kimi durumlarda Asklepios'un oğlu çocuk–tanrı Telesphoros ile özdeşleştirilmiştir. Aldığı ορανόςve τύραννοςgibi sıfatlarla pagan monotheist bir karakter kazanmış ve Hıristiyanlığa geçişte bir basamak oluşturmuştur.Item TÜRK BASININDA JAPONYA: 1945 AKŞAM 1 GAZETESİ ÖRNEĞİ(Ankara Üniversitesi, 2019) Yazıcı, Yasemin; Japon Dili ve Edebiyatı; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiJaponya'nın, uzun bir kapalılık döneminin ardından girdiği modernleşme sürecinde, 1904-1905 Rus-Japon Savaşı'nda aldığı beklenmedik galibiyet, tüm dünyada olduğu kadar Türk dünyasında da yankı uyandırmıştır. Asyalı bir milletin ilk kez büyük bir gücü yenmesi, Türk aydınlarının yazılarında da yer almıştır. Bundan tam 40 yıl sonra Japonya'nın II. Dünya Savaşı'nda aldığı yenilgi de şüphesiz aynı şekilde Türk yazınına yansımıştır. Türk aydınlarının yazıları, halkın belleğinde Japonya imajının oluşmasında oldukça önem teşkil etmiştir.Bu çalışmada, II. Dünya Savaşı'ndan yenilgiyle çıkan Japonya'nın savaş sürecindeki durumu, Akşam gazetesi yazarlarından Halide Edip Adıvar, Rek Halit Karay, Vâlâ Nureddin (Vâ-Nû) ve Macid Arda'nın köşe yazıları üzerinden değerlendirilmiştir. Çalışmamızınbaşlıcaamacı,buyazarların1945yılındaAkşamgazetesinde yayımlanan köşe yazıları aracılığıyla II. Dünya Savaşı döneminde Japonya'nın nasıl algılandığı ve Türk halkına nasıl aktarıldığını incelemektir. Bu doğrultuda, öncelikle Japonya'nın II. Dünya Savaşı'na girme süreci ele alınmış, ardından da dönemin önemli yazarlarının Akşam gazetesinde yayımlanan Japonya ile ilgili köşe yazıları incelenmiştir. İncelemeler sonucunda, yazarların özellikle Japon milliyetçiliği, atom bombası ve Japonya'nın yayılmacı politikaları üzerinde durarak, Japonya karşıtı bir görüş yansıttıkları belirlenmiştir.Item ZAMANSAL DİLDE DIŞSAL REFERANS(Ankara Üniversitesi, 2019) Sevin, Ayda; Dilbilimi; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiReferans çerçeveleri, nesneler arasındaki uzamsal ilişkileri belli bir perspektiften belirlemeye, tanımlamaya ve hesaplamaya yarayan zihinsel ve/ya dilsel koordinat sistemleridir (Bender vd. 2010: 286; Bender vd. 2012: 1; Bennardo 2004: 1; Majid vd. 2004: 108). Bunun için sağladıkları temel strateji, uzamda konumlanmak istenen bir nesneden belli bir uzaklıkta bulunan ve ortamda öne çıkan diğer bir nesne seçmek, daha sonra da bu referans nesne üzerinden bir açı tanımlayarak bir arama alanı oluşturmaktır. Böylelikle, bir nesnenin konumu, diğerininki üzerinden belirlenebilmiş olur (Levinson 2003: 67) Evrensel olarak üç referans çerçevesi bulunduğu kabul edilmektedir (Levinson 1996, 2003; Levelt 1996; Tversky 1996): Göreli referans çerçevesi, konuşucunun bakış açısını ve yönelimini temel almaktadır ve başına-ayaklarına, vücudunun önüne-arkasına, sağına-soluna göre üç farklı doğrultuda olabilmektedir. İçsel referans çerçevesi, belli bir nesnenin ön-tanımlı içsel özelliklerini temel almakta ve eksenler bunlar üzerinden tanımlanmaktadır. Dışsal referans çerçevesinde ise, içinde bulunulanortamaaitbelirginözelliklereksenindoğrultusunubelirlemekte kullanılmaktadır (Carlson-Radvansky ve Logan 1997: 412). Temelde uzam alanıyla ilişkili olan 'referans çerçevesi' kavramını zaman alanına da uyarlayan çalışmalara alanyazında gittikçe daha çok rastlanmaktadır. Ancak bu çalışmalarda verilen dilsel örnekler son derece kısıtlıdır. Bu yazıda, söz konusu kısıtlılığın 'dışsal referans' alt türü için ne türden sorunlar ortaya çıkardığı ele alınmakta ve alternatif bakış açıları tartışılmaktadır.