Browsing by Author "Akandere, Osman"
Now showing 1 - 4 of 4
Results Per Page
Sort Options
Item Azerbaycan Sovyet Hükümeti’nin milli mücadele yıllarında İngilizler nezdindeki bir teşebbüsü: Malta’daki Türk esirlerinin serbest bırakılması meselesi(Ankara : Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, 2019) Akandere, Osman; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiItem ÇOLAK İBRAHİM BEY VE KUVA-YI SEYYARE(Ankara Üniversitesi, 2022) Akandere, Osman; Other; OtherMilli Mücadele’de düzenli orduların kurulma sürecine kadar, ülkemizi işgal eden güçlere ve özellikle de Batı Anadolu’daki Yunan işgallerine karşı Kuva-yı Milliye yapısı içerisinde mücadele edilmiştir. Farklı cephelerde mücadele eden Kuva-yı Milliye grupları içerisinde Çerkes Ethem’in kumandanlığını yaptığı kuvvetlere Kuva-yı seyyare denilmiştir. Çerkez Ethem ve Kuva-yı Seyyare kuvvetleri 1919 ve 1920 yılı içerisinde bir taraftan işgalci Yunanlılara karşı mücadele ederken bir taraftan da Milli Mücadele karşıtı çıkartılan isyanların bastırılmasında etkili olmuştur. 1920 yılı Nisan ayından itibaren Kuva-yı Seyyare birlikleri ve milli kuvvetlerin isyan bölgelerinde yetersiz kalmaları üzerine yeni bir kuvvetin teşkil edilmesi lüzumlu görülmüştür. Bu kapsamda Ali Fuat Paşa’nın teşvik ve yönlendirmesiyle oluşturulan yeni kuvvete de Kuva-yı Seyyare denilmiştir. Ancak Çerkes Ethem’in Kuva-yı Seyyaresinden ayrı görülmesi için bu kuvvete 2. Kuva-yı Seyyare adı verilmiştir. Kumandanlığına ise Miralay Çolak İbrahim Bey getirilmiştir. Çolak İbrahim Bey ve kumandanlığını yaptığı 2. Kuva-yı Seyyare birlikleri Düzce ve Yozgat bölgesindeki isyanların bastırılmasında görev aldı. Bilahare düzenli ordu kurulması çalışmalarında Çolak İbrahim Bey ve 2. Kuva-yı Seyyare müfrezeleri 3. Süvari Tümeni şeklinde teşkilatlandırılmış ve sırasıyla İnönü Muharebeleri, Sakarya Savaşı ve Büyük Taarruzda aktif olarak cephede savaşmış, önemli başarılar kazanmıştır Bu çalışmada arşiv belgeler, yayınlanmış hatıralar ve konuyla ilgili çalışmalardan yararlanarak 2. Kuva-yı Seyyare’nin oluşumu ele alınmıştır. Bilahare de Çolak İbrahim Bey ile kumandanlığını yaptığı 2. Kuva-yı Seyyare’nin isyanların bastırılmasındaki etki ve çabaları verilmeye çalışılmıştır.Item Enver Paşa'nın Avrupa Cephelerine Türk Birliklerini Gönderme Kararına Alman Komutanlarının Yaklaşımları(Ankara Üniversitesi, 2020-12-25) Akandere, Osman; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiOsmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’nda birlikte savaştığı müttefiklerine yardım amaçlı olmak üzere bazı Avrupa cephelerine asker göndermiştir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu kuvvetlerinin Ruslarla savaştığı cephelerde mağlup olarak durumunun kötüleşmesi üzerine Almanya ve müttefiki devletlerinin ortak kararları ve yapılan plan çerçevesinde Avrupa cepheleri için Osmanlı Devleti’nden askeri destek yapması istenmiştir. Osmanlı Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa, Avrupa cephelerine yardım amaçlı kuvvet gönderilmesine ilişkin teklifi tereddütsüz kabul etmiştir. Çünkü Enver Paşa devam eden savaşın kesin sonucunun Avrupa cephelerinde alınacak başarıya bağlı olduğunu düşünmekteydi. Enver Paşa’nın bu kararında Çanakkale Savaşlarını kaybeden İtilaf Devletleri’nin bu cepheden kuvvetlerini tamamen çekerek, cephenin kapanmış olması ve bunun sonucunda da yaklaşık 100 bin civarında Türk kuvvetlerinin boşa çıkması da etkili olmuştur. Enver Paşa toplam mevcudu 100’bin kişiyi aşan seçkin ve yetişkin subay ve erlerden oluşan üç kolorduyu müttefik cephelerde kullanmaya karar verdi. Bu çerçevede üç ayrı kolordunun hazırlanması ve Avrupa cephelerine gönderilmesine karar verilmiştir. Osmanlı Devleti’nce hazırlanacak bu kolordulardan birisi de Galiçya Cephesine gönderilecekti. Ayrıca Romenlerle savaşmak için Romanya Cephesine ve Sırplarla savaşmak için de Makedonya Cephesine de diğer iki kolordu gönderilecekti. Osmanlı Harbiye Nazırının müttefiklerine yardım amaçlı olarak Avrupa Cephelerine kuvvet gönderilmesi konusu Alman Genelkurmayı ve Osmanlı ordusunda üst düzeyde görev yapan Alman komutanlarca farklı bakış açılarıyla değerlendirilmiştir. Bazı Alman Generaller bu karara olumsuz yaklaşırken bazıları da bu konuda Enver Paşa’yı haklı bularak destek vermişlerdir. Bu çalışmada müttefikimiz Alman Genelkurmayının ve üst düzey Alman komutanların Osmanlı Devleti’nin Avrupa cephelerine asker gönderilmesi konusundaki görüşleri ve neden olumlu ya da olumsuz baktıkları incelenmeye çalışılacaktır.Item KÖY ENSTİTÜLERİNDE İŞ VE ÜRETİM ODAKLI EĞİTİM, KÜME ÇALIŞMALARI VE İMECE(Ankara Üniversitesi, 2021) Akandere, Osman; Other; OtherTürkiye Cumhuriyeti, kurulduktan sonra pek çok alanda inkılâplar yapmış ve bu inkılâpların büyük bir çoğunluğunu eğitim alanında gerçekleştirmiştir. Eğitimden uzak kalan köylülerin de eğitim hizmetlerinden faydalanabilmesi için çalışmalara başlanmıştır. Yapılan denemelerin ve edinilen tecrübelerin sonucunda 17 Nisan 1940 tarihinde Köy Enstitüleri Hasan-Âli Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde kurulmuştur. Enstitüler, iş içinde eğitim ilkesiyle üretim odaklı hareket eden kurumlar olmuşlardır. Enstitülerdeki üretim odaklı iş ve çalışmalar, Enstitülerin ve halkın ihtiyaçlarını giderecek nitelikte planlanıp ve yürütülmüştür. Küme çalışma sistemi, öğrencilerin her işe dâhil edilmesini sağlarken, aynı zamanda Enstitülerin yönetimini ve işlerin sistematik bir şekilde yürütülmesini kolaylaştırmış, öğrencilerin birlik içinde çalışmalarını desteklemiştir. Küme çalışmaları sayesinde, Enstitülerin bir diğer eğitim anlayışı olan imece yöntemi başarılı bir şekilde yürütülmüştür. İmece ruhuyla iş ve çalışmalarını yürüten Enstitüler, iş birliğine dayalı eğitim anlayışıyla kendi ihtiyaçlarını gidererek devletin maddi yükünü ciddi oranda hafifletmiştir. Aynı zamanda Enstitüler kendi ihtiyaçlarını giderecek iş ve üretimleri yapmakla yetinmeyip diğer Enstitülere ve çevresindeki halka yardım etmiştir. Enstitülerde öğrenciler imece yoluyla binalarını kendileri inşa etmiş, elbiselerini kendileri dikmiş, yiyeceklerini kendileri yetiştirmiştir. Bu kurumlar binaların yapımında ve yetiştirdikleri tohumların, fide ve fidanların diğer Enstitülerle paylaşılmasında birbirlerine destek olmuşlardır. İmece sayesinde Enstitüler halkla bütünleşmiş ve karşılıklı olarak birbirlerine destek olmuşlardır.