01-YÜKSEK LİSANS TEZLERİ

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 14508
  • Item
    Türkiye'de üniversitede yetişkin eğitimi alanının kurumsallaşması
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Bektaş,Arzu
    Yetişkin eğitimi alanının üniversitede kurumsallaşma durumunun analiz edilmesi amacıyla yapılan bu araştırmada; alanın üniversitelerdeki akademik yapılanma durumu ve alanda doktora düzeyinde öğrenim görenlerin, kurumsallaşmaya yönelik görüş, düşünce ve deneyimlerinin değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Araştırma nitel bir çalışma olarak tasarlanmış, veriler doküman analizi ve yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla toplanmıştır. Araştırmada ilk olarak halk/yetişkin eğitimi alanının üniversitelerdeki mevcut akademik yapılanma durumu incelenmiştir. Daha sonrasında ise alanda doktora düzeyinde öğrenim gören 19 katılımcının kurumsallaşma durumuna ilişkin görüş ve deneyimlerini içeren görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; "Hayat Boyu Öğrenme ve Yetişkin Eğitimi" olarak adlandırılan alanın, 28 üniversitenin akademik yapılanmasında yer aldığı ancak sadece 6'sında lisansüstü programların aktif olduğu görülmüştür. Doktora programı ise 2 üniversite dışında bulunmamaktadır. Doktora düzeyinde öğrenim görenler, çoğunlukla akademide ancak farklı alanlarda istihdam edilmişlerdir. Yetişkin eğitimi alanının akademik kadroları ise 6 akademisyen dışında çoğunlukla alan dışından oluşmaktadır. Eşitlik ve özgür düşünceden beslenen halk eğitimi anlayışının kurumsallaşması için örgütlenme ve dayanışmanın geliştirilmesi gerektiği önemli görülmektedir. In this research, which was conducted to analyze the academic institutionalization of the field of adult education; It is aimed to evaluate the academic structure of the field in universities and the opinions, thoughts, and experiences of those who are studying at the doctoral level in the field related to institutionalization. The research was designed as a qualitative study, and data were collected through document analysis and semi-structured interviews. In the research, firstly, the current academic structure of the public/adult education field in universities was examined. Afterwards, interviews were held with 19 participants who were studying at the doctoral level in the field, including their views and experiences on the institutionalization situation. According to the research results, it has been observed that the field called "Lifelong Learning and Adult Education" is included in the academic structuring of 28 universities, but only 6 of them have active postgraduate programs. Doctoral programs are not available except for 2 universities. Those who completed their doctoral education were mostly employed in academia but in different fields. The academic staff of the adult education field, on the other hand, mostly consists of outsiders, except for 6 academicians. It is considered important that organization and solidarity should be developed for the institutionalization of the understanding of public education, which is nourished by equality and free thought.
  • Item
    Pandemi (COVID-19) sürecinde öğretim programlarının uygulanabilirliğine ilişkin öğretmenlerin görüşleri
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Çavuş,Birsen
    Bu araştırmanın amacı, pandemiden (COVID-19) kaynaklı yaşanan zorunlu ve acil olarak geçilmiş uzaktan eğitim sürecinde öğretim programlarının uygulanabilirliğine ilişkin öğretmenlerin görüşlerini belirlemektir. Araştırma, betimsel bir araştırmadır. Genel tarama modellerinden tekil tarama modeli kullanılarak yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini, Ankara ilinde üç farklı sosyoekonomik gelişmişlik düzeyinde bulunan Çankaya, Elmadağ ve Bala ilçelerinde, ilkokul, ortaokul ve Anadolu liselerinde görev yapan öğretmenler oluşturmaktadır. Tabakalı örnekleme yöntemine göre belirlenen örneklemde yer alan öğretmenlerin branşlarının sınıf öğretmenliği, sayısal, sözel, spor-sanat, yabancı dil dağılımında olmasına dikkat edilmiştir. Veriler, anket ile toplanmıştır. Veri toplama aracı iki bölümden oluşmuştur; birinci bölümde katılımcılara ait demografik bilgiler, ikinci bölümde ise pandemi (COVID-19) sürecinde yürütülen uzaktan eğitimde öğretim programlarının uygulanabilirliğine dair öğretmenlerin görüşlerini belirlemeye yönelik maddeler yer almıştır. Verilerin çözümlenmesinde betimsel analiz kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, öğretmenler pandemi (COVID-19) döneminde öğretim faaliyetlerini planlarken öğretim programlarından yararlandıklarını fakat programda yer alan kazanımları uzaktan eğitim sürecine uygun bulmadıklarını ve kazanımların tamamının gerçekleştirilebilir olmadığını düşündükleri için yeniden düzenleme ihtiyacı duyduklarını belirtmişlerdir. Öğretim programlarının içeriğinin uzaktan eğitim sürecine uygunluğu konusundaki görüşler branşlara göre farklılaşmıştır. Öğrencilerin derse katılımının okul türü, branş ve sosyoekonomik düzeye göre farklılaştığı öğretmenlerin görüşleri doğrultusunda belirlenmiştir. Öğrenme güçlüğü çeken ve yetersizliği olan öğrencilerin süreçten en çok olumsuz etkilenen grup olduğu belirtilmiştir. Öğretmenlerin ek materyallere ihtiyaç duyduğu, uygulamalı çalışmaların yeterince yapılamadığı ifade edilmiştir. Bu süreçte öğrenme kayıplarının oluştuğu, yapılan telafi eğitiminin yeterli bulunmadığı, uzaktan eğitim çıktıları ile yüz yüze eğitim çıktılarının eşdeğer bulunmadığı ifade edilmiştir. İleride herhangi bir sebepten ötürü yaşanabilecek acil uzaktan eğitim durumuna karşı öğretim programlarının uyarlanmasına ihtiyaç vardır. Ayrıca öğretmenlere ve öğrencilere (özellikle kısıtlı imkanlara sahip bölgeler ve öğrenme güçlüğü çeken öğrenciler için) teknolojik destek sağlanması ve teknoloji kullanımı konusunda öğretmenlere eğitim verilmesi önerilmektedir. Uzaktan eğitim sürecinde de işe koşulabilecek uygun içerik ve ölçme değerlendirme araçları geliştirilmesi önerilmektedir. The aim of the study is to determine the opinions of teachers about the implementation of the curricula in the necessarily and urgently passed distance education process due to the pandemic (Covid-19). The study is a descriptive research and singular screening model, one of the major types of surveys, was conducted for this study. The population of the research consists of teachers working in elementary, middle school and Anatolian high schools in Çankaya, Elmadağ and Bala districts, which are at three different socioeconomic development levels in Ankara. While choosing the study group, it was paid attention to the fact that the branches of the teachers included in the sample determined according to the stratified sampling method was conducted to determine the participants of the study in the field of primary school teaching, math, science, language, sports-art and foreign language. Data collection in the study was carried out by questionnaire. The questionnaire consisted of two parts; the first part is about demographic information of the participants and the second part includes the items to determine the opinions of teachers on the implementation of curricula in distance education carried out during the pandemic (Covid-19). The data has been analyzed by a descriptive statistics. The findings of the study revealed that teachers were benefited from the curricula while planning their teaching activities however they did not find the all learning objectives in the curriculum feasible for the distance education therefore they needed to reorganize some of the learning objectives. Teachers' opinions on the appropriateness of the content of the curricula for distance education became different according to the teaching fields. It was determined in line with the opinions of the teachers that the participation of the students in the lesson differed according to the school type, branch, and socioeconomic level. It has been stated that students with learning difficulties and disabilities were the most disadvantaged group in distance education. In addition, it has been stated that teachers need additional materials, and applied studies cannot be done sufficiently. It was stated that learning losses occurred in this process, the remedial training was not sufficient, and the learning outcomes of distance education and face-to-face education were not equivalent. It has emerged that there is a need to adapt the curriculum against the urgent transition to distance education that may be experienced in the future for any reason. Moreover, it is recommended to provide technological support to teachers and students (especially for regions with limited resources and students with learning difficulties) and to train teachers on the use of technology. It is recommended to develop appropriate content and measurement tools that can be used in the distance education process. There is a need to adapt the curriculum against the situation of emergency distance education that may be experienced in the future for any reason. In addition, teachers and students should be provided with technological support and training. Especially, the students with learning difficulties and regions with limited resources should be supported. Content and measurement and evaluation tools, appropriate for the distance education process, should be developed.
  • Item
    Sosyal bilgiler dersinde çevre okuryazarlığını geliştirmeye yönelik akademisyen ve öğretmen görüşleri
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Çinikaya,Ceren
    Bu araştırmanın amacı sosyal bilgiler dersinde çevre okuryazarlığının geliştirilmesine yönelik akademisyen ve öğretmen görüşlerini ortaya koyabilmektir. Araştırmada nitel araştırma modeli türlerinden biri olan "temel nitel araştırma" benimsenmiştir. 13 akademisyen ve 14 öğretmen ile yarı yapılandırılmış görüşme formu yaklaşımı ile gerçekleştirilen araştırmanın bazı sonuçları şöyledir: Sosyal bilgiler dersinde çevre okuryazarlığının geliştirilmesine yönelik sınıf içi uygulamaların neler olabileceğine ilişkin akademisyenlerin araştırma inceleme stratejisine dayalı atölye çalışmalarını vurguladıkları, öğretmenlerin ise buluş yoluyla öğrenme stratejisine dayalı beyin fırtınası tekniğini vurguladıkları görülmüştür. Çevre okuryazarlığının geliştirilmesi için kullanılabilecek okul dışı öğrenme ortamlarına ilişkin hem akademisyenler hem de öğretmenler doğal mekânların okul dışı öğrenme ortamı değerlendirilebileceğini belirtmişlerdir. Akademisyen ve öğretmenler okul dışı ortamlarda yapılabilecek uygulamalar konusunda gezi gözlem yöntemini öne çıkartmışlardır. Çevre okuryazarlığı becerisinin kazandırılması sürecinde karşılaşılabilecek sorunlara yönelik akademisyenler ve öğretmenler, MEB'in talep ettiği resmi izinleri sorun olarak ifade etmişlerdir. Bu becerinin kazandırılması sürecine yönelik önerilerinde iki katılımcı türü de en fazla MEB'e yönelik önerilere yer vermişlerdir.
  • Item
    Çevrimiçi ortamda akran geri bildiriminin işbirlikli problem çözme becerisi üzerindeki etkisi
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Karadağ,Yeşim
    Bu çalışmada Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersi kapsamında çevrimiçi ortamda akran geri bildiriminin işbirlikli problem çözme becerisi üzerindeki etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada akran geri bildiriminin işbirlikli prıoblem çözme becerisi üzerindeki etkisi, hem nicel hem de nitel verilerin analizi ile ölçüldüğü için karma yöntem şeklinde desenlenmiştir. Çalışmanın çalışma grubunu 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Erzurum ili Karayazı ilçesinde bulunan Şehit Onbaşı Ahmet Şükrü Karataş Yatılı Bölge Ortaokulu, Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu ve Bayraktar Ortaokulunda öğrenim gören 6. Sınıf seviyesindeki seçkisiz (random) olarak seçilen 32 öğrenci oluşturmaktadır. Tabakalı seçkisiz atama yoluyla yukarıda bahsi geçen okullarda öğrenim gören öğrenciler gündüzlü veya yatılı olma durumuna göre tabakalandırıldıktan sonra seçkisiz atama yoluyla deney ve kontrol grubuna atanmışlardır. Uygulamalar 2021-2022 eğitim-öğretim dönemi 6. Sınıf Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersinden seçilen Ürün Oluşturma öğrenme alanındaki Problem Çözme Kavramları ve Yaklaşımları konusuna yönelik seçilmiş hedef davranışlar bağlamında gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda 6. Sınıf Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersi öğretim programından seçilen hedef davranışlar kapsamında işbirlikli problem çözme becerisini ölçmeye yönelik problemler, akran geri bildirimi anketi, işbirlikli problem çözme becerisini izlemeye yönelik boylamsal dereceli puanlama anahtarı, akran geri bildirimi kontrol listesi ve akran geri bildirimi görüşme formu kullanılmıştır. Çalışma üç aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada deney grubuna akran geri bildirimi anketi uygulanarak bu konudaki fikir ve görüşleri tespit edilmiştir. İkinci aşamada deney grubu dört hafta boyunca işbirlikli problem çözme becerisine yönelik geliştirilmiş dört problemi ikili gruplar halinde çözümleyip çevrimiçi ortamda akranlarına geri bildirimde bulunurken kontrol grubu yalnızca öntest sontest için geliştirilmiş problemlere ikili gruplar halinde çözüm üretmiştir. Üçüncü aşamada ise deney grubuna akran geri bildirimi görüşme formu uygulanarak öğrencilerin akran geri bildirimine bakış açılarındaki son durum ve çalışmanın tümüne dair görüşleri alınmıştır. Sonuç olarak deney ve kontrol grubunun işbirlikli problem çözme becerisi arasında anlamlı bir fark elde edilmiştir. Uygulama sonucunda deney grubunda yer alan öğrencilerin işbirlikli problem çözme becerileri ve akran geri bildirimi verme becerilerinin gelişmiş olduğu, aynı zamanda görüşme formu sonuçlarına dayanarak öğrencilerin uygulama sonrasında akran geri bildirimi verme ve işbirlikli problem çözmeye yönelik daha pozitif bir tutuma sahip oldukları ifade edilebilir. This study aims to examine the impact of peer feedback on collaborative problem-solving skills in the online environment within the scope of the Information Technologies and Software course. Since the impact of peer feedback on collaborative problem-solving skills was measured by analyzing both quantitative and qualitative data, the study was designed as a mixed method. The working groupof the study consists of 32 randomly selected 6th-grade students studying at Şehit Onbaşı Ahmet Şükrü Karataş Regional Boarding Secondary School, Mehmet Akif Ersoy Secondary School, and Bayraktar Secondary School in the Karayazı district of Erzurum province in the 2021-2022 academic year. The students studying at the schools mentioned above were assigned to the experimental and control groups by random assignment after being stratified according to whether they were day or boarding students. The applications were carried out within the scope of the selected target behaviors related to the Problem-Solving Concepts and Approaches in the Product Creation learning field selected from the 6th Grade Information Technologies and Software course in the 2021-2022 academic year. In this context, problems to measure collaborative problem-solving skills within the scope of target behaviors selected from the 6th Grade Information Technologies and Software curriculum, peer feedback questionnaire, longitudinal rubric to monitor collaborative problem-solving skills, peer feedback checklist, and peer feedback interview form have been used. The study consists of three stages. In the first stage, a peer feedback questionnaire was applied to the experimental group, and their opinions and views on this subject were determined. In the second stage, while the experimental group solved four problems developed for collaborative problem-solving skills in pairs for four weeks and gave feedback to their peers online, the control group only produced solutions in pairs for the problems developed for the pretest and posttest. In the third stage, the peer feedback interview form was applied to the experimental group, and the students' opinions on the latest situation in their perspectives on peer feedback and the whole study were taken. As a result, a significant difference was obtained between the collaborative problem-solving skills of the experimental and control groups. As a result of the application, it can be stated that the students in the experimental group improved their problem-solving and giving peer feedback skills; at the same time, based on the results of the interview form, the students have a more positive attitude toward peer feedback and collaborative problem-solving after the application.
  • Item
    Yedinci sınıf öğrencilerinde problemi anlamaya yönelik geliştirilen bir öğretim deseni
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Çiçek,Mehtap
    Bu çalışmada öğrencilerin matematik problemlerini anlamalarını arttırmak üzere bir öğretim modülü geliştirmek amaçlanmıştır. Nitel araştırma yönteminin kullanıldığı çalışmada, araştırma deseni olarak öğretim deneyi deseni kullanılmıştır. Tasarlanan öğretim modülü başlatılmadan önce problemi anlamaya ayırılan süreleri ve varsa anlamak için kullanılan stratejileri tespit etmek için öğrencilere iki adet sınav uygulanmıştır. Problemi Anlamaya Ayrılan Süre (PAAS) ve Hazırbulunuşluk sınavı olarak isimlendirilen bu iki sınav araştırmacı tarafından geliştirilmiştir. Elde edilen veriler doğrultusunda öğretim oturumları düzenlenmiştir. Önemli bilgilerin altını çizme, verilen ve istenenleri yazma, problemi yeniden ifade etme, görselleştirme, eksik ve fazla bilgileri belirleme, alt problemlere ayırma olmak üzere 6 adet problemi anlama stratejisinin öğretildiği 7 oturum gerçekleştirilmiştir. Oturumlar sonunda anlamaya yönelik kullanılan stratejileri içeren öğretim oturumlarının etkili ve zayıf yönleri tespit edilmiştir. Problemi anlamanın önemi, önemli bilgilerin altını çizme ve görselleştirme oturumlarında tüm öğrenciler bu oturumların problemi anlamalarına katkısı olduğunu belirtmişlerdir. Diğer oturumlarda bireysel farklılıklar ön plana çıkmış bu sebeple uygulanacak öğretim modülünün çeşitlilik içermesi gerektiği çalışmada görülmüştür. Öğrencilerin problemi anlama basamağına ayırdıkları sürenin de arttığı, öğretim modülünün öğrencilerin problemi anlamasına katkı sağladığı görülmüştür. Çalışmanın, anlama stratejilerinin uygulanmasında detaylı bilgiler sunduğu, tasarlanacak öğretim modülleri için rehberlik edebileceği düşünülmektedir. In this study, it was aimed to develop a teaching module to improve students' understanding of mathematical problems. In the study, the qualitative research method and the experimental teaching design was used. Before the teaching module, two exams developed by the researcher were administered. These exams were designed to determine the time students spend in understanding the problem and the strategies they use for this purpose. Teaching sessions were organized in line with the data obtained. Seven sessions were held in which 6 strategies for understanding the problem were taught such as highlighting the important information, determining the givens and the unknowns, self explanation, making a drawing, determining the excessive and missing information and creating subproblems. At the end of the sessions, the effective and weak aspects of the teaching sessions, which included the strategies used for understanding, were determined. After the sessions where the importance of understanding the problem, highlighting important information and making a drawing had been taught, all students stated that the sessions contributed to their understanding of the problem. In the other sessions, individual differences came to the fore and it became obvious that including diversity to the teaching modules was necessary. It was observed that the time students spend on understanding the problem had increased, and the teaching module had contributed to students' understanding of the problem. The study could provide detailed information about the implementation of comprehension strategies as well as serving a guide in designing the teaching modules.
  • Item
    Kişilik testlerinde sahte yanıtlama davranışını tespit etmede kullanılan kümeleme analizi ve gizil sınıf analizinin karşılaştırılması
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Şahin,İbrahim
    Bu araştırmada kişilik testlerinde sahte yanıtlamanın tespit edilmesinde kullanılan Kümeleme Analizi (KA) ve Gizil Sınıf Analizinin (GSA) etkililik düzeylerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında, ilk olarak öğrenciler deney ve kontrol grubu olarak ikiye ayrılmıştır. Deney grubundaki öğrencilerden, bir üniversite bölümüne girmelerinin kişilik testinde olumlu bir kişilik profili yansıtmalarına bağlı olduğunu düşünmeleri ve sahte yanıtlar vermeleri istenmiştir. Kontrol grubundaki öğrencilerden ise kendilerini oldukları gibi yansıtmaları ve dürüst yanıtlar vermeleri istenmiştir. Bu araştırmada son test kontrol gruplu desen kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, 2021-2022 yılında Şanlıurfa ilindeki sekiz lisede eğitim gören toplam 543 11. sınıf öğrencisinden oluşmaktadır. Bu öğrencilerin 266'sı deney, 277'si ise kontrol grubunda yer almaktadır. Araştırmanın ilk alt amacı kapsamında, toplanan verilerin güvenirlik düzeyini incelemek için Cronbach Alfa iç tutarlılık katsayısı hesaplanmış ve test tekrar test yöntemi uygulanarak testin kararlılık düzeyi sınanmıştır. Yapı geçerliğini incelemek için ise Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) uygulanmıştır. Çalışmanın ikinci alt amacı kapsamında deney ve kontrol grubundaki katılımcıların her bir alt boyuttan aldıkları puanlar arasında anlamlı bir fark olup olmadığı "bağımsız örneklemler için t testi" analizi ile incelenmiştir. Çalışmanın üçüncü ve dördüncü alt amacı kapsamında, uygulanan kişilik testinde GSA ve KA'nın sahte ve dürüst yanıtlayıcıları tespit edebilme oranları incelenmiştir. Bu kapsamda her bir analiz sonucunda elde edilen kümeler ve gizil sınıflar, mevcut veriler ışığında adlandırılmış ve analizlerin doğru sınıflama oranları hesaplanmıştır. Çalışmanın beşinci alt amacı kapsamında ise GSA ve KA'nın sahte ve dürüst yanıtlayıcıları tespit edebilme düzeyleri karşılaştırılmıştır. Bulgular, testin uygulanması sonucunda elde edilen verilerin kabul edilebilir düzeyde geçerli ve güvenilir olduğunu göstermiştir. Bağımsız örneklemler için t testi bulguları, iki grubun puan ortalamaları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğunu göstermiştir. KA ve GSA sonucunda elde edilen bulgular; GSA'nın sahte yanıtlayıcıları tespit etmede KA'dan daha başarılı olduğu ve daha düşük hata oranına sahip olduğunu göstermiştir.
  • Item
    Ortaokul öğrencilerinin 21. yüzyıl becerilerini ölçmeyi amaçlayan bir durumsal yargı testi geliştirilmesi
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Asalıoğlu,Dursun Ali
    Bu araştırma, 21. yüzyıl becerilerinden öğrenme ve yenilik becerilerini (eleştirel düşünme, iletişim ve işbirliği, problem çözme ve yaratıcılık) ölçmeyi ve ülkemizde kullanım alanı kısıtlı olarak kabul edilen güvenilir ve geçerli bir durumsal yargı testi (DYT) geliştirmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca bu araştırmada, öğrencilerin ortaokulun başlangıcından bitimine dek öğrenme ve yenilik becerilerinin gelişimlerinin saptanması ve öğrencilerin beceri düzeylerinin yaşa, cinsiyete, okul türüne göre değişip değişmediğinin belirlenmesi de amaçlanmaktadır. Bu nedenle, araştırma, tarama modellerinde kesitsel bir araştırmadır. Çalışma grubunu, Ankara ilinde bulunan iki devlet ortaokulu ile iki özel ortaokulun 5, 6, 7. ve 8. sınıf düzeylerinde öğrenim gören toplam 256 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma verileri, araştırmacı tarafından geliştirilen 'Ortaokul Öğrencilerinin 21. Yüzyıl Becerilerini Ölçen Durumsal Yargı Testi' aracılığı ile toplanmıştır. Veriler, geçerlik ve güvenirlik analizleri ile birlikte bağımsız örneklemler için t-testi ve tek yönlü varyans analizi yöntemleri kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırma bulgularında, geliştirilen durumsal yargı testinin güvenirlik ve geçerlik değerlerinin ortalama düzeyde olduğu görülmüştür. Ayrıca, öğrencilerin 21. yüzyıl beceri düzeyleri arasında kız öğrenciler ve özel ortaokullar lehine manidar farklar olduğu gözlenmiştir. Sınıf kademeleri ve yaş grupları değişkenlerine yönelik 21. yy beceri düzeyleri arasında manidar bir fark bulunmamakla beraber sınıf kademeleri ve yaş gruplarının artmasıyla birlikte 21. yy becerileri düzeyleri arasında beklenen pozitif bir korelasyon da gözlenememiştir. This research aimed to develop a reliable and valid situational judgment test (SJT), which is accepted as limited use in the world and in our country, which aims to measure 21st Century Skills Learning and Innovation Skill levels (critical thinking, communication and collaboration, problem solving and creativity). In addition, it is aimed to determine the learning and innovation skill developments of students from the beginning to the end of secondary school, and to determine whether the skill levels of the students change according to age, gender and school type. Therefore, the research is a cross-sectional study in survey models. The study group consists of 256 students studying at the 5th, 6th, 7th and 8th grade levels in the 2021-2022 academic year in 2 public secondary schools and 2 private secondary schools in Ankara. The research data were collected with the 'Situational Judgment Test Measuring the 21st Century Skills of Secondary School Students' developed by the researcher himself. Validity and reliability analysis, Independent Sample T-Test and one-way analysis of variance methods were used to seek answers to the research questions. In the research findings, it was seen that the reliability and validity values of the developed SJT were at an average level. In addition, it has been observed that there are significant differences between the 21st century skill levels of students according to gender and school type, in favor of female students and private secondary schools. Although there is no significant difference between 21st century skill levels for variables depending on grade levels and age groups, a positive correlation could not be observed between 21st century skills levels with the increase in grade levels and age groups.
  • Item
    Psikolojik danışman adaylarının iyilik hallerinin bazı program ve üniversite değişkenleri açısından incelenmesi
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Çetinbaş,Tuğçe
    Bu araştırmanın amacı, psikolojik danışman adaylarının iyilik hallerinin, eğitim aldıkları Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans programındaki bazı değişkenler ve üniversite değişkenleri açısından incelenmesidir. Araştırmanın çalışma grubunu, Türkiye'de 17 farklı üniversitenin Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans programı son sınıf düzeyinde öğrenim görmekte olan 251 psikolojik danışman adayı oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak İyilik Hali Yıldızı Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Veri toplama araçlarından elde edilen veriler SPSS 28.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre, kişisel farkındalık geliştirebilecekleri dersleri almış olan psikolojik danışman adaylarının genel iyilik hali düzeyleri, ders almayanlara göre daha yüksektir. Öğretim üyelerinden iyilik hallerini geliştirmeye yönelik "çoğu zaman" teşvik gördüğünü belirten psikolojik danışman adaylarının iyilik hali puan ortalamaları, öğretim üyelerinden "bazen", "nadiren" teşvik gören ve "hiçbir zaman" teşvik görmediğini belirten katılımcılara göre anlamlı bir şekilde daha yüksek bulunmuştur. Araştırma sonuçları konuyla ilgili alanyazın bağlamında tartışılmış, araştırmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda araştırmacı ve uygulayıcılara öneriler sunulmuştur. The aim of this study was to examine the effect of some program and university variables on the wellness of counselors-in-training. The participants of the study was consisted of 251 counselors-in-training who are studying at the Guidance and Psychological Counseling undergraduate program of 17 different universities in Turkey at the senior year level. Wellness Star Scale and Personal Information Form were used as data collection tools in the research. The data obtained from the data collection tools were analyzed using the SPSS 28.0 program. According to the findings, the general wellness levels of the counselors-in-training, who have taken courses that can develop personal awareness were higher than those who have not taken the course.The wellness point averages of the counselors-in-training who stated that they were "often" encouraged by the faculty members to improve their wellness were found to be significantly higher than the participants who stated that they were ""sometimes"", ""rarely"" encouraged, and ""never"". The results of the study were discussed in the context of the related literature, and suggestions were presented to researchers and practitioners in line with the results obtained from the research.
  • Item
    Yunanistan'daki yükseköğretim programlarında müzecilik ve müze eğitimi derslerinin değerlendirilmesi
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Sak,Nurşah
    Çağdaş dünyada müzelerin kültürel, toplumsal ve eğitsel açıdan önemi artmaktadır. Yükseköğretim kurumlarındaki müzecilik ve müze eğitimiyle ilgili bölümler, disiplinlerarası çalışmalarla akademik ve profesyonel iş gücü yetiştirmektedir. Bu araştırmada, Yunanistan örneği müzecilik ve müze eğitimi açısından ülkenin siyasi ve kültürel tarihi bağlamında birincil ve ikincil kaynaklar yardımıyla ele alınmıştır. Ülkenin yükseköğretim kurumlarındaki bölümlerde etkin olarak yürütülen müzecilik ve müze eğitimi dersleri, ders katalogları, programları ve izlenceleri kaynak alınıp içerik analizi yapılarak nitelikleri ve kapsamlarıyla değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme sonucu müzecilik ve müze eğitimi dersleri, yakın ilişkide olduğu diğer bilimsel alanlarla betimlenmiş, böylelikle Yunanistan'da müzecilik ve müze eğitimi konusu akademik bakış açısıyla kuramsal bir çerçevede sunulmuştur. Araştırma sonucu elde edilen bulgular özgün nitelikleriyle belirtilmiştir. Buna ek olarak, kuramsal çerçeve ile bulguların doğrultusunda Yunanistan'daki müzecilik ve müze eğitimi alanlarının gelişimi için ulusal ve küresel bağlamlarda önerilerde bulunulmuştur. Tez, konusu ve uyguladığı yöntemlerle, tarih, dil, müzecilik, müze eğitimi, eğitim bilimleri ve müze bilimi anabilim dallarının alanyazını çerçevesinde bulunmaktadır. The importance of museums in the contemporary world is increasing in terms of culture, society and education. The departments of museology and museum education enhances the academic and professional workforce with the help of interdisciplinary studies. In this research, the example of Greece is evaluated in terms of museology and museum education in the political and cultural historical context through primary and secondary sources. The courses of museology and museum pedagogy in the departments of higher education institutions in Greece are evaluated with their features and scopes by analyzing the content of course catalogues, departmental programs and syllabi. As a result of this evaluation, the museology and museum pedagogy courses are described in relation to their position to other academic disciplines, thus the issue of museology and museum pedagogy in Greece is presented in a theoretical framework from an academic perspective. The findings obtained from the research are defined with their unique features. In addition, regarding the theoretical framework and the findings of the research, suggestions for the development of museology and museum education in Greece are made within national and global contexts. The thesis, with its subject and methods applied, exists within the literary scope of history, language, museology, museum education, and educational sciences.
  • Item
    The educational expectations of immigrant students in Turkey
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Eryılmaz,Selda
    Eğitim beklentileri eğitim başarısı ile ilişkilidir. Bu nedenle, bu beklentileri geliştirmeye veya oluşturmaya yardımcı olan faktörleri anlamak son derece önemlidir. Bu çalışma, Türkiye'deki eğitim politikası, eğitim sistemi ve okulların, ebeveynlerin çocuklarının eğitimine ilişkin beklentilerinin ve bireysel belirleyicilerin rolünü belirleyerek, Türkiye'de lise eğitimi alan Suriyeli göçmen öğrencilerin eğitim beklentilerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Göçmen öğrencilerin eğitim beklentilerini etkileyen bu faktörlerin incelenmesi ve okullaşma sürecinde beklentilerini nasıl oluşturup şekillendirdiklerini, yükseltip düşürdüklerini belirlemek bu çalışmanın odak noktasıdır. Çalışma boyunca, Türkiye'de sayıları giderek artan Suriyeli öğrencilerin eğitim ihtiyaçlarına dair eğitim politikacılarına, eğitimcilere, okul müdürlerine ve öğretmenlere pratik çıkarımlar sağlayacak veri toplanması da amaçlanmıştır. Bu nedenle, 20 Suriyeli lise öğrencisiyle yarı yapılandırılmış bir görüşme yapılarak, Suriyeli öğrencilerin eğitim beklentilerini incelemek ve kapsamlı bir analiz yapmak amacıyla nitel bir araştırma yöntemi olan vaka çalışması uygulanmıştır. Sonuç olarak, Türkiye'deki eğitim politikası, eğitim sistemi ve okullar, ebeveyn beklentileri ve bireysel belirleyicilerinin rolünün incelenmesi ile, üzerinde dil bariyerininin büyük etkisi olan eğitime erişim, derslere yönelik tutum, öğretmenler ve arkadaşlarla ilişkiler, ailelerin sosyo-ekonomik durumu ve göçmen statüsünün Suriyeli öğrencilerin eğitim süreci ile eğitimle ilgili beklentilerini önemli derecede şekillendirdiği ortaya çıkmıştır. Educational expectations are associated with educational achievement. Thus, it is highly important to understand the factors that develop or form those expectations. This study aims to analyze the educational expectations of the Syrian immigrant students who receive high school education in Turkey by identifying the role of the education policy, educational system, and schools in Turkey, the role of the parents' expectations about their children's education, and the individual determinants. Examining these factors that influence immigrant students' educational expectations and indicating how they shape, form, raise and lower their expectations in the process of schooling is the focus of this study. Throughout the study, the aim was also to collect enough data to provide practical implications about the educational needs of the growing number of Syrian students in Turkey for educational policymakers, educators, school principals, and teachers. Therefore, by conducting a semi-structured interview with 20 Syrian high school students, a case study which is a qualitative research method was applied to give a thorough analysis of the educational expectations of Syrian students. In conclusion, the examination of Turkey's education policy for immigrants, Turkish education system, schools, parental expectations, and individual determinants revealed that access to education, attitudes toward school subjects, relationships with teachers and peers/friends are significantly influenced by the language barrier, socioeconomic status of families and immigrant status shaped the educational process and educational expectations of Syrian students to a great extent.
  • Item
    Lise öğrencilerinde okul bağlılığının algılanan ana babalık davranışı ve psikolojik ihtiyaç doyumu ile ilişkisi
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Maden Yılmaz,Esra
    Bu araştırmanın genel amacı lise öğrencilerinin okul bağlılığı ile algılanan ana babalık davranışı ve psikolojik ihtiyaç doyumu arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmanın alt amaçları lise öğrencilerinin okul bağlılığının cinsiyet, sınıf düzeyi, okuldaki son dönem başarı ortalaması, okuldaki arkadaş ilişkilerinden memnun olma durumu, öğretmen ilişkilerinden memnun olma durumu ve okulda ders dışı sosyal etkinliklere katılım durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğinin incelenmesidir. Araştırmanın çalışma grubunu 2020-2021 eğitim-öğretim yılı ikinci döneminde Zonguldak ili Alaplı, Kdz. Ereğli ve Merkez ilçelerinde devlet okullarında öğrenim gören 762 lise öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırma verileri Kişisel Bilgi Formu, Okul Bağlılığı Ölçeği, Leuven Algılanan Ana Babalık Ölçeği ve Psikolojik İhtiyaç Doyumunda Denge Ölçeği ile toplanmıştır. Lise öğrencilerinin okul bağlılığının algılanan ana babalık davranışı ve psikolojik ihtiyaç doyumu boyutları tarafından yordanıp yordanmadığı çoklu regresyon analizi ile incelenmiştir. Okul bağlılığının cinsiyet ve okulda ders dışı sosyal etkinliklere katılım durumuna göre anlamlı bir fark gösterip göstermediği ilişkisiz örneklemler için t-testi ile analiz edilmiştir. Okul bağlılığının sınıf düzeyi, okuldaki son dönem başarı ortalaması, okuldaki arkadaş ilişkilerinden memnun olma durumu ve öğretmen ilişkilerinden memnun olma durumuna göre anlamlı bir fark gösterip göstermediği tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ile incelenmiştir. Araştırma sonucunda babanın duyarlık davranışı, babanın davranışsal denetim davranışı, yeterlik ihtiyacının doyumu ve özerklik ihtiyacının doyumunun okul bağlılığının pozitif yönde anlamlı bir yordayıcısı olduğu bulgusu elde edilmiştir. Aynı zamanda lise öğrencilerinin okul bağlılığının cinsiyete, sınıf düzeyine, okuldaki son dönem başarı ortalamasına, okuldaki arkadaş ilişkilerinden memnun olma durumuna, öğretmen ilişkilerinden memnun olma durumuna ve okulda ders dışı sosyal etkinliklere katılım durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterdiği sonucu elde edilmiştir. The main purpose of this study is to examine the relationship between high school students' school engagement, perceived parenting behavior and psychological need satisfaction. The sub-objectives of the study are to examine whether high school students' school engagement differs significantly according to gender, last term average at school, satisfaction with friend relations at school, satisfaction with teacher relations and participation in extracurricular social activities at school. The study group of the research consists of 762 high school students studying in public schools in Alaplı, Kdz. Ereğli and Merkez districts of Zonguldak province in the second term of the 2020-2021 academic year. Research data were collected with Personal Information Form, School Engagement Scale, Leuven Perceived Parenting Scale and Balanced Measure of Psychological Needs (BMPN) Scale. Multiple regression analysis was used to determine whether high school students' school engagement was predicted by the dimensions of perceived parenting behavior and psychological need satisfaction. Whether school engagement differs significantly according to gender and participation in extracurricular social activities at school was analyzed with the t-test for unrelated samples. A one-way analysis of variance (ANOVA) was used to determine whether school engagement differs significantly according to grade level, last term average success at school, satisfaction with friend relations at school and satisfaction with teacher relations. As a result of the research, it was found that the father's sensitivity behavior, father's behavioral control behavior, satisfaction of competence need and satisfaction of autonomy need were positive and significant predictors of school engagement. At the same time, it was concluded that high school students' school engagement showed a significant difference according to gender, grade level, last term average success at school, satisfaction with friend relations at school, satisfaction with teacher relations and participation in extracurricular social activities at school.
  • Item
    Erol Büyükmeriç'in çocuk kitaplarındaki kurmaca gerçeklik
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Can,Ayşe
    Bu çalışmada, Erol Büyükmeriç'in çocuk kitapları kurmaca gerçeklik açısından incelenmiştir. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden belge (doküman) inceleme yöntemi ile yürütülmüştür. Çalışmanın inceleme nesnesi olarak yazarın; öykü-şiir, öykü ve roman türünde yazdığı dokuz çocuk kitabı belirlenmiştir. İncelenen kitaplar şunlardır: Sesler (öykü-şiir), Doğum Günü Armağanı (resimli öykü), Gizemli Anne (roman), Eski Bisiklet (roman), Cemal Süreya ve Çocuk (öykü), Bozbıdık (roman), Son İki Çocuk (roman), Yergök (roman), Midas'ın Serçeparmağı (roman). Yapıtlardaki kurmaca gerçeklik "yazınsal katman" ve "etik katman" olmak üzere iki ayrı boyutta ele alınmıştır. Yazınsal katmanı oluşturan ögeler; "bakış açısı/odaklayım, karakterler, olay örgüsü, yer ve zaman, biçem/dil ve anlatım" olarak etik katmanı oluşturan ögeler; "konu, izlek, yazınsal ton, ileti ve yazarın görüşü" olarak ele alınmış ve bunlara bağlı olarak belirlenen sorularla betimsel analiz gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler, araştırmanın alt amaçlarına uygun olarak değerlendirilmiş ve şu sonuçlara ulaşılmıştır: Erken yaşlardaki çocuklara seslenen yapıtların görsel ögelerle desteklendiği, ileri yaşlardaki çocuklara seslenen yapıtların ise çocuğu yetişkin edebiyatına hazırlayabilecek nitelikte olduğu belirlenmiştir. Erol Büyükmeriç'in çocuk kitaplarındaki kurmaca gerçekliği oluşturan yazınsal katmanın, genel olarak çocuk edebiyatının evrensel ölçütlerine uygun olarak yapılandırıldığı ancak Bozbıdık ve Midas'ın Serçe parmağı adlı yapıtların bazı bölümlerinin çocuk edebiyatının yalınlık ilkesine uymadığı ve yapıtlarda kurguyu zayıflatan ögeler olduğu görülmüştür. Yapıtlardaki etik katmanın ise çocuk gerçekliğine ve çocuğun anlam evrenine uygun olarak yapılandırıldığı, yazarın çocuk okura karşı etik sorumluluğunu yerine getirdiği, yapıtlarını ideolojik bir araç olarak kullanmadığı, okura değer verdiği ve okura karşı demokratik bir tutum sergilediği görülmüştür. Genel olarak yapıtların yazınsal nitelik taşıdığı; yazarın yapıtlarında zengin bir dil ve çeşitli yazınsal yöntemler kullandığı, görüşünü çocuğun yararını gözeterek yansıttığı ve onu evrensel değerlerin yanı sıra anadilinin söz varlığı ile buluşturduğu belirlenmiştir. In this study, children's books written by Erol Büyükmeriç were examined in terms of fictional reality. The research was carried out by document analysis method, which is one of the qualitative research methods. In the study, nine children's books written by the author in the form of narrative poem, story and novel were determined as the object of study. The books analysed are: Sesler (narrative poem), Doğum Günü Armağanı (picture story), Gizemli Anne (novel), Eski Bisiklet (novel), Cemal Süreya ve Çocuk (story), Bozbıdık (novel), Son İki Çocuk (novel), Yergök (novel), Midas'ın Serçeparmağı (novel). The fictional reality in the works has been handled in two different dimensions, namely the "literary layer" and the "ethical layer". Elements that make up the literary layer were handled as "point of view/focalisation, characters, plot, place and time, style/language" and the elements constituting the ethical layer were handled as "subject, theme, literary tone, message and author's point of view" and descriptive analysis was carried out through the questions based on these elements. The data obtained was evaluated in accordance with the aims of the research and the following results were reached: It has been seen that the works addressing children at early ages are supported by visual elements and the works addressing the older children have the qualities that can prepare the child for adult literature. It has been determined that the literary layer that constitutes the fictional reality in children's books written by Erol Büyükmeriç is generally structured in accordance with the universal criteria of children's literature, but some parts of the works named Bozbıdık and Midas'ın Serçe Parmağı do not comply with the principle of simplicity of children's literature and there are elements that weaken the plot in the books. It has been seen that the ethical layer in the works is structured in accordance with child's reality and child's perception; the author fulfils his ethical responsibility towards the child reader, does not use his works as an ideological tool, values the reader and displays a democratic attitude towards the reader. Generally; It has been determined that the author's works have literary quality, the author uses a rich language and various literary methods, he reflects his viewpoints by considering the child's well-being in his works and he brings the child reader together with universal values as well as the vocabulary of his/her mother language.
  • Item
    PIAAC 2015 sayısal becerilerini etkileyen değişkenler açısından Türkiye-Singapur karşılaştırması
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Açıkel,Kübra Süreyya
    Bu araştırmada PIAAC 2015 uygulamasına katılan Türkiye'nin ve Singapur'un sayısal puanlarını yordayan değişkenleri belirlemek amaçlanmıştır. Araştırma uygulamaya katılan, 16-65 yaş arasındaki Türkiye'de 5199, Singapur'da 5394 yetişkin üzerinden gerçekleştirilmiştir. Veri toplama araçları, PIAAC uygulamasındaki sayısal beceri testi ve arka plan anketidir. Verilerin çözümlenmesinde çoklu doğrusal regresyon tekniğinden yararlanılmıştır. PIAAC arka plan anketinde yer alan cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, çalışma durumu ve son 12 ayda herhangi bir eğitim-öğretim faaliyetine katılma durumu değişkenleri kullanılarak her iki ülke için çoklu doğrusal regresyon çözümlemesi yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, çalışma durumu ve son 12 ayda herhangi bir eğitim-öğretim faaliyetine katılma durumu her iki ülke için manidar birer yordayıcıdır. Bu değişkenler Türkiye PIAAC sayısal puanları varyansının yaklaşık %33'ünü, Singapur PIAAC sayısal puanları varyansının ise yaklaşık %55'ini açıklamaktadır. Türkiye ve Singapur'daki yetişkinlerin sayısal puanlarını en fazla yordayan değişken, katılımcıların lisans mezunu olmasıdır. Eğitim düzeyinden sonra en fazla yordayıcı değişken yaş değişkenidir. Eğitim düzeyinin yüksek olması (lisans ve üzeri) ve yaş düzeyinin düşük olması (16-24 yaş arası) sayısal puanlarının güçlü birer yordayıcısıdır. Her iki ülkede de çalışma durumu sayısal puanlarını en az yordayan değişkendir. In this study, it is aimed to determine the variables predicting the numerical scores of Turkey and Singapore participating in the PIAAC 2015 application. The research was carried out on 5199 adults aged 16-65 dec old in Turkey and 5394 adults in Singapore who participated in the application. The data collection tools are the numerical skills test and the background questionnaire in the PIAAC application. In the analysis of the data, multiple linear regression technique was used. Multiple linear regression analysis was performed for both countries using the gender, age, education level, work status and participation status patterns of any educational and training activities in the last 12 months included in the PIAAC background survey. According to the research findings, gender, age, education level, employment status and participation in any education activities in the last 12 months are are significant predictors for both countries. These variables explain about %33 of the variance of the Turkish PIAAC numeracy skill scores and about %55 of the variance of the Singapore PIAAC numeracy skill scores. The variable that most predicts the numeracy skills of adults in Turkey and Singapore is that the participants have a bachelor's degree. The most predictive variable after the education level is the age variable. A high level of education (bachelor's degree and above) and a low level of age (between 16-24 years) are strong predictors of numerical scores. In both countries, the employment status is the variable that least predicts numeracy scores.
  • Item
    Almanya, İtalya ve Türkiye'deki ilkokul 3. ve 4. sınıf İngilizce öğretim programları ile ders kitaplarının karşılaştırmalı olarak incelenmesi
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Ulutaş Gültiken,Ezgi
    Bu çalışmanın amacı, Almaya, İtalya ve Türkiye'deki ilkokul kademesindeki İngilizce öğretim programları ile ilkokul 3. ve 4. sınıflarda kullanılan İngilizce dersi kitaplarının karşılaştırılmalı olarak incelenmesidir. Bu amaçla 2020 yılında Education First tarafından açıklanan dünya kapsamında İngilizce yeterlilik verileri temel alınmış, verilere göre çok yüksek ve orta sıralamada yer alan 38 ülke arasından AB üyesi olan Almanya ve İtalya ile sıralamada düşük seviyesinde yer alan Türkiye'deki İngilizce öğretim programları ile İngilizce ders kitapları karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Çalışmada, ülkelerde kullanılan İngilizce öğretim programları ile İngilizce ders kitaplarını karşılaştırmak amacıyla doküman inceleme ve içerik analizi yöntemleri kullanılmıştır. Çalışmada, Almanya, İtalya ve Türkiye'deki ilkokul 3. ve 4. sınıf İngilizce ders kitaplarının iç ve dış özelliklerinin, içeriklerinin, kitaplarda yer alan dört temel dil becerisini geliştirmeye yönelik etkinliklerin, sözcük varlığını ve dil bilgisini geliştirmeye yönelik etkinliklerin ve değerlendirme etkinliklerin benzerlik ve farklılıkları belirlenmiştir. Bunlara ek olarak, araştırmaya konu olan ülkelerdeki yabancı dil eğitim politikaları ile ilkokul İngilizce Öğretim Programlarının kazanımları karşılaştırılarak benzerlik ve farklılıkları belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmaya başlamadan önce ülkelerin dil öğretim politikalarına ve İngilizce öğretim programlarına ait bilgilere internet ortamından ulaşılmıştır. İngilizce ders kitapları, uzman görüşü alınarak oluşturulan "İngilizce Ders Kitabı İnceleme Ölçütleri Listesi" ne göre incelenmiştir. Araştırmanın sonucunda belirlenen kitap inceleme ölçütleri kapsamında ders kitaplarının iç ve dış yapı özellikleri arasında üç ülkede de farklılıklar olduğu belirlenmiştir. Yine belirlenen kitap inceleme ölçütleri kapsamında üç ülkedeki kitapların içeriklerinin benzerlikler gösterdiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca, incelenen üç ülkedeki kitaplarda yer alan, dört temel dil becerisini geliştirmeye yönelik etkinlikler ile sözcük ve dil bilgisini geliştirmeye yönelik etkinliklerin ve değerlendirme etkinliklerinin içerikleri sayıları bakımından benzerlikler farklılıklar gösterdiği belirlenmiştir. Çalışma kapsamında ele alınan üç ülkedeki yabancı dil eğitiminin incelenmesi sonucunda üç ülkede de ilkokul seviyesinde yabancı dil olarak İngilizcenin öğretildiği sonucuna varılırken, yabancı dil öğretimine başlama yaşı ve sınıf düzeylerinde farklılıklar olduğu belirlenmiştir. Öğretim programları ele alındığında ise Türkiye'de merkezi bir program hazırlanıp, ülke genelinde kullanıldığı görülürken, Almanya ve İtalya'da çerçeve bir programın hazırlandığı ve okulların kendi programlarını düzenleyebildiği belirlenmiştir. Üç ülkenin de İngilizce öğretim programı çerçeve program temel alınarak hazırlandığı için genellikle kazanımları bakımından benzerlikler gösterdiği sonucuna varılmıştır. Ulaşılan sonuçlar kapsamında araştırmacılara İngilizce öğretim programları ile İngilizce ders kitaplarının hazırlanma süreçlerine yönelik önerilerde bulunulmuştur.
  • Item
    Artırılmış gerçeklik destekli tarih kitaplarının öğrencilerin uzamsal düşünme yeteneği ve akademik başarısına etkisi
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Gökçe,Sinan
    Tarih dersinin öğretimi tarih biliminin doğası itibari ile birtakım zorluklar taşır. Alan yazına bakıldığında tarih dersinin öğretiminde öğrenme ortamını etkileyen pedagojik durumlar ile öğrenci motivasyonu gibi zorluklar olduğu görülmektedir. Bu etkenlerin yansıra öğrencilerin kitap gibi bir bilgi kaynağından yararlanmalarına yönelik kaynağa ilişkin sorunlar olmak üzere tarih dersinin öğretimini zorlaştıran faktörler de bulunmaktadır. Bu tez çalışmasında, bu sorunlardan ders kitabı ile ilgili olan boyutlarda bir çözüm sunma potansiyelinde olan artırılmış gerçeklik teknolojileri incelenecektir. Bu teknolojiler ile hem tarih kitaplarının etkisi artırılabilecek hem de zaman-mekan ilişkisi içerisinde öğrencilerin uzamsal düşünme becerisi değerlendirilebilecek ve böylece öğretmenlere mevcut sorunlardan birine çözüm olabilecek yeni bir alternatif sunulacaktır. Bu noktada, bu potansiyelin bilimsel bir çalışma ile araştırılması ve bulgular çerçevesinde yeni bir yaklaşımla önerilerde bulunulması ihtiyacı bu tezin temel motivasyonudur. Bir diğer deyişle, Tarih öğretiminin sorunları arasında olan ders kitabının arttırılmış gerçeklik teknolojisiyle desteklenmesi ve bu bağlamda lise düzeyindeki öğrencilerin uzamsal düşünme yolu ile AG teknolojilerini kullanma durumunun incelenmesi ve bu tasarımın öğrencilerin akademik başarıları ile ilişkilendirilerek incelenmesi bu çalışmanın temel konusudur. Çalışma 2021- 2022 eğitim öğretim yılında bir devlet okulunda okuyan 52 öğrenci ile (12. Sınıf) gerçekleştirilmiştir. Araştırmada ön test son test kontrol gruplu deneysel desen kullanılmıştır. Veriler akademik başarı testi ve Purdue Uzamsal Görselleştirme Testi olmak üzere iki veri toplama aracından elde edilmiştir. Araştırmanın sonunda, deney grubu lehine öğrencilerin akademik başarılarında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Analiz sonucunda, uzamsal düşünme becerisi ile akademik başarı arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Çalışma sonucunda, AG gibi ortamların temel kaynaklar arasında bulunan ders kitaplarında kullanılması önerilmektedir. Teaching history course has some challenges due to the nature of the science of history. On reviewing the literature, it is seen that there are some problems with teaching methods, student motivation and so on which bring about problems in understanding the content for students. In addition to these factors, the sources to use such as textbooks is also reported as a problem. In this thesis, augmented reality technologies, which have the potential to provide a solution to these problems in the dimension related to the source as a textbook will be examined. With these technologies, both the effect of history books can be increased and the spatial thinking skills of students can be improved within the time-space relationship, and thus a new method proposal will be presented to teachers. At this point, the need to explore this potential with a scientific study and to make suggestions for new teaching approaches covering the use of textbooks within the framework of the findings is the main motivation of this thesis. In other words, the focus of this study is to support the textbook, which is among the problems of history teaching, with augmented reality technology, and in this context, to examine a new teaching method by means of spatial thinking of high school students and to examine this design by associating it with the academic success of the students. The study was carried out with 52 students at a high school in the 2021-2022 academic year. Experimental design with pretest posttest control group was used in the research. The data were obtained from two data collection tools, the achievement test and Purdue Spatial Visualization Test. As a result of the study, significant differences were found in the academic achievement of the students in favor of the experimental group. It was observed that there is no significant relationship between spatial thinking skills and academic achievement.
  • Item
    Okul öncesi çocukların duygu düzenlemeleri ile annelerin evlilik doyumu arasındaki ilişkide duygu sosyalleştirmenin aracı rolü
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Arslan,Elif Sümeyra
    Bu araştırma, okul öncesi çocukların duygu düzenleme becerileri ile annelerin evlilik doyumu arasındaki ilişkide duygu sosyalleştirmenin aracı rolünü belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Ayrıca çocukların duygu düzenlemelerinin, annelerin duygu sosyalleştirme davranışlarının ve evlilik doyumunun birbirleri ile ilişkisi ve demografik değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığı da incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu okul öncesi dönemde çocuğu olan 421 anne oluşturmaktadır. Araştırmada Duygu Düzenleme Ölçeği, Çocukların Olumsuz Duyguları ile Baş Etme Ölçeği, Evlilik Yaşamı Ölçeği ve Demografik Bilgi Formu veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Verilerin analiz edilmesi amacıyla SPSS aracılığıyla bağımsız örneklem t testi, tek değişkenli varyans analizi (ANOVA), Mann Whitney U Testi, Kruskal Wallis H Sıra Toplamları Testi, Pearson korelasyon analizi ve regresyon analizleri yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, okul öncesi çocukların duygu düzenlemeleri ile annelerin evlilik doyumu ilişkisine destekleyici ve destekleyici olmayan duygu sosyalleştirme davranışlarının aracılık ettiği bulunmuştur. Okul öncesi çocukların duygu düzenlemeleri, annelerin destekleyici duygu sosyalleştirme davranışları ve evlilik doyumunun pozitif yönde ilişkili olduğu; destekleyici olmayan duygu sosyalleştirme davranışlarının ise okul öncesi çocukların duygu düzenlemeleri ve annelerin evlilik doyumu ile nagatif yönde ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Okul öncesi çocukların duygu düzenlemelerinin çocuğun cinsiyeti, yaşı, ailedeki çocuk sayısı ve annenin eğitim düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaştığı ancak annenin yaşı ve çalışma durumuna göre farklılaşmadığı; annelerin kullandığı duygu sosyalleştirme davranışlarının annenin eğitim düzeyi, çalışma durumu ve ailedeki çocuk sayısına göre anlamlı düzeyde farklılaştığı ancak çocuğun cinsiyeti, yaşı ve annenin yaşına göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Annelerin evlilik doyumunun ise annenin yaşı, eğitim düzeyi, çocuk sayısı, evlilik süresi ve evlenme yaşına göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı tespit edilmiştir. The aim of this research is to determine the mediator role of emotion socialization in the relationship between preschool children's emotion regulation and mothers' marital satisfaction. It was also examined the relationship between children's emotion regulation, mothers' emotion socialization behaviors and marital satisfaction and if they have differed depending on demographic variables. The study group of the research consists of 421 mothers who have children in the preschool period. Emotion Regulation Checklist, Coping with Children's Negative Emotions Scale, Marriage Life Scale and Demographic Information Form were used as data collection tools in the research. In order to analyze the data, Independent Samples T-Test, Univariate Analysis of Variance (ANOVA), Mann Whitney U Test, Kruskal Wallis H Rank Totals Test, Pearson correlation analysis and Regression analyses were performed via SPSS. According to the results of the research, it was found that supportive and unsupportive emotion socialization behaviors have a mediator role in the relationship between preschool children's emotion regulation and mothers' marital satisfaction. Preschool children's emotion regulation, mothers' supportive emotion socialization behaviors and marital satisfaction were found to be positively related. Unsupportive emotion socialization behaviors was found to be negatively related to preschool children's emotion regulation and mothers' marital satisfaction. It was found that preschool children's emotion regulation differed significantly by children's gender, age, number of children and mother's education level, but not by mother's age and working status; mothers' emotion socialization behaviors differed significantly by mothers' education level, employment status and number of children, but not by children's gender, age and mother's age. It was concluded that mothers' marital satisfaction did not differ significantly by the mother's age, education level, number of children, duration of marriage and age at marriage.
  • Item
    Kazakistan'da kadın hareket ve sosyal medya
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Zhangaziyeva,Madina
    Toplumsal cinsiyet farklılıkları kişiden kişiye,kültürden kültüre bir takım değişiklikler göstermektedir. Her kültür kendi cinsiyet rollerini ve modellerini yaratır. Kadim çağlardan beri tüm kültürlerde kadınlar toplumda ayrımcılığa uğradı. Geçmişten günümüze tüm dünyada belli rollerle sınırlı kalan kadınlar, toplumda erkek egemenliği ile karşı karşıya kalmıştır. Bu konu tüm toplumda sorun olarak ortaya çıkmaktadır. BM Kadın Vakfı'na göre, Kazakistan'da her yıl yaklaşık 400 kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybediyor. BM Kadın Vakfı'na göre, Kazakistan'da her yıl yaklaşık 400 kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybediyor. Kazakistan Cumhuriyeti Başsavcılığının istatistiğinde ülke kapsamında kadına yönelik şiddet 2015 yılına kıyasla % 90 arttığının altın çizerek belirtti. Kazakistan toplumu açısından kadın kimliği nasıl algılanmakta ve gelenek, "utanç" kavramının baskısı altında yaşamaya maruz kalan kadınlar söz konusudur. Bu konu Kazak akademik ortamında pek popüler değildir. Günümüzde Kazak toplumunda feminizm hareketi artmaktadır. Fakat bu sadece Kazakistan halkının en yaygın kullandığı İnstagram sayesinde, yani gayri resmi blog yazarların sayfalarında gündem sorunu olarak yer almakta. Buna kıyasla resmi heber web sitelerinde ise bu konuya gerekli bir şekilde önem verilmemektedir. Resmi web sitelerde feminizm tabirine yer verilmemesi bu hareketin radikal algılanmasına neden olmaktadır. Gender differences vary from person to person, from culture to culture. Each culture creates its own gender roles and models. Women have been discriminated against in society in all cultures since ancient times. Women, who have been limited to certain roles throughout the world from past to present, have faced male domination in the society. This issue emerges as a problem in the whole society. According to the UN Women's Foundation, around 400 women die every year in Kazakhstan due to domestic violence. According to the UN Women's Foundation, around 400 women die every year in Kazakhstan due to domestic violence. He underlined that in the statistics of the Attorney General of the Republic of Kazakhstan, violence against women within the country has increased by 90% compared to 2015. How is the female identity perceived in terms of Kazakhstan society and there are women who are subjected to living under the pressure of tradition and the concept of "shame". This topic is not very popular in the Kazakh academic environment. Today, the feminist movement is increasing in Kazakh society. But this is only a matter of agenda on the pages of unofficial bloggers thanks to Instagram, which is the most widely used by the people of Kazakhstan. Compared to this, on the official web sites, this issue is not given due importance. Not including the term feminism on official websites causes this movement to be perceived as radical.
  • Item
    Ekmek, göç, kimlik, bellek: İstanbul Ayazağa'da antropolojik bir araştırma
    (Ankara Üniversitesi, 2019) Somay,İpek Ahu
    Bu tez çalışmasında İstanbul ili Sarıyer ilçesindeki Ayazağa Köyü'nde yerleşmiş olan, büyük bir çoğunluğu Karadeniz Bölgesi'nden göçenlerin göç, kimlik ve bellek arasında kurdukları ilişki bir gıda maddesi, ekmek aracılığıyla etnografik bir yöntemle ele alınıp incelenmiştir. Bu ilişki, gerek ekmeğin doyuruculuğu gibi biyolojik özelliği, gerek göçmenlerin zihinlerinde temelde memleketleriyle ve kimlikleriyle ilgili farklı anımsamalara sebebiyet veren sembolik özellikleri aktarılarak ortaya konulmuştur. Ekmek, göçmenlerin tümü için temel bir gıda maddesi olmasının yanı sıra özellikle kadınlar için ortak bir alan oluşturmaktadır. Ağırlıklı olarak ev eksenli çalışan Ayazağalı kadınlar için ekmek, sorumlu oldukları yemek pişirme eyleminde çoğu zaman pratik bir kurtarıcıdır. Aynı kadınlar için ekmek, sınırsız tüketildiğinde, kadınlık imgesini olumsuz olarak etkileyen, korkulan bir besin haline gelmektedir. Sonuçta, Ayazağa Köyü'ndeki göçmenlerin ekmek tüketiminde farklı tezahürler ve yansımalar görülmüştür. This study is an ethnographic study that investigates the relationship between migration, identity and memory of immigrants migrating from the Black Sea Region of Turkey. The fieldwork was conducted with a group of habitants living at Ayazağa village in Sarıyer, İstanbul. The relationship was revealed by considering both bread's biological property as its satiating power and symbolic property as giving rise to memories of hometown and place of identity. Bread, forms a common field especially for women as well as being an elementary foodstuff for all immigrants. It is a practical facilitator for cooking responsibility for women who are mainly doing housework in Ayazağa. On the other hand, unlimited consumption of bread becomes a threat for their image of femininity. As a result of the study, different appearing and reflections were observed in the consumption of bread among the immigrants living in Ayazağa.
  • Item
    Uluslararası düzende kendi kaderini tayin hakkının dönüşen anlamı ve işlevi
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Kızıl,Erhan
    Bu çalışmanın amacı, uluslararası sistemde yaklaşık iki yüz yıldır, birçok devletin yıkılmasında, parçalanmasında ve aynı zamanda birçok devletin de kurulmasında önemli rol oynamış olan ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini kronolojik bir şekilde analiz etmektir. Bu noktada çalışmada, yerli ve yabancı kaynaklardan yararlanılarak bilgi toplanmış, analitik, tanımlayıcı, tarihsel ve hukuki yöntemlerle kendi kaderini tayin hakkının tarihsel süreçteki dönüşümleri incelenmiş ve uluslararası sistemde yaşanan değişimlerin bu hakkı nasıl etkilediği, farklı yorumlarla etkileşime girilerek analiz edilmiştir. Çalışmada kendi kaderini tayin hakkının tarihsel süreci, uluslararası sistemde yaşanan kırılmalar dikkate alınarak üç ana başlık altında toplanmıştır. İlk olarak, kendi kaderini tayin hakkının çıkış süreci ve tarihsel kökeni analiz edilmiş, ardından Soğuk Savaş dönemi boyunca uluslararası sistemde yaşanan gelişmelerin kendi kaderini tayin hakkını nasıl etkilediği incelenmiş ve son olarak YSFC ve SSCB'nin dağılmasıyla oluşan yeni dönemde kendi kaderini tayin hakkının geçirdiği dönüşüm ortaya konmaya çalışılmıştır. The purpose of the study is to chronologically analyze the principle of the right to self-determination of the people that led several states to be collapsed and fallen into pieces over a period of approximately two centuries, beside led numerous states to be established, within the international system. In this regard, alongside how the changes in the international system affect the right to self-determination, the historical transformation of the right to self-determination has been analyzed based on an analytical, descriptive, historical and legal methodology by gathering information from domestic and foreign sources; in a manner referring to diverse academic interpretations. In the study, the historical development of the right to self-determination has been discussed in three main headings, by considering the breaks in the international system. Firstly, the appearance and historical origin of the right to self-determination, then effects of the developments in the international system during the Cold War era on the right to self-determination has been examined. Eventually, the transformation of the right to self-determination in the new era emerged with the collapse of the Socialist Federal Republic of Yugoslavia and the Union of Soviet Socialist Republics have been assessed.
  • Item
    The Use Of Agitation On Israeli Facebook Pages Towards The Boycott Movement
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Al-Skafi,Najlaa Fathi
    Bu çalışma; İsrail Facebook sayfalarında BDS hareketine yönelik ajitasyonun niteliği ve özelliklerini, ajitasyon konuları ve türlerini ortaya çıkararak, ayrıca metotlarını ve hedeflerini, kullanılan metotların söz konusu bu hedefleri ne ölçüde gerçekleştirdiğini izleyerek nicel ve nitel içerik analizi yoluyla belirlemeyi amaçlamıştır. Bunların BDS hareketinin aktivitesine nasıl yansıdığını ortaya koymanın yanı sıra, bu olguya işaret eden en önemli terimleri, ister belli bir zaman isterse belli bir olayla ilgili olsun, bununla ilişkili zaman dilimini ve ilgili tarafları tanımlamayı amaçlamıştır. Betimleyici araştırma niteliğinde olan bu çalışma iki teoriye dayanmaktadır: çerçeve analiz teorisi ve gündem belirleme teorisi. Bu bağlamda araştırmacı iki yaklaşım kullanmıştır. İlki; çalışmada ele alınan iki sayfa üzerinden sistematik karşılaştırma yöntemini içeren karşılıklı ilişkiler yaklaşımıdır. Diğeri ise içerik analizi yöntemi (nicel ve nitel) dahil olmak üzere anket çalışmaları yaklaşımıdır. Veri toplama amaçlı olarak pek çok araç kullanılmıştır. Nitekim araştırmada iki veri toplama olan sınıflandırma ve analiz, başka bir ifadeyle içerik analizi formu aracılığıyla derinlemesine görüşme ve içerik analizi gerçekleştirilmiştir. Bu sayfaların örneklemi olarak, iki İsrail sayfası (4iL - İsrail’i Savunma örgütü sayfası ve Kanarya Misyonu haber sitesi sayfası) seçilmiştir. Çalışma sonunda çeşitli sonuçlara varılmıştır. Bunların en önemlisi çalışmada ele alınan bu iki sayfanın en fazla eğitimsel, politik ve dijital konulara ilgi gösteriyor olması, diğeri de özelikle “gayrimeşrulaştırma, yönlendirme ve hedef gösterme” başta olmak üzere çeşitli yöntemler kullanarak BDS karşıtı bir ajitasyon tipi olarak “Anti-Semitizm” olgusunu kullanmaya odaklanmasıydı. Ayrıca, terimlerin kullanımı doğrudan bu hususa işaret etmiştir. En çok kullanılan terim “Anti-Semitizm” olmuştur ve bu, başta İsrail karşıtı veya Siyonizm karşıtı olaylar gibi BDS ve aktivistleriyle bağlantılı olayların zaman bağlamlarıyla da ilişkilendirilmiştir. Öte yandan üniversiteler, BDS ve üyeleri, medya kuruluşları, medya mensupları ve sosyal ağlar da dahil olmak üzere çeşitli kuruluşlar da hedef alınmıştır. Çalışmada ele alınan bu iki sayfa -sonuçların da gösterdiği gibi- gayrimeşrulaştırma, kanun dışılık ve Anti-Semitizm suçlaması yoluyla faaliyetlerini sınırlandırmak ve çalışmalarını engellemek üzere BDS hareketi ve destekçilerinin imajını bozmayı hedeflemiştir. Üstelik, uluslararası toplum önünde mağdur rolüne bürünmeyi, İsrail’in fail değil etkilenen konumunda olduğunu, kimliğini ve varlığını hedef alan bir saldırı altında olduğunu göstermeyi, dolayısıyla uluslararası toplumun ve kamuoyunun sempatisini kazanmayı amaçlamıştır. Çalışmanın önerileri arasında ise araştırmada ele alınan bu iki sayfanın, Filistin-İsrail çatışmasıyla ilişkili konularda, farklı görüşlere eşit mesafeli bir medya yaklaşımı benimseyerek, bir tarafa karşı diğer tarafa eğilim göstermekten kaçınarak, soyut ve tarafsız bir şekilde arabulucu olmaya çalışması gerektiği ifade edilmiştir. Aynı zamanda Filistinlilere ve BDS hareketine, BDS hareketinin uluslararası meşruiyeti konusunda farkındalık yaratmak için sosyal medya platformları aracılığıyla belirli bir strateji üzerinde çalışan iyi düşünülmüş bir medya söylemi geliştirmeleri önerilmiştir. Keza uluslararası topluma, Filistin medyasına ve Filistin-İsrail çatışmasına ilişkin yayınlarına önem vermesi, BDS hareketini ve Filistinlilerin meşru haklarına ilişkin çağrılarını tanıması gerektiği önerilmiştir.