Browsing by Author "ONAT, Hasan (Tez Danışmanı)"
Now showing 1 - 11 of 11
Results Per Page
Sort Options
Item Abbasiler’in kuruluş döneminde Abbasiyyun- Talibiyyun mücadelesi(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Mezhepleri Tarihi Anabilim Dalı) KOÇAK, Yusuf (Yazar); ONAT, Hasan (Tez Danışmanı)Hicri birinci asırda Emevi-Haşimi çekişmesinin ana hatlarınınbelirlenmesi, bu çekişme içerisinde Haşimi kanadın rolünün ortaya konulmasıve Haşimi kanat içinde de Alioğulları ile Abbasoğullarının ayrımın ne zaman vene şekilde ortaya çıkışının değerlendirilmesinin amaçlandığı bu çalışmada, hicriI. Asırda Haşimoğulları, ihtilale giden yolda Abbasoğulları-Alioğulları ilişkisi,ihtilalden sonra Abbasoğulları-Alioğulları mücadelesi ele alınmıştır. Buçalışmanın Mezhepler Tarihi açısından hicri birinci asrın daha iyi anlaşılmasınakatkı sağlayacaktır.AbstractIn this thesis, the determination of principal point of conflict betweenUmayyad and Hashemi, the revealing the role of Hashemi in this conflict, whenand how the separation of Aliiyyun and Abbasiyyun would be in the hegira firstcentury are evaluated. The thesis composed of Hashemiyyun in the hegira firstcentury, the relation of Abbasiyyun and Aliiyyun in the revolution way and theconflict between Abbasiyyun and Aliiyyun after the revolution. It hasconsidered that the thesis will be explanatory the situation of the hegira firstcentury in terms of history of Islamic sects.Item EHL-İ BEYT TASAVVURU VE ERKEN DÖNEMDEKİ YANSIMALARI (Hicri I. ve II. Asır)(ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLER(İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ) ANABİLİM DALI) KARABİBER, Namık Kemal (Yazar); ONAT, Hasan (Tez Danışmanı)\\\"Ehl-i beyt Tasavvuru ve Erken Dönemdeki Yansımaları\\\" adlı tez giris, üç bölümden olusmaktadır. Giris bölümünde, tezim amaç ve kapsamı, kavramsal çerçeve, kaynaklar ve metod üzerinde durulmustur. Kavramsal çerçevede Ehl-i Beyt kavramı ve benzer anlamlar içeren kavramların tahliline yer verilmistir. Tez\\\'in birinci bölümü \\\"Emevilerin Kurulusuna Kadar ehl-i Beyt\\\" baslıgı altında ele alınmıstır. Bu baglamda Ehl-i Beyt kavramının Cahiliyye devri Arap toplumunda ifade ettigi anlamlar, kavramın Kur'an'daki ve Hadis literatüründeki kullanımları ve dört halife dönemindeki olaylarla iliskisine deginilmistir. Hilafet tartısmalarında Ehl-i Beyt kavramının yeri, kavramın kimlerle iliskilendirildigi ve bu kimselerin kavrama nasıl yaklastıkları konuları da ayrıca ele alınmıstır. İkinci bölüm, \\\"Emeviler Döneminde Ehl-i Beyt Tasavvurunun Sosyo-Politik Yansımaları\\\" baglıgı ile ele alınmıstır. Emevî iktidarı ile siyasi arenada ortaya çıkan farklı Ehl-i Beyt tasavvurlarına dikkat çekilmistir. Burada Ehl-i Beyt'e mensup oldugu öne sürülen kimselerin İslâm'ın erken dönem siyasi ve toplumsal olaylarındaki rolleri ve farklı Ehl-i Beyt tasavvurları konu edilmistir. Ayrıca Sia'nın ve söz konusu kimseler adına ortaya çıkan Gulat fırkaların Ehl-i Beyt kavramı temelinde onlara yükledigi siyasi ve itikadi anlamlar, Peygamberlik makamının bir sülale imtiyazı olup olmadıgı gibi hususlar tahlil edilmistir. Üçüncü ve son bölüm, \\\"Abassiler Döneminde Ehl-i Bayt Tasavvurunun Sosyopolitik Yansımaları\\\" ana baslıgı ile ele alınmıstır. Bu bölümde de kavramın anlam çerçevesinin farklı bir boyutu kazandıgı Abbâsîlerin ilk dönemleri merkeze alınarak, kavram temelinde gelisen bazı sosyo-politik olaylar incelenmistir. Abbâsîlerin Ehl-i Beyt adına davette bulunmalarına, Emevîlerin yıkılısı ile beraber, Hâsimî ailenin iki ayrı kolu olan Tâlibî ve Abbâsî Ehl-i Beytlerinin iktidar mücadelelerine ve Ehl-i Beyt kavramından hareketle siyasi söylemlerindeki hak iddialarına yer verilmistir.Item Hicri üçüncü asırda Şii-Mu`tezili İmamet tartışmaları ve İskafi'nin yeri(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı İslam Mezhepleri Tarihi Bilim Dalı) ÜMİT, Mehmet (Yazar); ONAT, Hasan (Tez Danışmanı)"Hicri IH. Asırda Şiî-Mu'tezili İmamet Tartışmaları ve İskafi'nin Yeri" adını taşı yan araştırmamız giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde E. /VTA. asrın ortalarına kadar olan imamet tartışmalarına genel olarak değindik. Birinci bölümde, H/VHI. asrın ortalarından MIX. asrın ortalarına kadar olan dö nemde, Şii-Mu'tezili imamet tartışmalarını ortaya koyduk. Bu dönemde,İmamiyye'de H/VIH. asrın ortalarında Ebu Ca'fer el-Ahvel ile birlikte Hz. Ali'nin imametinin nass ve ta'yin ile ol duğu, bu asrın sonlarmda,Hişam b. el-Hakem ile birlikte imametin nass ve ta'yin ile Hz. Ali, ondan sonra Hz. Hasan, Hüseyin ve çocuklarında olduğu anlayışı bulunmaktadır. Mu'tezile'nin Basra kolu, sadece efdalin imametini kabul etmekte ve Hulefa-i Raşidin'in hilafete geliş sıralannijfazilet sıralan olarak kabul etmektedir. Bağdat kolu ise,efdal ile birlikte mefdulün imametini de kabul etmektedir. Onlara göre, sahabenin en üstünü Hz. A- li'dir. ikinci kölümde,İskafi'nin imamet anlayışını ortaya koyduk. Mu'tezile'nin Bağdat koluna mensub olan Ebu Ca'fer el-İskafî,mefdurün imametini benimsediğinden dolayı bazı ları tarafindan Zeydi; olarak isimlendirilmiştir. Ancak o, mefdulün imametinin meşruluğuna getirdiği delil ve imameti Hz. Fatıma evladına hasretmeme hususunda, Zeydiyye'den ayrıl maktadır. Abstract Our research, "The Debates on Shiite-Mutazila Imamate and the Role of IskSfi in the 3rd Century of the Hegira" comprises an introduction and two separate chapters. In the introduction chapter we have mentioned the imamate debates, which took place until the middle of the 2nd/8th centuries, in a general perspective. In the first chapter, we have put forward the Shiite-Mutazila Imamate debates, which took place from 2nd/8th until 3rd/9th centuries. In this period, in the middle of 2nd/8th centuries, there was an approach of Imamites which maintained that the Imamate belonged to Ali through dogmatism and designation, which began with Ebu Ca'fer el-Ahvel. Through the end of the same century, the approach maintained that the Imamate belonged to Ali and then to Hasan, Hüseyin and their sons through dogmatism and designation which was promoted and expanded by Hisham b. el Hakem. The Basra branch of the Mutazila accepted only the Imamate of the "superior" and they admitted that the first four caliphs took on their mission with the order of their merits. As for Baghdad branch, they accepted not only the Imamate of the Superior (efdal) but also that of the less superior (mefdul) person. For them, Mohammed's best companion was Ali. In the second chapter we have again put forward the Imamate approach of IskSfi. As Ebu Ca'fer el-lskafi (a member of the Baghdad branch of Mutazila) accepted the Imamate of the less superior (mefdul) person, he had been called Zeydiyya by some people. But he is different from Zeydiyya in terms of the evidence he put forward for the legality of the less superior person's Imamate and of not devoting the imamate to the sons of Fatima.Item İbn Kuteybe'nin mezhep anlayışı ve diğer mezheplere bakışı(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri (İslâm Mezhepleri Tarihi) Anabilim Dalı) DEMİRBİLEK, Mine (Yazar); ONAT, Hasan (Tez Danışmanı)Hicrî üçüncü asır, dinî, siyâsî ve toplumsal değişimlerin yaşandığı bir dönem olmuştur. Yaşanan ilmî ve siyâsî gelişmeler dönemin din anlayışını da etkilemiş ve Ashâbu'l-Hadis halk nezdinde geniş kabul görmüştür. Bu doğrultuda Mu'tezilî ya da Mürciî kimseler merkezde yoğunluklarını kaybetmişlerdir. Bu durumla bağlantılı olarak, Ashâbu'l-Hadis içerisinde Kur'an'ın telaffuzu konusunda görüş ayrılıkları yeni bir tartışmaya da zemin hazırlamıştır. Kur'an'ın mahiyeti tartışmalarına katılan isimlerden biri de İbn Kuteybe'dir. Bu sebeple bu çalışmada onun görüşleri, yakınlık kurduğu isimler ve tenkit ettiği gruplar üzerinden üçüncü asrın dinî durumu anlaşılmaya çalışılmıştır. Kendisini Ashâbu'l-Hadis içerisinde konumlandıran İbn Kuteybe, diğer gruplara karşı bu zümreyi savunmuş ve bu yönde eserler vermiştir. Bunun yanında üçüncü asır ortalarında grup içerisinde yaşanan bölünmeleri fark etmiş ve "Kur'an'ın telaffuzu mahluktur." diyerek tarafını belirlemiştir. Bu görüşleri ile İbn Kuteybe dönemin Ashâbu'l-Hadis'i içerisinde muhalif kesime dahil olmuştur. Pek çok konuda eser veren İbn Kuteybe, mezhepler konusuyla da ilgilenmiştir Buradan hareketle onun Şia, Hariciyye, Cehmiyye, Mürcie ve Kaderiyye gibi fırkaları nasıl tanımladığı ve kimleri bu mezheplere dahil ettiği sorularına cevap aranmıştır. Onun mezheplere bakışında reddiyeci ve savunmacı bir üslup benimsediği görülmüştür. AbstractThird century after hijrah has been a period of significant religious, political and social changes. Scholarly and political developments have affected the religious understanding of the period and Ashābu'l-Hadith became a widely accepted notion/group in the eyes of community. Accordingly, Mutazilite or Murji’ite people lost their influence in the center. In connection with this situation, disagreements about pronunciation of Quran within Ashābu'l-Hadith made way for a new discussion. İbnQutayba was one of the scholars who participated in the discussions about the nature of Qur'an. Therefore, in the present study religious conjunction of third century tried to be understood on the basis of his opinions, people who he developed intimacy with and groups that he criticized. İbn Qutayba who positioned himself within Ashâbu'l-Hadith, has defended this community against other groups and he has also supported it with his works. Besides, in the middle of third century he has noticed the divisions experienced in the group and he took his position by saying “The pronunciation of Quran is created”. Associated with afore mentioned opinions of him, İbn Qutayba included in the opponent part of Ashâbu'l-Hadith. İbn Qutayba who wrote books in many subjects, was also interested in the sects in third century. With reference to this, the present study seeks answers for questions of how İbn Qutayba defined sects like Shia, Kharijiya, Jahmiyyah, Murji’ah and Qadariyah and whom he included in these sects. We can see that in his approach to sects he adopted a rejectionist and defensive style.Item Islahat hareketleri ve selefîlik(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri (İslâm Mezhepleri Tarihi) Anabilim Dalı) ATALAY, Hakan (Yazar); ONAT, Hasan (Tez Danışmanı)Selefîlik tam anlamıyla bir mezhep olamayacağı halde, birçok çalışmada bir mezhep gibi algılanarak sistematik kurucusunun İbn Teymiyye olduğu söylenmektedir. Halbuki “Halefiyyûn” kavramının zıddı olan “Selefiyye” teriminden farklı olarak “Selefî/Selefîlik” nitelemesinin, ilk defa modern dönem ıslahat hareketleri ile ortaya çıktığı görülmektedir. Bu bağlamda, tezimizde Selefîlik kavramının zemini araştırılarak ıslahat hareketleri ile ilişkisi ele alınmıştır. Selefîliğin bir mezhepten ziyade bir zihniyet olduğuna dikkat çekilmiş; İbn Teymiyye’yi sistematik kurucu şeklinde görmek yerine, ıslahatçıların ve Vehhâbi eğilimlerin ilham kaynağı olarak görmenin daha sağlıklı olacağına kanaat getirilmiştir. AbstractHowever salafism, in strict sense, can not be considered as a religious sect (madhab), in many studies its perceived as a sect, withal being said that Ibn Taymiya is the sistematic founder. Nevertheless, apart from the term “salafiyyun” which is the antonym of “khalafiyyun”, it can be seen that the attribute “salafi” for the first time emerges with the modern epoch reformist movements. In this sense, our thesis studies the sole of the term “salafism” and dicusses its relation with reformist movements. Moreover, it seems to be a healthier conviction to consider salafism as a mindset/mentality rather than a sect, while conceding Ibn Taymiyah not as the sistematic founder, but a source of inspiration for reformist and wahabi movements.Item İslam coğrafyacılarına göre mezhepler(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri (İslam Mezhepleri Tarihi) Anabilim Dalı) YURTALAN, Betül (Yazar); ONAT, Hasan (Tez Danışmanı)Tez, “giriş, üç bölüm, sonuç ve ek”ten oluşmaktadır. Girişte, tezinhazırlanmasında takip edilen yöntem ve yararlanılan kaynaklar hakkında bilgiverilmiştir.Birinci bölümde, İslam coğrafyacılığının oluşum süreci ve önemli temsilcileriele alınmış ve coğrafya eserlerinin mezhepler tarihi açısından önemi üzerindedurulmuştur. İslam coğrafyacılarının mezhebi kimlikleri hakkında bilgi verilmişardından onların eserlerinde yer alan mezhepler ile ilgili genel bilgilerdeğerlendirilmiştir.İkinci bölümde, Arap Yarımadası ve Mağrib’deki mezhebi dağılım elealınmıştır. Arap, Irak, Akûr (el-Cezire), Şam, Mısır ve Mağrib bölgeleri bu bölümünkonusunu oluşturmaktadır.Üçüncü bölümde, Maşrık’taki mezhebi dağılıma yer verilmiştir. Bu bölümdeyer alan bölgeler, Horasan ve Mâverâünnehir, Deylem, Rehab, Cibal, Huzistan, Fars,Kirman ve Sind bölgeleridir.Ekte, örneklik teşkil etmesi düşüncesiyle Makdisî’nin çizdiği bölgeharitalarına yer verilmiştir.AbstractThe thesis consists of an introduction, three chapters, a conclusion and anappendix. The introduction gives information about the method and the sources usedwhile preparing the thesis.The first chapter gives detail about the formation process of Islamicgeography literature and important geographers. Then, it investigates the importanceof the geography books in the sense of history of Islamic sects. It also elaborates onthe sects of geographers and discusses the main information about sects which takespart in geography books.The second chapter gives information about the distribution of sects inArabian Peninsula and Maghrib. It consists of the regions of Arab, Iraq, Aqur (Al-Jazeera), Sham, Misr (Egypt) and Maghrib.The third chapter deals with the distribution of sects in Mashrıq. It consists ofthe regions of Khorasan, Transoxiana, Daylam, Rehab, Jibal, Khuzistan, Fars,Kirman and Sind.In the appendix maps of Makdisî have been given for exemplary.Item KAKAİYYE HAREKETİ(TEMEL İSLAM BİLİMLERİ (İSLAM MEZHEPLER TARİHİ) ANABİLİM DALI) ZEYNEL, Ali (Yazar); ONAT, Hasan (Tez Danışmanı)Kakaiyye Hareketi isimli tez giriş , iki bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır . Girişte metot ve kaynaklar hakkında bilgi verilmiştir . Birinci bölümde Kakaiyye kavramı , Kakaiyye ile ilişkilendirilen Nusayrilik , Bektaşilik , Kızılbaşlık ve Şebek gibi bir takım dini oluşumlar ile Kakaiyye’nin ortaya çıkışı ve teşekkülü hususu ele alınmıştır . İkinci bölümde , Kakaiyye’nin inançları , ibadetleri , dini mertebeleri ve adetleri işlenmiştir .Item Mehdilik fikri ve Müslümanlar arasındaki ilk tezahürleri(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı (İslam Mezhepleri Tarihi)) YÖNEM, Ahmet (Yazar); ONAT, Hasan (Tez Danışmanı)Çalışmamız, giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde araştırmamızda kullanacağımız metot ve kaynaklar hakkında bilgi verdikten sonra mehdi kelimesini lügat ve ıstılahi olarak açıkladık. I. Bölümde dinlerde kurtarıcı fikri ve temelleri üzerinde durduk Bütün dinlerde farklı isimlendirmelerle de olsa bulunan kurtarıcı fikrini ayrı başlıklar alanda inceledik Klasik İslam Mezheple/indeki mehdi inananı açıkladık Bölüm sonunda kurtarıcı beklentisinin psiko-sosyal ve siyasi sebepleri üzerinde durduk II.Bölümde Müslümanlar arasındaki mehdilikle ilgili tezahürleri ortaya koymaya çalıştık Mehdi kelimesinin ilk defa kimler için kullanıldığım ve bunların kullanılma sebeplerini araştırdık Mehdi olarak nitelendirilen şahısların bu fikirlerle irtibatının olup olmadığını,mevcut kaynaklar ışığında tespit etmeye gayret gösterdik Müslümanlar arasında onları,içinde yaşadıkları dönemdeki sıkınalardan kurtaracak biri yada zamanla geleceği umulan kişi olarak değişik Mehdi anlayışları hakim olmuştur. Her gurup veya kişi tarafından bu kavrama farklı anlamlar yüklenmiştir. Bu durum her toplumun sosyolojik ve psikolojik yapısı ile bağlanan bir gelişme göstermiştir. Günümüzde de farklı coğrafyalarda Mehdi olduğunu iddia eden kişilere rastlamak mümkündür. Bu tür iddiaların dini yönden geçerli olup olmadığını ancak kaynakların incelenmesi sonucu tespit edebiliriz. Abstract Our study cone hides an introduction and two seperate chapters. We gave information concerning methods and bibliography to be used in our search, and explained the word "Mahdi" both lexically and terminologicaUy. In me first chapter, we emphasized on the idea of a rescuer in religions and its foundations. We examined the idea of rescuing, vhich axists in every religion though with a different name, under separated tides. We explained the Mahdi belief in the classical Muslim sects. We emphasized on psyco-social and political reasons for the expactation of rescuer. In the second chapter, we tried to state clearly the manifestations among Muslims comcerning the Mahdi belief. We searched for whom the word "Mahdi" was used for the first time, and the reasons of this. We also tried to determine whether there has been a relation between the persons who was given the name "Mahdi" with mis idea under the light of the existing bibliography. Among Muslims, some "Mahdi" related ideas have occured, which concorned a "coming man" to rescue Muslims from their existing problems, whether early or late. Each group or person have put a different development according to sociological and psychological settling of each society. Today it is still possible to see some some persons in different parts of the world claiming mat he is Mahdi. We may state whether or not this claims are true for religous concerns if only we examine the bibliography.Item Mezhepler tarihi açısindan Cafer es-Sadık(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı (İslam Mezhepleri Tarihi)) ONAT, Hasan (Tez Danışmanı); ATALAN, Mehmet (Yazar)"Mezhepler Tarihi Açısından Cafer es-Sadık" adını taşıyan araştır- mamız giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde Cafer es-Sadık'a ait olan ve ona nisbet edilen eser- lerden bahsedildi. Cafer es-Sadık'm döneminin sosyo-politik yapısı ve siyasi idareyle ilişkisi ve döneminin fikir hareketleri üzerinde durulmaya çalışıldı. Birinci bölümde, Cafer es-Sadık'ın tarihi ve menkabevi hayatı geniş ölçüde ortaya konulmaya çalışıldı. O siyasi hüviyetinden çok, ilmi şah- siyetiyle tanınmıştır. Dönemindeki hiç bir isyana katılmadığı gibi, Şii isyanlarda da tarafsızlığını bozmamıştır. Cafer es-Sadık bir çok seçkin ulemadan ders almış, bir çok değerli alim yetiştirmiştir. Cafer es-Sadık ve Ebu Hanife arasındaki ilişki değerlendirildi. Hadis alimleri O'nun güvenilir ve sağlam bir ravi olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Şîi kaynaklarda Menkabevi hayatını değerlendirirken Gayb ve Cifr ilmi hak- kında geniş ölçüde bilgi verildi. Cafer es-Sadık tasavvuf tatarihinde de önemli bir yere sahiptir. Bütün sufiler Cafer es-Sadık'ı evliyadan saymış- lardır. Ayrıca Cafer es-Sadık'a nisbet edilen eserlerin aidiyeti şüphelidir. İkinci bölümde Cafer es-Sadık'ın İlikadî (Tevlıid, Nübüvvet, Kur'an, Ahiret, Kader ve Büyük Günah), Siyasi (Sahabe, İmamet, Siyaset) görüş- leri ortaya konuldu. Cafer es-Sadık'ın Takiyye, Bed'a, Kaim'in Gaybeti, Zuhuru ve Hakimiyeti hakkındaki görüşleri değerlendirildi. Üçüncü bölümde, Cafer es-Sadık herkesin ittifaken kabul ettiği bir imam olduğu için bir çok Şii fırkalar, batıl görüşlerini ona isnad ederek, kendilerine meşruiyyet kazandırmak istemişlerdir. Cafer es-Sadık ve Gulat bölümünde gulat fırkaların savundukları ilahlık, peygamberlik, mucize, takiyye, bed'a, rec'at, tenasüh, hulul, teşbih gibi sıfatlardan uzak kalıhış bu gibi saçmalıkları yapanları lanetlemiş ve onların liderlerini kovmuştur. Cafer es-Sadık'ın görüşleri ile İmamiyye'nin fıklıi konu- lardaki görüşleri çok önemli ayrılıklar göstermemektedir. Ancak inanç esasları ile ilgili hususlarda dikkat çekici özellikler taşımaktadır. Herşeyden evvel Tevhid, Nübüvvet ve Ahiret gibi üç temel usulde birleş- miş olmakla birlikte, imametin usuli'd-din içine sokulması ve dolayısı ile Hz. Muhammed'den sonra belli kişilere üstünlük sağlaması bu kişilerin Peygamber gibi ismet sahibi ve başkalarında olmayan özel bir bilgiye sahip bulundukları gibi hususun kabul edilmesi Cafer es-Sadık ile bağ- daşmamaktadır. Abstract Our study called "Djafar al-Sadjq as regards the Hislory of the Creeds" consist of the intruduction and tlıree chapters. in the introtuctioıı chapter, the works beîonging to him and the ones attributed to him were mentioned. Soci-political structure of Djafar al-Sadıq's period, his relationship whHîthe political government and the thought-nıovemeııts of his period were tried to be studied. in the first chapter, we have fried to put forvvard Djafar al-Sadıq's lıistorical and recital life indetail. He has been well-known for his scientific personality more thanhİs political identity. He has not taken any part of the Shiite rebels as he has not participated in any rebel in his period. He has been taught by many respected ulema(doctors of islam Theology) and has also trained a lot of respected ulema. The relationship betvveen Djafar al-Sadıq and Ebu Harüfe was evaluated. The scientists of the religious. Tradition of the prophet have agreed on his being a reliable and trustvvorty narrator. While appreciating his recital life in the Shiite resources, the data about the Occult and çift sciences were given in detail. Djafar al-sadıq also has an importaıit role in the history of sufism. AH sufis have considered Djafar al-Sadıq as a saint. Besides, it is doubtful tlıat the works attributed to Djafar al-Sadıq have nothing to do with him. in the second chapter Djafar al-Sadıq's religious (Monotheism, Prophethood, Kur'an, Holy Word, Destiy, and Great Sin), and Political (The disciples of Mohammed, Quality and offıce of an imanı, Politics) vievvs weıe put fonvard. Djafar al-Sadıq's views about Takiyye, Bed'a, Kaim's Lost, Arise and Dominancy were eveluated. in the third chapter, the Shiite parties have vvanted to gain legality for themselves by imputing their erroueus views to Djafar al-Sadıq because he has been an imam agreed on by alliance by every body. in the section of Djafar al-Sadıq and Gulat, he has been for away from such expressions as divinity, prophecy, mystry, takiyye, bed'a rec'at, metempsychosis, reincarnation, comparison defented by gulat groups, aııd has pronounced a formal anethama against the people talking nonsense and persecuted theirs leaders. Djafar al-Sadıq's views and those of Imamiyye about the subjects of Moslem jurisprudence have not shown signifıcant variances. Yet, they have outstanding features related to the basics of the belief. First of ali, even though they have agreeınent on three basic methods like monotheism, prophethood, and Holy world, that the quality and offıce of an imam has been intruduced into the religion Methodology, and thus, that it has provided certain people after Momammed with superiority, that the manııer in which these people have peculiarity like the prophet and also the pıivate knovvledge olhersdo not have do not conıe to an agreement with Djafar al-Sadıq.Item Şİà LİĞİN FARKLILAŞMA SÜRECİNDE(ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ (İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ) ANABİLİM DALI) ATALAN, Mehmet (Yazar); ONAT, Hasan (Tez Danışmanı)Şiiliğin Farklılaşma Sürecinde Ca'fer es-Sâdık'ın Yeri adını taşıyan araştırmamız giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde Metot ve kaynaklardan, Şia kavramının tespiti, lügat ve terim anlamı, Şia ve Rafızî kavramının ne anlama geldiği üzerinde duruldu. Birinci bölümde, Şii Farklılaşmaların İlk Tezahürleri olan imamet, vasilik, Ehl-i Beyt ve Mehdilik; Şiiliğin Farklılaşma Sürecinde Kabileciliğin Rolü olan Emevi-Hâşimi Çekişmesi, Alioğulları ve Abbasoğulları, Mevali-Arap Çekişmesi; Ca'fer es-Sâdık Öncesi Şiiliğin Genel Görünümü geniş ölçüde ortaya konmaya çalışıldı. İkinci bölümde Ca'fer es-Sâdık ve Öğrencileri, Ca'fer es-Sâdık ve gulat ve Ca'fer es-Sâdık dönemi siyasi isyanlarına geniş ölçüde yer verildi. Ca'fer es-Sâdık siyasi hüviyetinden çok, ilmi şahsiyetiyle tanınmıştır. Ca'fer es-Sâdık'ın Fikirleri olan Allah, Peygamber, Kur\\\'an, İmamet, Ahiret ve Kader görüşü tespit edildi. Diğer görüşlerinden olan Sahabe, Takiyye, Bedâ' görüşü ortaya konuldu. Her şeyden evvel Tevhid, Nübüvvet ve Ahiret gibi üç temel usulde birleşmiştir. İmametin usuli'd-din içine dahil edilmesi, Hz. Muhammed'den sonra belli kişilere üstünlük sağlamıştır. Bu kişilerin Peygamber gibi ismet sahibi ve başkalarında olmayan özel bir bilgiye sahip oldukları iddia edilmektedir. Kanaatimizce bu husus Ca'fer es-Sâdık'ın düşüncesi ile bağdaşmamaktadır. Dönemindeki hiç bir isyana katılmadığı gibi, Şii isyanlarda da tarafsızlığını bozmamıştır. Ca'fer es-Sâdık herkesin ittifaken kabul ettiği bir imam olduğu için bir çok Şii fırka, batıl görüşlerini ona isnad ederek, kendilerine meşruiyet kazandırmak istemişlerdir. Ca'fer es-Sâdık'ın ismi etrafındaki spekülasyonlar bölümünde gulat fırkaların savundukları ilahlık, peygamberlik, mucize, bedâ', rec'at, tenasüh, ibaha ve teşbih gibi sıfatlardan uzak kalmış bu gibi saçmalıkları yapanları lanetlemiş ve onların liderlerini kovmuştur. Üçüncü bölümde Ca'fer es-Sâdık'ın vefatından sonraki İmamet tartışmaları, Ca'fer es-Sâdık'la bağlantılı olan Şii fırkalar, Ca'fer es-Sâdık'ın İsnâ-aşeriyye'nin oluşumuna etkisi üzerinde duruldu.Item Yaşar Kutluay’ın mezhepler tarihçiliği(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı (İslam Mezhepler Tarihi)) ŞENTÜRK, Ümmügülsüm (Yazar); ONAT, Hasan (Tez Danışmanı)