Cilt:45 Sayı:03 (2021)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:45 Sayı:03 (2021) by Author "Eczacılık Fakültesi"
Now showing 1 - 8 of 8
Results Per Page
Sort Options
Item A PRELIMINARY STUDY ON THE ANTIOXIDANT AND ANTI-INFLAMMATORY ACTIVITIES OF OPOPANAX HISPIDUS(Ankara Üniversitesi, 2021) Gümüşok, Safa; Eczacılık; Eczacılık FakültesiAmaç: Opopanax W. Koch cinsi, Apiaceae familyasında yer alır. Cins, bileşik bazal yaprakları, tüysüz meyveleri, sarı çiçekleri, gloşidat ve yıldızsı tüyleri olan uzun gövdesi ile ayırt edilebilir. Dünya çapında “Herkül'ün her şeyi iyileştireni” adıyla bilinir. Halk arasında epilepsi, kadınlarda kısırlık, hemoroid ve felç tedavisi için kullanılır. Bu araştırma, Opopanax hispidus (Friv.) Griseb'in in vitro antioksidan ve anti-inflamatuar aktivitesini değerlendirmek için tasarlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bitkinin toprak üstü kısımlarından ve çiçeklerinden metanol ekstreleri hazırlandı. Antioksidan aktiviteleri bir dizi kimyasal deneyle analiz edildi: 2,2'-azino-bis-3-etilbenzotiazolin- 6-sülfonik asit (ABTS) ve 2,2-difenil-l-pikrilhidrazil (DPPH) serbest radikal süpürme deneyleri. Ekstrelerin anti-inflamatuar aktiviteleri insan kırmızı kan hücresi membran stabilite testi kullanılarak karşılaştırıldı ve değerlendirildi. Sonuç ve Tartışma: Toprak üstü kısımları, çiçeklerden daha güçlü ABTS ve DPPH serbest radikal temizleme aktiviteleri sergiledi. Ancak anti-inflamatuvar etki açısından çiçeklerin toprak üstü kısımlardan daha aktif olduğu bulundu (IC50=3,32 mg/ml ve 4,75 mg/ml, sırasıyla). Bu veriler, Opopanax hispidus'un çiçek ve toprak üstü kısımlarının antioksidan ve anti-inflamatuar etkiler sergilediğini göstermektedir. Bu aktiviteden sorumlu aktif içerikleri belirlemek için daha fazla araştırma çalışması gereklidir.Item ANTEP FISTIĞI (PISTACIA VERA L.) MEYVE KABUĞU: BİYOAKTİF BİLEŞİKLER İÇİN POTANSİYEL KAYNAK(Ankara Üniversitesi, 2021) Hürkul, Muhammed Mesud; Eczacılık; Eczacılık FakültesiAmaç: Bu derleme çalışması, ekonomik öneme sahip olan Antep fıstığı (Pistacia vera L.) meyvesinin ticari bakımdan değersiz bir atık ürünü olan meyve kabuklarının eczacılık açısından değerlendirilmesi ve ekonomiye katkı sağlayacak şekilde farklı ürünlere dönüştürülebilme potansiyeli araştırılmıştır. Bu amaçla, şimdiye kadar yapılan fitokimyasal ve biyolojik aktivite çalışmaları derlenmiştir. Sonuç ve Tartışma: Yapılan fitokimyasal çalışmalar bitkinin meyve kabuklarının gallik asit ve türevleri, flavonoitler ve anakardik asitler içerdiğini göstemiştir. Ayrıca yapılan biyoaktivite çalışmaları Antep fıstığı meyve kabuklarının antioksidan, antimikrobiyal, antienflamatuvar, anti-tirozinaz, anti-kanser ve yara iyi edici aktivitelerinin olduğunu göstermiştir. Bu derleme çalışması tarımsal gıda atığı olan Antep fıstığı meyve kabuklarından elde edilecek biyoaktif moleküllerin eczacılık alanında değerlendirilebilme potansiyelinin olduğunu göstermiştir.Item İN VİTRO DERİ MODELLERİ(Ankara Üniversitesi, 2021) Yedikaya, Ömer; Eczacılık; Eczacılık FakültesiAmaç: Topikal veya sistemik etki sağlamak için deriye uygulanan formülasyonların tasarımında ve optimizasyonunda deri modellerinin kullanımı büyük önem taşımaktadır. Etken maddelerin deriden penetrasyon / permeasyon çalışmalarında sıçan veya domuz derisi sıklıkla kullanılmakta ancak hayvan derisinden elde edilen sonuçların insan derisi ile uygunluğu sorgulanmaktadır. Diğer taraftan insan derisinin kullanımı ise, temininin genellikle zor olması ve etik kaygılar nedeniyle sınırlıdır. Bu durum, in vitro deriden permeasyon testlerinin önemini artırmaktadır. Bu derlemede, en sık kullanılan in vitro deri modellerinin avantajları ve dezavantajları vurgulanarak, bu modeller ile gerçekleştirilen güncel çalışmalar incelenmiştir. Sonuç ve Tartışma: Yapay membranlar; tekrar üretilebilirlik, düşük maliyet, kullanım kolaylığı ve modifiye edilebilir olması gibi birçok avantajı sebebiyle insan ve hayvan derisi yerine tercih edilmektedir. Yeniden yapılandırılmış insan derisi eşdeğerlerinin ise, veri tekrarlanabilirliğinin yüksek olması, etik kurul izni gerekmemesi, deri metabolizmasının, deri korozyonunun ve fototoksisitenin değerlendirilebilmesi gibi avantajları bulunmaktadır. Yeniden yapılandırılmış insan derisi eşdeğerlerinin bütün bu avantajlarına ve geliştirilmesindeki önemli adımlara rağmen, etken maddelerin deriden absorpsiyonunun in vivo tahmini için insan veya hayvan derisinin yerini tamamen almaları henüz tam anlamıyla mümkün değildir. Yeniden yapılandırılmış deri modellerin kullanımını sınırlayan en önemli faktörlerin başında, yüksek maliyet ve düşük bariyer fonksiyonları gelmektedir.Item ISOLATION OF NEWLY ISOLATED VB_K1 BACTERIOPHAGE AND INVESTIGATION OF SUSCEPTIBILITY ON ESBL POSITIVE KLEBSIELLA SPP. STRAINS(Ankara Üniversitesi, 2021) Erol, Halil Başak; Eczacılık; Eczacılık FakültesiAmaç: Klebsiella ile ilişkili enfeksiyonların tedavisinde kullanılan antimikrobiyallerin etkinliğindeki azalma, alternatif tedavi strateji arayışlarını gerektirmiştir. Bu çalışma Klebsiella türlerine özgü litik karakterde bakteriyofaj izolasyonunun sağlanmasını ve alternatif antimikrobiyal ajan olarak kullanım potansiyelinin araştırılmasını amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: Ankara deresinden alınan su örneklerinden faj izolasyonu için, Genişlemiş spektrumlu beta laktamaz (GSBL) üreticisi bir adet Klebsiella spp. suşu konak bakteri olarak kullanıldı. Faj zenginleştirme sonrası, olası bakteriyofaj varlığını belirlemek için spot test yöntemi uygulandı. Litik bakteriyofaj varlığı, spot testi pozitif numunelere çift tabaka agar yöntemi uygulanarak doğrulandı. Bakteriyofajın duyarlılığı, 38 klinik GSBL pozitif Klebsiella spp. suşu kullanılarak in vitro spot test ile belirlendi. Sonuç ve Tartışma: İlk taramada petride 1.00 mm çapında görünür plaklar üreten vB_K1 bakteriyofajı izole edildi. GSBL pozitif Klebsiella spp. suşlarının bakteriyofaj duyarlılığı %73.7 olarak belirlendi. vB_K1 bakteriyofajının Klebsiella suşları üzerinde çok etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bununla birlikte, karakterize edilen bakteriyofajın in vitro bakteriyofaj duyarlılığı cesaret verici bir gelişmedir.Item KARBONMONOKSİT ZEHİRLENMELERİNDE POSTMORTEM DEĞİŞİKLİKLER(Ankara Üniversitesi, 2021) Koçyiğit, Ayşegül; Eczacılık; Eczacılık FakültesiAmaç: Bu çalışmada karbonmonoksit gazı ile zehirlenme sonucu görülen ölümlerde postmortem değişikliklerin derlenmesi amaçlanmıştır. Sonuç ve Tartışma: Karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu cilt yüzeyinin spesifik bir kırmızı renk alması en karakteristik özellik olarak belirtilmiştir. Genel olarak, COHb konsantrasyonları % 30'u aştığında ortaya çıkmaktadır. Otopsi, COHb ve COMb oluşumuyla benzer spesifik kırmızı renge sahip kan, organ ve kasları ortaya çıkarmaktadır. Akciğer ödemi ve genelleşmiş organ tıkanıklığı da gözlenmektedir CO zehirlenmesinin semptomları ve otopsi bulguları nonspesifik olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle kanda COHb saptanması ile teşhis konulması önemlidir. CO maruziyeti, % COHb'nin% 10-50 olduğu ölümlerde katkıda bulunan bir faktör olabileceği görülmüştür. Bu çalışmada incelediğimiz kaynaklara göre, kan, kas, beyin, akciğer ve böbrek gibi dokuların, ölümcül CO'ya maruz kalma nedeniyle ölüm teşhisi için en uygun dokular olduğu ve bunun için kullanılabileceği görülmüştür. Mevsimsel olarak soba kullanımı ve gribal enfeksiyonların yaygın olması ile daha çok kış aylarında bu şikayetlerle başvuran hastalar detaylı sorgulanmalı ve tanı koymada geç kalmanın sonucunda ölüm olabileceği unutulmamalıdır.Item SPECTROPHOTOMETRIC DETERMINATION OF ACTIVE COMPOUNDS IN AN ANTIHYPERTENSIVE FORMULATION BY HAAR-CWT METHOD(Ankara Üniversitesi, 2021) Üstündağ, Özgür; Eczacılık; Eczacılık FakültesiAmaç: Bu çalışmada, bir antihipertansif formülasyondaki irbesartan (IR) ve hidroklorotizid (HC) aktif bileşiklerinin miktarlarını aynı anda belirlemek için yeni bir dalgacık yöntemi (HAAR-CWT) geliştirdik ve bu yöntemi doğruladıktan sonra, yukarıda bahsedilen bileşikleri içeren tabletlerin analizine başarıyla uyguladık. Gereç ve Yöntem: 200-305 nm spektral aralığındaki karışımların ve tablet çözeltilerinin absorpsiyon spektrumları, bir Shimadzu UV-1601 çift ışınlı UV-VIS spektrofotometresi ile ölçülmüştür. Sonuç ve Tartışma: Bahsedilen bileşenlerin güçlü şekilde örtüşen spektrumları nedeniyle, HAAR-CWT yöntemi önerilmiş ve IR-HC karışımlarının ve tabletlerinin oran spektrumlarına başarıyla uygulanmıştır.Item TÜRKİYE’DE DOĞAL OLARAK YETİŞEN CELTIS AUSTRALIS L. VE C. TOURNEFORTII LAM. (CANNABACEAE) MEYVELERİNİN YAĞ ASİTİ BİLEŞİMLERİ VE ANTİMİKROBİYAL ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ(Ankara Üniversitesi, 2021) Yılmaz, Gülderen; Eczacılık; Eczacılık FakültesiAmaç: Bu çalışma, Türkiye’de yetişen Celtis australis L. ve C. tournefortii Lam. meyve örneklerinin yağ asiti bileşenleri ve antimikrobiyal özelliklerini karşılaştırmak amacı ile yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: C. australis ve C. tournefortii meyvelerinden Soxhlet apareyi ile elde edilen sabit yağ, metilleme işlemine tabi tutulmuştur. Elde edilen yağ asitlerinin bileşenleri GK ve GK/KS yöntemiyle eş zamanlı olarak analiz edilmiştir. Sabit yağ numunelerinin in vitro antimikrobiyal aktivite çalışmaları Gram negatif Pseudomonas aeruginosa ATCC 27853, Salmonella typhimurium ATCC 13311, Gram pozitif Staphylococcus aureus ATCC 6538, Bacillus cereus NRRL B3711, Propionibacterium acnes ATCC 11827, Streptococcus mutans ATCC 25175 ve Staphylococcus aureus ATCC 700699 mikroorganizmalarına karşı CLSI mikrodilüsyon yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Pozitif kontrol olarak kloramfenikol kullanılmıştır. Minimum inhibisyon konsantrasyonları (mg/mL) belirlenmiştir. Sonuç ve Tartışma: C. australis ve C. tournefortii meyvelerinde yağ asidi bileşenleri, sırasıyla linoleic asit (%74,8, %49,5), oleik asit (%10,8, %18,6) ve palmitik asit (%5,6, %8,8) olarak belirlenmiştir. Sonuçlar standart antimikrobiyal maddeler ile karşılaştırılmış ve MIC değerleri > 2,5-0,5 mg/mL belirlenmiştir. Sonuçların antimikrobiyal etkinlik açından kayda değer olduğu görülmüştür.Item VALIDATION STUDY OF A SPECTROPHOTOMETRIC BINARY MIXTURE ANALYSIS(Ankara Üniversitesi, 2021) Üsütndağ, Özgür; Eczacılık; Eczacılık FakültesiAmaç: Bir sinyal işleme yöntemi uygulanarak hızlı bir spektrofotometrik analiz, gün içi ve günler arası deneyler, standart ekleme tekniği, geri kazanım çalışması ve varyans analizi (ANOVA) ile doğrulanmıştır. Bu amaçla, kandesartan sileksetil (CC) ve hidroklorotiyazidden (HT) oluşan ikili bir farmasötik formülasyon değerlendirildi. Gereç ve Yöntem: 200-305 nm spektral aralığındaki karışımların ve tablet çözeltilerinin absorpsiyon spektrumları, sabit bir boşluk genişliğine (2 nm) sahip bir Shimadzu UV-1601 çift ışınlı UV-VIS spektrofotometresi ile ölçülmüştür. Sonuç ve Tartışma: Gün içi ve günler arası deneyler, standart ekleme tekniği, geri kazanım çalışması ve varyans analizi (ANOVA) çalışmaları yapılmış ve bu amaçla yapay karışımlar hazırlanmıştır. Bu çalışmalar yöntemin geçerliliğinin ve uygulanabilirliğinin iyi olduğunu göstermiştir.