Okuma sürecinde zamansal bilginin işlenmesi: Anlatı metinlerine dönük gözlemler
Abstract
Okuma eyleminin temel amacı, okunan metinden bilgi edinilmesidir. Bu amaçla okurlar, metinde yer alan olay / durumlara ilişkin zihinsel temsiller oluşturur ve oluşturulan bu zihinsel temsilleri uzun süreli bellek sistemine aktarılır. Okuma-anlama süreçlerini açıklamaya dönük pek çok modern teoride de bu duruma dikkat çekilmektedir. Durum modelleri, metinde yer alan olay / durumun zamansal (temporal) ve mekânsal konumuyla, diğer metin varlıkları hakkında bilgi sağlayan zihinsel temsillerdir. Bir diğer ifadeyle durum modeli, metni oluşturan ilişkiler ağının bütününe dönük sağladığı zihinsel temsillerle, metinsel bilginin okurun dünya bilgisi ile bütünleştirilmesini olanaklı kılan zihinsel işlemcilerdir. Ancak işler bellek sisteminin, belirli bir zaman diliminde eş zamanlı olarak işleyebileceği bilgi miktarının sınırlı olduğu için, okunan metne ilişkin oluşturabilecek durum modellerinin sınırlı olduğu da bilinmelidir. Bu nedenle durum modellerinin oluşumunda kullanılan parametrelerin neler olduğunun bilinmesi ve bu parametrelerin yüzey metin yapısındaki izlerine dönük çıkarımlar yapılması okuma anlama sürecinin etkinliği açısından önem arz etmektedir. Metne dönük durum modeli oluşturmak için kullanılan zihinsel işlemcilerden bir tanesi okunan metin zamansal (temporal) yapısına ilişkin bilgi sağlayan dilsel yapılardır. Zamansal (temporal) birimler, hem metin varlıklarına ilişkin sağladıkları gönderim ilişkileri nedeniyle hem de zamansal yapıyla ilişkili birimlerdeki (zaman, görünüş) değişimler metindeki bilgi yapılarına erişimi etkilediği için önemlidir. Bu nedenle okuma süreci boyunca zihin, bu yapıları takip etmekte ve yaşanan değişimlere duyarlılık göstermektedir. Alan yazına bakıldığında zamanın (time), metinlerin anlaşılmasında oynadığı rolün incelenmesi, olay veya durumların kurgusal ve tarihsel anlatılarda nasıl ifade edilmesi gerektiğine dönük çalışmaların izlerinin Aristo'ya kadar gittiği görülmektedir. Ancak bu konuda yapılan çalışmalar, zihinsel model (mental models) ve durum modeli (situation models) kavramlarının, yapılan bilişsel çalışmalardan elde edilen bulgulardan hareketle ortaya konulmasıyla yoğunlaşmaktadır. Bahse konu bu çalışmalarda zaman (time) ve görünüşle (aspect) ilişkili dilsel yapıların, metinde yer alan olay / durumların zamansal (temporal) konumu hakkında bilgi sağladığı ve metin boyunca zihni yönlendirerek aktarılan olay / durumların metnin söylem akışı ile uyumlu olup olmadığı hakkında bilgi sağladığı görülmüştür. Bu nedenle zaman (time) ve görünüşe (aspect) ilişkin birimler, okuyucunun metnin durum modelini oluşturmada odaklanılması gereken unsurlara ilişkin sağladıkları bilgi nedeniyle oldukça önemlidir. Bu noktadan hareketle bu tez çalışmasında zamansallık (temporality) ifade eden birimlerin, metnin anlamlandırılması süreçlerinde oynadığı rollerin ortaya konulmasına dönük deneysel incelemeler yapılmıştır. Söz konusu incelemeler sonucu elde edilen bulgulardan hareketle; zamansallık ifade eden birimlerin anlamlandırma süreçlerinde ne gibi roller üstlendikleri ve çalışma sistematiklerine ilişkin bilginin, okuma becerisinin geliştirilmesini amaçlayan didaktik süreçlere neden entegre edilmesine gerektiğine dair akademik düzeyde bir tartışma kurulmuştur. Bu yolla ayrıca okuma becerisinin geliştirilmesine yönelik içerik ve etkinliklerin tasarımlanması süreçlerinde kullanılabilecek kapsamlı bir didaktik alt yapı malzemesi de elde edilmiştir. Bilgi işlem eylemi olarak okuma sürecinde, görsel unsurların metni anlamlandırmak üzere bilişsel sistem tarafından nasıl bir araya getirildiği, bilişsel bilim alanında yapılan çalışmaların önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu bağlamda metni oluşturan yapısal birimler ile bu birimlerin bir birleriyle olan etkileşimlerin, okuma-anlama süreçlerindeki işlevleri yapılan çalışmaların temelini oluşturmaktadır. Okuma sürecinde ortaya çıkan tepki sürelerinin incelenmesi, okuma sürecinde metni anlamlandırmaya dönük gerçekleştirilen bilişsel işlemlerin yansıması olduğundan, okuma-anlama süreçlerini açıklamaya dönük çalışmalarda sıklıkla kullanılmaktadır. Tepki süresi çalışmalarında, durum modellerinin oluşumunda rol oynayan birimlerin izlenmesi ve değerlendirilmesi süreçleri için kullanılan parametre uyumsuzluk paradigmasıdır (incocsistency paradigm). Bu paradigmadaki temel varsayım, görünüş (aspect) ve zaman (time) gibi semantik içerikli değişkenlerin, fonolojik ve ortografik değişkenlere kıyasla daha uzun zihinsel işlemler içerdiğidir. Bu nedenle tümcelerin okunma süresi, aynı zamanda o tümcelerin okuma güçlüğü ile ilgilidir ve bu tip çalışmalarda bağımlı değişken olarak kabul edilmektedir. Tutarsızlık paradigmasına dayalı deneylerde, zamansal açıdan birbirinden farklı iki hedef tümce ile ilerleyen süreçte söz konusu bu hedef tümcelerden birisi ile uyumlu diğer ile uyumsuz tümceler bir arada kullanılmaktadır. Hedef tümcelerin içerdiği zamansal bilgi, o ana kadar oluşturulan durum modeli için oldukça önemlidir ve hedef tümcelerin okunma süreleri, zamansal bilginin izlenip izlenmediğine ilişkin çıkarımların yapılmasını olanaklı kılmaktadır. Bu bağlamda, zamansal açıdan birbiriyle uyumlu tümcelerin okunma süresi, uyumsuzluk gösteren tümcelerin okunma süresinden daha kısadır, çünkü zamansal açıdan uyumsuzluk gösteren bilginin, oluşturulan durum modeline entegrasyonu daha uzun bilişsel süreçler gerektirmektedir. Bu noktadan hareketle, bu tez çalışmasında okuma-anlama sürecinde zamansal bilginin, metni anlamlandırma ve durum modeli oluşturmada kullanıldığı ve zamansa bilgideki değişimlerin takip edildiği varsayılmış ve yapılan deneysel çalışmalardan elde edilen bulgular, okuma sürecinde zamansal (temporal) bilgiye karşı duyarlılık gösterildiğini ve zamansal bilgiyi metin yüzeyindeki izdüşümleri olan görünüş kodlaması yapan birimlerin, metin boyunca izlendiğini göstermiştir.