Cilt:18 Sayı:02 (2020)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:18 Sayı:02 (2020) by Author "Other"
Now showing 1 - 4 of 4
Results Per Page
Sort Options
Item 1. Dünya Savaşı’ndan Günümüze Hardal Gazı ve Etkileri: Örnek Savaşlar ve Sonuçları(Ankara Üniversitesi, 2020) Abanoz, Can; Other; OtherAmaç: Hardal gazının kullanılma gerekçesi, yapımı, kullanımı ve etkileriyle ilgili, hardal gazının ilk kez savaş alanında kullanıldığı Birinci Dünya Savaşı, İran-Irak Savaşı ve Suriye İç Savaşı örnekleri üzerinden incelenmesi.Item 2010 - 2016 Yılları Arasında Türkiye’de Beklenen ve Tespit Edilen Meslek Hastalıkları Sayılarının Karşılaştırılması(Ankara Üniversitesi, 2020) Keçeci, Şenay; Other; OtherGiriş; Tümüyle önlenmesi mümkün olan meslek hastalıkları sonucunda meydana maddi ve manevi kayıplar bilhassa gelişmekte olan toplumlarda önemli boyutlara ulaşmıştır. Bu çalışmada Türkiye’de 2010-2016 yıllarında beklenen ve bildirilen meslek hastalıkları sayısı arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Kavramasal Çerçeve; Meslek hastalığı, sigortalının yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütülmesi şartları gereği maruz kaldığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük hali olarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda tanımlanmaktadır. Yöntem; Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır.Tarama modeli, geçmişte ya da var olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma bir yaklaşımlarıdır. SosyalGüvenlik Kurumu’na ait resmi istatistiksel verilere ulaşılmıştır. Bulgular; 2010 ile 2016 yılları arasında tanılanan ve bildirilen meslek hastalıkları sayısı ile beklenen meslek hastalıkları sayısı arasında büyük ölçüde fark olduğu, bildirilen meslek hastalığı sayısının beklenenin çok altında olduğu görülmüştür. Beklenen meslek hastalığı sayısı ortalama binde 4 olarak kabul edilmekte iken bildirimi yapılan meslek hastalığı sayısı yüz binde 3.8 olarak hesaplanmıştır. Tartışma; Ülkemizde meslek hastalıkları sayılarının doğru olarak kayıt altına alınmadığı resmi kaynaklardan alınan verilerle ortaya çıkmaktadır. Oysa meslek hastalıkları bildirim kayıtlarının gerçek verileri yansıtması ve düzenli olması hem meslek hastalıklarının önlenmesi için alınacak önleyici düzenleyici faaliyetlerin organize edilmesi hem de meslek haslığına yakalanan çalışanların malüllük ve tazminat hakları gibi bir takım hukuki haklara sahip olabilmeleri bakımından önem taşımaktadır. Sonuç; Türkiye’de bildirilen meslek hastalıkları sayılarının yetersiz olmasının sebepleri arasında bir takım hukuki ve tıbbi düzenlemeler, teftiş ve denetim mekanizmalarının işleyişiyle ilgili aksaklıklar, ilgili tarafların bilgi ve eğtim eksikliklerine ilişkin nedenler sıralanabilir. Ülkemizde meslek hastalıklarının tanılanması, tedavilerin düzenlenmesi, gerekli rehabilitasyonun gerçekleştirilebilmesi açısından sistematik, etkili ve çözüm üreten bir yapılanmaya duyulan ihtiyaç aşikardır. Meslek hastalıkları ile ilgili sistemli olarak veri toplanması, analiz edilerek yorumlanması ve ilgili birimlere ulaştırılması, meslek hstalıkları önleme polikalarının güncellenmesi önem taşımaktadır.Item Çocuk Koruma Prensipleri: Avrupa ve Türkiye Verileri(Ankara Üniversitesi, 2020) Şimşek, Enes; Other; OtherÇocukların korunma hakkı en temel haklarından biridir ve koşullar ne olursa olsun her çocuk temel haklarına sahip olmalıdır. Türkiye’de çocuk haklarının korunmasına yönelik 1995’de Çocuk Hakları Sözleşmesi yürürlüğe girmiş olup, 2005 yılında Çocuk Koruma Kanunu resmî gazetede yayımlanmıştır. Avrupa Birliği Üye Ülkelerine bakıldığında ise çoğu ülkenin kendine özgü kabul etmiş olduğu bir çocuk hakları kanunu bulunmaktadır. Çocukların temel hakları bu kanunlar ile yasalaştırılmıştır. Türkiye’de çocukların korunmasına yönelik Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve UNICEF gibi sivil toplum kuruşları çalışmalar yapmaktadır. Avrupa’da ise çocuk haklarının korunması amacına yönelik olarak üye ülkelerin birbirinden farklı yöntemler izledikleri görülmektedir. Bazı ülkeler UNICEF gibi sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yapmakta, bazıları çocuk hakları konusunda özelleştirilmiş devlet kurumları aracılığı ile denetimler yapmakta, bazı ülkeler ise Türkiye’deki gibi farklı alanları bir arada bulunduran kurumlar ile çocukların yaşam olanakları gibi durumların değerlendirilmesi ve geliştirilmesi için girişimler yapılmaktadır. Bu çalışmalar ile ne Türkiye’de ne de Avrupa’da çocuk yoksulluğu, çocuğa yönelik şiddet, mülteci çocukların yaşama şartları gibi konularda büyük bir ilerleme katedilememiştir. Bu derlemenin amacı, 2015 yılında Avrupa Komisyonu tarafından kararlaştırılan 10 çocuk koruma prensibinin Türkiye ve Avrupa’daki durumunun değerlendirilmesidir.Item Türkiye’de Dünden Bugüne Hekim Dışı Anestezi Çalışanlarının Eğitimi(Ankara Üniversitesi, 2020) Çinpolat, Bedrettin; Other; OtherToplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesinde ve yaşamın sağlıklı şekilde devam ettirilmesinde hekim dışı sağlık çalışanlarının rolü büyük olup sağlık hizmetleri multidisipliner bir yaklaşımla sunulduğunda istenilen sonuçlara ulaşılabilmektedir. Türkiye’de sağlık eğitiminin verildiği tıp fakülteleri ve sağlık fakülteleri/yüksekokulları dışında, ön lisans düzeyinde sağlık eğitimi verilen sağlık hizmetleri meslek yüksekokulları (SHMYO) da bulunmaktadır. Anestezi uygulamalarının tehlikeli ve risk taşıyan girişimler olması, bu uygulamalarda komplike araç-gereç ve farmakolojiklerin kullanılması, cerrahi girişim öncesi, cerrahi girişim sırası ve cerrahi girişim sonrasında ekip halinde çalışma gerekliliği gibi ihtiyaçlar neticesinde anestezi hekimine anestezi uygulamaları sürecinde teknik destek sağlayacak sağlık profesyonellerine gereksinim duyulmuştur. Anestezi programı da bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerekli mesleki yeterliliğin kazandırılması amacıyla SHMYO bünyesinde bulunan bir ön lisans programıdır. Ülkemizde anestezi ön lisans eğitiminin öncülüğünü 1984 yılında Hacettepe Üniversitesi yapmıştır. Sonraki yıllarda Trakya Üniversitesi (1986), Ankara Üniversitesi (1988), Ege Üniversitesi (1989) bünyesinde anestezi ön lisans eğitimi verilmeye başlanılmıştır. Vakıf üniversitesi olarak 1999 yılında Kadir Has Üniversitesinde ilk anestezi programı açılmış olup bunu İstanbul Bilim Üniversitesi (2006), Ufuk Üniversitesi (2007) ve Başkent Üniversitesi (2008) takip etmiştir. 2010 yılında 28 üniversitede bulunan anestezi programı 2019-2020 eğitim-öğretim yılı itibariyle 36’sı devlet, 45’i vakıf olmak üzere toplam 81 üniversite/meslek yüksekokulda bulunmaktadır. Son yıllarda anestezi ön lisans eğitimi verilen birimler, hem devlet hem de vakıf üniversitelerinde olmak üzere eğitimi tamamlanan sağlık personeli bakımından arz-talep dengesini bozacak şekilde artmıştır. Alanında uzman öğretim elemanı eksikliğinin ve bazı eğitim kurumlarının alt yapı ve mesleki uygulamalar için yetersizliğinin eşlik ettiği bu kontrolsüz artış; yeterli düzeyde becerinin kazandırılamamasını, eğitim kalitesinin olumsuz etkilenmesini ve mezun olanlar için ciddi istihdam sıkıntısını da beraberinde getirmiştir. Bu derlemede hekim dışı anestezi çalışanlarının eğitiminin tarihsel süreci, yıllara göre anestezi ön lisans eğitimi verilen okul sayıları ve mezun öğrenci sayılarına ait veriler ve bu veriler kapsamında ülkemizdeki mezun-istihdam ilişkisinin gözetilmesine, yeterli ve kaliteli anestezi eğitiminin verilmesine yönelik öneriler sunulmaktadır.