Browsing by Author "İNCE, Erdal (Tez Danışmanı)"
Now showing 1 - 3 of 3
Results Per Page
Sort Options
Item Çocukluk çağında bakteriyel atipik pnömoni etkenleri sıklığının immün floresans yöntemi ile araştırılması(Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı) ÖNCEL, Selim (Yazar); İNCE, Erdal (Tez Danışmanı)Ankaralı çocuklarda atipik bakterilere bağlı alt solunum yolu enfeksiyonlarının yaşa, mevsimlere göre dağılımlarının ve laboratuar özelliklerinin bilinmesinin ülkemizin epidemiyolojik verilerine ve tedavi kararlarına önemli bir katkı sağlayacağı göz önünde bulundurularak planlanan bu çalışmada 1 Ocak 2004 ? 31 Ocak 2005 arasında alınan 295 nazofarinjeyal aspirat numunesinde vakaların 18'inde (% 6,5) Chlamydophila pneumoniae, 11'inde (% 4,4) Chlamydia trachomatis, 9'unda (% 3,2) Mycoplasma pneumoniae antijeni saptandı. Çocukların birinde M. pneumoniae ve C. pneumoniae koenfeksiyonu vardı. Atipik bakteriyel pnömoni etkeni antijeni saptanan hastalar, en fazla ocak ayında, en az temmuz ve aralık aylarında başvurmuşlardı. Atipik bakteriyel pnömoni etkeni antijeni en fazla oranda 0-6 aylık, en az oranda 60 ay ve üzerindeki çocuklarda saptandı. Atipik bakteriyel pnömoni etkeni antijeni pozitif hastalara en sık konan tanı akut bronşiyolit + pnömoni idi. Atipik bakteriyel pnömoni etkeni antijeni saptanan ve saptanmayan vakalar arasında solunum sıklığı, retraksiyonlar, beyaz küre sayısı, C-reaktif protein derişimi, eritrosit sedimantasyon hızı ve klinik iyileşme süresi açısından anlamlı bir fark bulunmadı. Atipik bakteriyel etkenlerle oluşan alt solunum yolu enfeksiyonlu hastalarda diğer etkenlerle oluşan alt solunum yolu enfeksiyonlarına göre ekspiryum uzunluğu daha sık, ateş daha düşüktü. Bu hastaların fizik muayenesindeki en sık patolojik bulgu ronküs ile solunum seslerinde kabalaşma idi. Atipik bakteriyel pnömoni etkeni antijeni saptanan hastaların arka-ön akciğer grafilerinde en sık rastlanan patolojik bulgu enfiltrasyon ve havalanma artışı idi. Bu konudaki çalışmaların daha geniş hasta grupları ile sürdürülmesi gerektiği düşüncesindeyiz. abstract In this study, which was carried out in Ankara between Jan. 1st, 2004 and Jan. 30th, 2005 with the aim of gathering data on the characteristics of lower respiratory tract infections due to atypical bacterial pathogens in children, Chlamydophila pneumoniae, Chlamydia trachomatis and Mycoplasma pneumoniae antigens were detected in 18 (6.5%), 11 (4.4%) and 9 (3.2%) patients respectively among 295 nasopharyngeal aspiration samples. One child had M. pneumoniae and C. pneumoniae co-infection. The prevalence of atypical bacterial pathogens were highest in January and lowest in July and August. Atypical bacterial pathogens were most common in 0-6 months of age and lowest in 60 months and over. The main diagnosis in children with atypical bacterial pathogens was acute bronchiolitis + pneumonia. No statistically significant difference existed between the children with atypical bacterial pathogens and those without, in terms of respiratory rate, chest retractions, white blood cell count, C-reactive protein concentration, erythrocyte sedimentation rate and time to recovery. The children with atypical bacterial pathogens were more likely to have prolonged expiration and relatively low body temperature. Ronchi and rough breath sounds on auscultation were the most common pathologic findings on physical exam in children with atypical bacterial pathogens. As for the chest roentgenograms, infiltration and inflation were the the most common findings, the diminution of ventilation being the least common. We suggest studies in this field continue with larger groups of patients.Item Konjuge pnömokok aşısının (PCV7) sağlıklı çocuklarda nazofarengeal pnömokok taşıyıcılık sıklığı, serotip dağılımı ve antibiyotik direncine etkilerinin saptanması ile taşıyıcılık, serotip dağılımı ve antibiyotik direnci için risk faktörlerinin belirlenmesi(Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı) ÖZDEMİR, Halil (Yazar); İNCE, Erdal (Tez Danışmanı)Konjuge Pnömokok Aşısının (PCV7) Sağlıklı Çocuklarda Nazofarengeal Pnömokok Taşıyıcılık Sıklığı, Serotip Dağılımı ve Antibiyotik Direncine Etkilerinin Saptanması ile Taşıyıcılık, Serotip Dağılımı ve Antibiyotik Direnci İçin Risk Faktörlerinin Belirlenmesi Önemli derecede morbidite ve mortaliteye neden olan pnömokok enfeksiyonlarında kaynak esas olarak asemptomatik taşıyıcılardır. Tüm dünyadaki ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de PCV7'nin kullanımının yaygınlaşması ile birlikte taşıyıcıların oranının azalmasına paralel olarak invaziv pnömokok hastalık sıklığı azalması beklenmektedir. Yine aşıya bağlı olarak toplumumuzdaki dolaşan pnömokokların serotip dağılımı ve bunların antibiyotik direnç durumlarının da değişmesi kaçınılmazdır. Ülkemizde aşı öncesi dönemde bu konu ile ilgili birçok araştırma yapılmış ve pnömokok taşıyıcılığı ile ilgili risk faktörlerinin saptanmasına yönelik farklı merkezlerin çalışmaları bulunmaktadır. Ancak, aşı sonrası dönemde bu tür bir çalışmanın ilk defa yapılacak olması ve aşı öncesi dönemde yapılan çalışmalarla karşılaştırma yapılması yönünden büyük önem teşkil etmektedir. Çalışma, AÜTF, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, AÜTF Cebeci Hastanesi Merkez Mikrobiyoloji Laboratuvarı ve RSHM'de prospektif bir çalışma olarak yürütüldü. 21.04.2011-22.06.2011 tarihleri arasında çalışmaya katılan yaşları 1 ay ile 18 yıl arasında değişen 1101 çocuktan nazofarengeal örnekler alındı. Elde edilen pnömokok suşlarının penisilin ve seftriaksona karşı duyarlılıkları E-test ile 2008 CLSI kriterlerine göre belirlendi. İzolatların serotipleri Quellung reaksiyonu ile belirlendi. Çalışmaya alınan çocukların 679'u (%61,7) PCV7 ile aşılıyken, 422'si (%38,3) PCV7 ile aşılanmamıştı. Çocuklardan 241'inde (%21,9) pnömokok taşıyıcılığı saptandı. Yaş küçüldükçe taşıyıcılık sıklığının anlamlı derecede artış gösterdiği ve özellikle 2 yaş ve altındaki çocuklarda daha fazla olmak üzere 5 yaş ve altındaki çocuklarda taşıyıcılık oranının anlamlı derecede fazla olduğu tespit edildi (0-24 ay: %25,5, 25-60 ay: %20,2 ve >60 ay: %13). Kendisi ve/veya kardeşi kreşe giden çocuklarda, son 1 ay içinde solunum yolu enfeksiyonu geçirenlerde, ailesinin gelir düzeyi düşük olanlarda ve ailesindeki toplam çocuk sayısı fazla olanlarda istatistiksel olarak anlamlı derecede pnömokok taşıyıcılığının fazla olduğu tespit edildi. SSS enfeksiyonu açısından MİK değerlerine bakıldığında elde edilen izolatların %73'ünün penisiline ve %47,7'sinin (DDD: %29,9 ve YDD: %17,8) seftriaksona dirençli oldukları belirlendi. Ailede sağlık personelinin olması, ailedeki toplam birey sayısının fazla olması ve son 3 ayda ortalama kullanılan antibiyotik sayısının artışı ile penisilin (SSS-parenteral) direnci artışı arasında ilişki olduğu belirlendi. Ayrıca, 5 yaş ve altındaki çocuklarda PCV7 ile tam aşılılı olanlarda PCV7 ile parsiyel aşılı olan veya PCV7 ile hiç aşılanmamış olanlarda penisilin (oral ve SSS-parenteral) direncinin anlamlı derecede daha az olduğu saptandı. Ailedeki toplam çocuk sayısının fazla olması, son 1 yıl ve 3 aydaki kullanılan ortalama antibiyotik sayısının artışı ve çocukların yaşının 24 aydan büyük olması ile seftriakson (SSS-parenteral) direnci artışı arasında ilişki olduğu belirlendi. Serotiplendirmesi yapılanların yarısını dört serotip oluşturuyordu; 19F (%15,2), 6A (%15,2), 23F (%10,3) ve 6B (%9,3). İzolatların 85'i (%46,2) PCV7'nin içerdiği serotiplerken, 99'unun (%53,8) PCV7'nin içermediği aşı dışı serotipler olduğu tespit edildi. Ayrıca, serotiplerin 114'ünün (%62) yeni kullanıma giren PCV13'deki serotipler olduğu, 70'inin (%38) PCV13 dışındaki serotipler olduğu saptandı. Serotip 6A, 6B, 14, 19F ve 23F'nin diğer serotiplere göre anlamlı derecede penisilin ve seftriaksona dirençli oldukları görüldü. PCV7 ve PCV13'teki serotipleri kapsayan serotiplerin anlamlı derecede aşı dışı serotiplere göre daha yüksek oranda penisilin ve seftriaksona dirençli oldukları tespit edildi. Sonuç olarak, PCV7'nin ulusal aşı takvimimize girmesinden sonraki yaklaşık 3 yıllık dönemde pnömokok taşıyıcılık sıklığında anlamlı bir değişiklik saptanmazken, serotip 6A başta olmak üzere aşı dışı serotiplerde artışın başladığı tespit edildi. Ayrıca, çalışmada en çarpıcı nokta olarak taşınan pnömokoklarda ortaya çıkan penisilin ve seftriakson direncindeki büyük artıştır.Abstract The Determination of the Effects of Pneumococcal Conjugate Vaccine (PCV7) on Frequency of Nasopharyngeal Pneumococcal Carriage, Serotype Distribution and Antibiotic Resistance in Healthy Children and the Identification of the Risk Factors for Frequency of Carriage, Serotype Distribution and Antibiotic Resistance Pneumococcal infection is a leading significant cause of childhood morbidity and mortality and the source is mainly asymptomatic carriers. A reduction in the frequency for invasive pneumococcal disease is expected in paralel with the decreasing of the rates of carriers with the widespread of pneumococcal conjugate vaccine (PCV7) in our country like in the other countries. The changing of the serotype distribution of the pneumococci and the status of antibiotic resistance in our society is inevitable. A lot of research is made on this subject in the pre-vaccine period and the studies about the risk factors of pneumococcal carriage are made by different centers in our country. However, the study is to be done for the first time in the period after vaccination to compare with the studies in the pre-vaccine period is crucial. The study was conducted as a prospective research at Department of Pediatrics and Cebeci Hospital Central Microbiology Laboratory, Ankara University Medical School, and Refik Saydam National Public Health Agency. Between April 21, 2011 and June 22, 2011 nasopharyngeal specimens were obtained from 1101 children aged 1 month to 18 years. Pneumococci isolates were tested for susceptibility to penicillin and ceftriaxone by using E-test and the susceptibility results were determined according to the 2008 Clinical Laboratory Standards Institute (CLSI). Serotypes of the isolates were determined by Quellung reaction. Of the children included in the study, 679 (61.7%) had received PCV7. The pneumococcal carriage rate was 21.9%. The carrier frequency was significantly increased by decreasing the children?s age and especially in children under 2 years of age and under 5 years of age carrier rates were found to be significantly higher (0-24 months: 25.5%, 25-60 months: 20.2% and >60 months: 13%). Having sibling attending at day-care centers, recovering from respiratory infection within 1 month, being a member of a family with low income level and being a member of family with more children were found be the risk factors for the pneumococcal carriage. Using the meningitis criteria of MIC values, 73% of the isolates were resistant to the penicillin and 47.7% of them was non-susceptible to the ceftriaxone (intermediately resistant: 29.9% and high resistant: 17.8%). Being a member of crowded family, living with a family health care provider and increasing in the average number of antibiotics used within 3 months were found to be related with the increase in the rates of penicillin (for meningitis) resistance. In addition, penicillin (for meningitis or oral therapy) resistance was significantly more in non-vaccinated or vaccinated partially children with PCV7 than the vaccinated fully children with PCV7 aged under 5 years. Being a member of family with more children, being age of over 2 years and increasing in the average number of antibiotics used within 3 months and 1 year were found to be related with the increase in the rates of ceftriaxone (for meningitis) resistance. Half of all pneumococcal isolates were serotyped as 19F (15.2%), 6A (15.2%), 23F (10.3%) and 6B (9.3%). Serotype coverage rates of the PCV7 and non-PCV7 were 46.2% and 53.8%, respectively. However, a recently introduced vaccine PCV13 covered 62% of isolates. The most common penicillin and ceftriaxone resistant serotypes were 6A, 6B, 14, 19F and 23F. Also, resistant isolates to the penicillin and ceftriaxone were more in serotypes covered by PCV7 and PCV13 than the non-PCV7 and non-PCV13 serotypes. As a result, there was no important change in frequency of pneumococcal carriage after about 3 years later introduction of the PCV7 into the national vaccine schedule and an increasing trend of the rates in non-PCV7 serotypes was seen especially in serotype 6A. In addition, the most striking point of this study is the unprecedented increase in carriage of penicillin anda ceftriaxone resistant pneumococci.Item Suçiçeği komplikasyonları(Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı) ÇANDIR, Mehmet Onur (Yazar); İNCE, Erdal (Tez Danışmanı)Suçiçeği çoğu zaman kendiliğinden geçen selim seyirli ateşli ve döküntülü viral bir enfeksiyon hastalığıdır. Çoğunlukla çocukluk dönemine ait bir hastalık olarak bilinmekle beraber erişkin ya da adolesan dönemde de görülebilmektedir. Suçiçeği hastalığı nadiren de olsa ağır seyredebilmekte ve ciddi mortalite ve morbiditeye sebep olabilmektedir. Suçiçeği enfeksiyonu toplumda yaygın görülebilmekte ve çok sayıda hastane başvurularına, hastane yatışlarına, yüklü miktarda hastane bakım ve tedavi giderlerine yol açabilmektedir. Ayrıca yatırılarak tedavi edilen hastaların anne ve babalarının yatış süresi boyunca işgücü kaybına ve bağlantılı olarak ekonomik açıdan ciddi kayıplara sebep olabilmektedir. Bu çalışma suçiçeğine bağlı hastaneye yatırılan hastalarda görülebilen komplikasyonların dağılımı, yatırılan hastaların yaşları, yatış süreleri, aldıkları tedaviler ve sekel durumları açısından incelenmiştir. Çalışmada ayrıca toplumda suçiçeğine bağlı hastaneye yatış oranları, yatırılan hastaların daha önceden sağlıklı olup olmadıkları incelenerek komplikasyon oranlarının karşılaştırılması yapılmıştır. Bu amaçla Ocak 2000 ve Eylül 2009 arasında hastanemiz enfeksiyon servisine suçiçeği sebebi ile yatırılan 65 hasta altta yatan hastalığı olanlar, daha önceden sağlıklı olanlar ve eşlik eden immun yetmezliği olanlar olmak üzere 3 guruba ayrılarak incelenmiştir. Daha önce sağlıklı olan hastalarımız 34 hasta ile %52.3` lük kısmı oluşturdukları görüldü. Bu hasta grubumuzda hasta başına düşen toplam maliyet 1260 TL olarak hesaplandı. En sık komplikasyon olarak %40 oranında cilt ve yumuşak doku enfeksiyonları saptandı. KCFT yüksekliği %32 oranında, pnömoni %23.5 oranında, hematolojik tutulum %20 oranında, SSS tutulumu %11.7 oranında saptandı. Altta yatan kronik hastalığı olan 10 hastamızın % 15.4` lük kısmı oluşturduğu görüldü. Bu grup hastalarımızda ortalama hasta başına düşen maliyet 627.5 TL olarak hesaplandı. Bu gurubumuzda hematolojik tutulum %50, pnömoni %30, KCFT'de yükselme %20 oranlarında saptandı. Bir hastamız gelişen disseminasyon sonrasında kaybedildi. İmmun yetmezliği olan 21 hastamızın %32.3` lük kısmı oluşturdukları görüldü. Bu grubumuzda ortalama maliyet 918 TL olarak hesaplandı ve tüm hastalarımız asiklovir tedavisi aldı. Bu grup hastalarımızda diseminasyon gelişmedi. Yatan hastalarımızın tümünde hasta başına düşen toplam maliyet anne veya baba işgücü kaybı da hesaba katıldığında 1052 TL olarak hesaplanmıştır. Yabancı ülkelerde yapılan çalışmalar ile kıyaslandığında enfeksiyon ilişki komplikasyonların diğer komplikasyonlara göre daha sık görüldüğü saptanmıştır. Bu durumun gelişmişlik düzeyi ile ilişkili olduğu düşünülmüştür. Toplumsal suçiçeği ilişkili hastaneye yatış oranları Ankara merkezde yataklı tedavi hizmeti veren çocuk hastaneleri ve kendi servisimizden edinilen 2008 yılına ait bilgiler ışığında incelenmiştir. Suçiçeğine bağlı hastaneye yatış oranı daha önceden sağlıklı hastalarımızda 10.6/100.000 olarak, tüm hastalar için ise 8.7/100.000 olarak saptanmıştır. Saptadığımız sonuçlar suçiçeği aşısını rutin uygulamaya alan yabancı ülkeler aşı öncesi döneme ait bazı çalışmalar ile uyumludur. Bu sonuç ülkemizde de suçiçeği aşısının uygulanması ile hastalık ilişkili morbidite, mortalite ve mali yükün ciddi düzeyde azaltacağı düşünülmüştür.Abstract Varicella is a type of viral infection disease with almost benign course and resolves spontaneously. Varicella is known as a chilhood disease however it could be seen among adolesences and adults. Varicella rarely lead to a severe disease and serious mortality or morbidity can be seen. Varicella infections are widespread in community and serious causes of many hospital admissions, hospitalizations, financial burden of hospitalization and medical care. Neverthless the work loss of patients? parents increases the financial burden of the disease. In this study the we investigate the distrubution of possible complications, medical treatments, age and existence of any varicella related sequelae. In our study we analyzed varicella related hospitalization rates in community and percantage of the hospitalized patients previously healthy. We compared the complication rates to each other. For this aim, 65 patients hospitalized in our pediatric infectious diseases clinic between the dates January 2000 and November 2009 are included in this study. Patients are diveded into three groups, healthy-before children, children with chronic illness and immunsupressed children. Thirty-four children constituting the %52.3 cut, are in previously healthy group. In this group total financial expenses for each patient is 1260 TL. Skin and soft tissue infection is the most common complication constituting the %40 cut. The other complications we determined were elevated liver enzyms (%32), pneumonia (%23.5), hematological involvement (%20), CNS involvement (%11.7). Fifteen point four percentage of our all patients consist of ten patients, are in chronic illnes group. In this group total financial expenses for each patient is 627.5 TL. In this group complications are hematological involvement (%50), pneumoniae (% 30), elevation of liver enzymes (% 20). One patient with the disseminated disease died. Our twenty-one patients constituting %32.3 cut are in immun-supresive group. In this group total financial expenses for each patient is 918 TL. In this group, all the patients were treated with acyclovir. Any disseminated patient is not determined. The calculated finacial burden for the each of our hospitalized patient is 1052 TL. The studies in foreign countries determined that infection associated complications are more frequent than the other complications. This situation is thought to be a result of development level of countries. Varicella related hospitalization rate is identified according to the data taken from the other pediatric clinics in the province of Ankara. Determined hospitalization rate for the patients previously healthy is 10.6/100.000, for all patients complication rate is 8.7/100.000. Some of the rates determined in our study are compared with the foreign country studies using the data of the prevaccine period. Vaccination programme could be useful for preventing disease and for reducing the morbidity, mortality and financial burden of varicella disease.