Browsing by Author "Aras, Dicle"
Now showing 1 - 10 of 10
Results Per Page
Sort Options
Item 2010-2014-2018 Fıfa Dünya kupaları müsabakalarının çeşitli parametreler bakımından görüntülü analiz yöntemiyle incelenmesi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2019) Mızrak, Musa Anıl; Aras, Dicle; Sağlık BilimleriBu çalışmada, 2018 FIFA Dünya Kupasında oynanan futbol müsabakalarının görüntülü analiz yöntemiyle, teknik ve taktik yönden analizinin yapılması, bunun sonucunda şampiyon olan takım ile diğer takımları birbirinden ayıran parametrelerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Belirlenen bu parametreler, 2010 ve 2014 Dünya Kupaları ile kıyaslanarak 2010 - 2018 arasında dünya futbolundaki teknik ve taktiksel gelişim ve kıtalar arasındaki ekol farklılıklarının ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Araştırmaya ilişkin bulgularda FIFA 2018- 2014 ve 2010 Dünya Kupaları müsabakalarında, futbolda taktik elementlere ilişkin bulgular; hücuma başlangıç (sağ, sol, merkez), hücum yönü (sağ, sol, merkez), hücum şekli (kontra atak, set hücumu), asist türü (kısa, uzun, havadan, yerden), gol öncesi toplam pas sayısı, topa sahip olma süresi, yüzdesi ve bölgelere göre dağılımı (I. – II. – III. bölgeler)ile futbolda teknik elementlere ilişkin bulgulara; maç sayısı, toplam attığı gol sayısı (ceza sahası içi – dışı), toplam yediği gol (ceza sahası içi – dışı), toplam şut sayısı(ceza sahası içi – dışı), kaleyi bulan şut sayısı(ceza sahası içi – dışı), pas sayısı, başarılı pas yüzdesi ve topa sahip olma süresi, yüzdesi ve bölgelere göre dağılımı (I. – II. – III. bölgeler) değerlendirilecektir. Elde edilen verilerin takımlara, turnuvalara göre ortalama karşılaştırmaları ve korelasyon analizleri yapılacaktır. Sonuç olarak futbol oyununun fiziksel ve fizyolojik ihtiyaçlarını ortaya çıkarmak, antrenörlerin antrenman programlarını öncelikli ihtiyaca göre belirlemelerini sağlamak, rakibin güçlü ve zayıf yönlerini belirlemek ve rakibe göre maç öncesi ve maç sırasındaki stratejik kararları vermek için sayısal, bilimsel verilere ulaşılacaktır. Anahtar Sözcükler: Futbol, Dünya Kupası, Teknik analiz, Taktik AnalizItem Aletli pilates ve yavaş nefes egzersizlerinin kalp hızı değişkenliği, solunum ve omega parametreleri üzerine etkileri(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) Adıgüzel, Songül; Aras, Dicle; OtherBu çalışmanın amacı; haftada 2 gün ve günde 50 dk yalnızca aletli pilates egzersizi yapan, haftada 2 gün ve günde 50 dk aletli pilates ve 15 dk yavaş nefes egzersizi yapan, haftada 2 gün 15 dk yavaş nefes egzersizi yapan ve herhangi bir düzenli egzersiz programına katılmayan sağlıklı kadınların kalp hızı değişkenliği, omega ve solunum parametrelerinin incelenmesiydi. Çalışma 10 hafta sürmüş ve ölçümler çalışmaya başlamadan önce ve 10 hafta sonra olacak şekilde alınarak, ön ve son test verileri karşılaştırılmıştır. Araştırmaya 20-40 yaş arası, beden kütle indeksi 18,5 ile 24,99 arasında olan toplam 40 sağlıklı kadın katılmıştır. Her grup 10 kişiden oluşmaktadır ve katılımcılar araştırmaya başlamadan önceki bir yıl boyunca herhangi bir egzersiz programına katılmamış ve araştırma boyunca da yine başka herhangi bir egzersiz programına katılmamıştır. Pilates grubu (PG) haftada iki gün ve günde 50 dk aletli plates, pilates ve nefes egsersizi grubu (PNG) haftada iki gün günde 50 dk aletli pilates ve 15 dk nefes egzersizi yaptı. Yavaş ve kontrollü nefes egzersizi grubu haftada iki gün ve günde 15 dk nefes egzersizi gerçekleştirdi. Kontrol grubu (KG) ise 10 hafta baoyunca herhangi bir düzenli egzersiz programına katılmadı. Araştırma sonunda; aletli pilates grubu (PG), aletli pilates ve nefes egzersizi grubu (PNG), nefes grubu (NG) ve kontrol grubunun (KG) kalp hızı değişkenliği, omega ve solunum parametreleri birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Ayrıca grupların ilk ve son ölçümleri de karşılaştırılmıştır. Çalışmada kalp hızı değişkenliği ve omega parametleri Omegawave 800 model cihazla, akciğer hacim ve kapasite parametreleri ise MIR MiniSpir spirometre ile ölçülmüştür. Araştırmada kullanılan KHD parametreleri; RMSSD, SDSD, SDNN gibi zaman-alan paramatreleri ve TP, HF, LF, LF/HF, VLF, ULF gibi frekans-alan parametreleri KHD'nin değerlendirilmesi için kullanılmıştır. Stres indeksi (Sİ), yorgunluk (Y), adaptasyon rezervleri (AR) merkezi sinir sistemi (MSS), gaz değişimi ve kardiopulmoner sistem (GDKPS), detoksifikasyon (D), hormonal sistem (HS) parametreleri ise Omega değerlendirilmesi için kullanılmıştır. Ayrıca MiniSpir spirometre ile FVC (zorlu vital kapasite), FEV1 (bir saniyede yapılan zorlu ekspirasyon hacmi), FEV1/FVC (bir saniyede yapılabilen ekspirasyon yüzdesi), PEF (en yüksek ekspiratuvar akış hızı), IC (inspirasyon kapasitesi), ERV (ekspirasyon yedek hacmi), VC (vital kapasite), FEV1/VC, VT (tidal volüm), MVV (maksimum istemli ventilasyon), FEV1/VC (%), VE (ventilasyon) parametreleri de ölçülüp karşılaştırılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde; VA, VKİ ve VYY'de PNG ve PG'de istatistiksel olarak anlamlı azalma vardır. KHD'ye ait zaman-alan parametreleri karşılaştırıldığında RMSSD parametresinde gruplar arasındaki fark anlamlı değilken ön test ve son test karşılaştırmalarında sadece PNG'nin ölçümleri anlamlıdır. SDSD ve SDNN parametrelerinde PG, PNG ve NG'nin ilk ve son ölçümlerdeki artışlar anlamlıdır ve gruplar arasında da anlamlı fark vardır. TP, LF ve VLF parametrelerinde, PG, PNG ve NG ön ve son testleri arasında anlamlı fark bulunmuştur. En fazla artış sırasıyla PNG, PG ve NG'de olmuştur. HF parametresinin ön ve son testlerinde PG ve KG'de anlamlı fark bulunmazken; PNG ve NF grubundaki fark anlamlıdır (p<0,05). En fazla artış PNG'dedir. LF/HF parametrelerinde ise hem ön test ve son testlerde hem de gruplar arasında anlamlı fark yoktur. Sİ ve MSS'de sadece PG'nin ön ve son testlerinde anlamlı artış, Y'de ise sadece NG'nin ön ve son testlerinde anlamlı azalma bulunmuştur. AR, GDKPS, D ve HS parametrelerinde ise hem ön test ve son test ölçümlerinde hem de gruplar arası ölçümlerde anlamlı fark bulunmamıştır. FVC ve FEV1 parametrelerinin ön ve son testlerinde sadece PNG'de bulunan artış anlamlıdır FEV1 parametresinde KG'de düşüş gözlemlenmiştir ve bu düşüş istatistiksel olarak anlamlıdır. VC; PNG ve PG ön ve son test ölçümleri ve gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıdır ve PNG'deki artış PG'ye göre daha fazladır. FEV1/FVC ve FEV1/VC parametrelerinde, hiçbir grubun ön ve son testleri arasında ve gruplar arası anlamlı istatistiksel bir fark bulunmamıştır. PEF ölçümümde NG ve KG'nin ön ve son testlerinde istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. PEF parametresinde artış varken; KG'de düşüş bulunmaktadır. IC ölçümlerinde sadece PNG'nin ön ve son testlerinde anlamlı fark bulunmuştur. ERV ölçümlerinde sadece NG'nin ön ve son testlerinde anlamlı fark bulunmuştur. TV parametresinde; PNG ve PG'nin ön ve son test ölçümleri ve gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıdır ve PNG'deki artış PG'ye göre daha fazladır. MVV parametresinde; PNG, NG ve KG'nin ön ve son testleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıdır. PNG, NG'ye oranla daha fazla artmıştır. KG'de ise azalma meydana gelmiştir ve bu azalma istatistiksel olarak anlamlıdır. VE parametresinin ön ve son testlerinde sadece PNG'de bulunan artış anlamlıdır. Vücut kompozisyonu ve KHD parametrelerinde, aletli pilates egzersizi yapan gruplardaki sonuçlar bu parametrelerin iyileştirilmesinde pilates egzersizlerinin etkili olabileceğini göstermektedir. Ancak omega parametreleri için daha uzun süreli çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Ayrıca solunum parametrelerinde, pilates ve nefes egzersizlerini beraber uygulamak daha anlamlı iyileşmelere yol açmıştır ancak nefes egzersizleri de bu parametreleri geliştirmek için etkili olabilmektedir.Item Bilişsel yorgunluğun egzersiz ve spor performansına etkileri(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2020) Aras, Dicle; Antrenörlük Eğitimi; Spor Bilimleri FakültesiBilişsel yorgunluk (BY) egzersiz ve sporda performansa etki eden faktörlerden biri olarak değerlendirilmektedir. Bu derlemenin amacı bilişsel yorgunluk kavramını, bilişsel yorgunluğun nasıl oluşturulduğunu, nasıl değerlendirildiğini açıklamak ve konuyla ilgili çalışmaların sonuçlarını tartışmak ve böylece gelecekteki araştırmalar için önerilerde bulunabilmektir. Bu nedenle literatürdeki çalışmalar farklı veri tabanlarında taranmış ve BY ile ilgili yapılmış araştırmalar; “a) dayanıklılık performansı, b) anaerobik güç, maksimal kuvvet ve sürat performansı ve c) spora özgü beceriler, motor ve bilişsel performansa etkileri” başlıkları altında açıklanmıştır. Sonuçlara göre BY’nin egzersiz ve spor performasını olumsuz etkilediği görülmüştür. BY genel olarak dayanıklılık, spora özgü beceri, motor performans ve karar verme süreçlerinde bozulma yaratmış ancak maksimal veya maksimal üstü aktivitelerde performansı etkilememiştir. BY’nin performans üzerindeki olumsuz etkilerinin; algılanan zorluktaki artışa, beyindeki nörotransmitter dağılımına ve motivasyon düzeyindeki azalmaya bağlı olduğu düşünülmektedir. Gelecek çalışmalarda BY’ye neden olan bilişsel işler sırasındaki nöro-fizyolojik değişimler daha detaylı incelenebilir ve BY’nin etkilerinin nasıl elimine edebileceği üzerinde duralabilir.Item Karbonhidrat (CHO) alımı ve aktif toparlanmanın yoğun fiziksel aktivite sonrası alaktasit ve laktasit güce etkileri(2016) Koz, Mitat; Karakoç, Barış; Aras, DicleItem Kaya tırmanışı öz-yeterlilik ölçeği türkçe formunun geçerlik ve güvenirlik çalışması(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2019) Aras, Dicle; Antrenörlük Eğitimi; Spor Bilimleri FakültesiÖz yeterlik kavramı, bireyin, belli bir performansı göstermek için gerekli etkinlikleri organize edip, başarılı olarak yapma kapasitesi hakkında kendine ilişkin inancı olarak tanımlanmaktadır ve sporda başarıya ulaşmaya aracılık eden en etkili psikolojik yapılardan biri olarak kabul edilmektedir. Performans üzerinde farklı bileşenlerin etkili olmasından dolayı öz yeterliğin spor dalına özgü belirlenmesi daha faydalı kabul edilmektedir. Bu çalışmada Kaya Tırmanışına özgü geliştirilen Kaya Tırmanışı Öz-Yeterlik Ölçeğinin Türkçe formunun geçerlik ve güvenirliğinin araştırılması amaçlanmıştır. Türkçeye çevrilen ölçek 2017 yılında aktif olarak kaya tırmanışı ile uğraşan 114 kişiye uygulanmıştır. Türkçe formun, güvenilirlik analizinde maddetoplam puan ilişki katsayılarına bakılmış ve Cronbach alfa iç tutarlılık analizi yapılmıştır. Buna ilave olarak ölçeğin yapı geçerliği için açımlayıcı faktör analizi (AFA) ve doğrulayıcı faktör analizi (DFA) uygulanmıştır. Ölçeğin bulunan güvenirlik katsayısı orijinal formla benzer bir biçimde ,87’dir. Çalışmada toplam varyansın % 47,86’sını açıklayan tek boyutlu bir yapı bulunmuştur. Ayrıca DFA sonuçlarına göre uyum indeksleri değerlendirildiğinde yapının genel olarak kabul edilebilir uyum sınırları içinde yer aldığı görülmektedir. Sonuç olarak, Kaya Tırmanışı Öz-Yeterlik Ölçeği Türkçe formunun güvenilir ve geçerli olduğu ve bu formun Türk kaya tırmanıcılara uygulanabileceği görülmektedir. Sonraki araştırmalarda öz yeterliğin kaya tırmanışının farklı alt dallarında ölçülmesi için KÖYÖ kullanılabilir.Item Mat pilatesi ile aletli pilatesin kadınlarda bazı fiziksel uygunluk parametreleri, postür, eklem mobilitesi ve fonksiyonel hareket analizine etkilerinin incelenmesi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) Ünver, Gülşah; Aras, Dicle; OtherBu çalışma, mat pilatesi ile aletli pilatesin kadınlarda bazı fiziksel uygunluk parametrelerine, postüre, eklem mobilitesine ve fonksiyonel harekete etkilerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmaya 45 kadın katılımcı dahil edilmiştir. Çalışma için her grupta 15 kişi olacak şekilde 3 grup oluşturulmuştur. Gruplar mat pilatesi grubu, aletli pilates grubu ve kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Mat pilatesi grubundaki katılımcılar ile aletli pilates grubundaki katılımcılar 12 hafta boyunca egzersiz programına katılırlarken, kontrol grubundaki katılımcılar hiçbir düzenli fiziksel aktivite programına katılmamışlardır. Katılımcıların egzersiz programı öncesinde ve sonrasında fiziksel uygunluk parametreleri, postürleri, eklem mobiliteleri, fonksiyonel hareket seviyeleri değerlendirilmiştir. Ayrıca katılımcılar kişisel bilgi formu da doldurmuşlardır. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS programı kullanılarak analiz edilmiştir. Veriler değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metotlar, Anova testi, Kruskal Wallis H testi, Bağımlı örneklem t testi, Wilcoxon testi, Ki-kare testi kullanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişki korelasyon analizi ile incelenmiştir. Egzersiz programı sonunda mat pilatesi grubunun ve aletli pilates grubunun her ikisinde de vücut ağırlığı, vücut kütle indeksi, çevre, çap, deri altı yağ kalınlığı, vücut yağı, yağ dışı ağırlık, sıvı miktarı istatistiksel olarak anlamlı düzeyde azalmış iken kas kuvveti, kas dayanıklılığı, esneklik, bazı eklemlerin hareket açıklıkları, denge, postür, eklem mobilitesi, fonksiyonel hareket seviyesi ise istatistiksel olarak anlamlı düzeyde artmıştır (p<0,05). Çalışma kapsamında değerlendirilen parametrelerin son ölçüm değerleri için mat pilatesi grubu ile aletli pilates grubu arasında sırt kuvveti, bacak kuvveti, bazı eklemlerin hareket açıklığı, denge dışında istatistiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanılmamıştır (p>0,05). Korelasyon analizlerine göre mat pilatesi grubunda vücut ağırlığı, vücut kütle indeksi ile bazı çevre ölçüm sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur (p<0,05). Bu çalışmanın ışığında, kadınlarda mat pilatesi ve aletli pilates egzersizlerinin fiziksel uygunluk parametreleri, postür, eklem mobilitesi, fonksiyonel hareket üzerinde olumlu etkiler sağladığı sonucuna ulaşılmıştır.Item Sekiz haftalık spor kaya tırmanışı antrenmanının kalp ve seçilmiş fiziksel ve fizyolojik parametreler üzerine etkisi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü) Aras, Dicle; Akalan, CengizBu çalışmanın amacı, sekiz haftalık spor kaya tırmanışı antrenmanının kalp ile bazı fiziksel ve fizyolojik parametrelere etkisinin incelenmesidir. Böylece spor kaya tırmanışının, sağlığı ve fiziksel uygunluğu koruyup geliştirmede ne derece etkili bir fiziksel aktivite olduğu araştırılmıştır. Çalışmaya, 19 (10 kişi kontrol ve 9 kişi deney grubu) sağlıklı sedanter gönüllü olarak katılmıştır. Deney grubu bir haftalık temel tırmanış eğitiminden sonra vücut kompozisyonu, EKO, EKG, aerobik ve anaerobik güç, izokinetik kuvvet, enerji metabolizmaları, bazı fizyolojik uyum parametreleri ile günlük fiziksel aktivite ve enerji harcaması ölçümlerine katılmıştır. Antrenman yoğunluğu KAHrezerv yöntemine göre % 70 olarak belirlenmiş ve şiddet her antrenmanda KAH monitörleriyle kontrol edilmiştir. Bu şiddette haftada üç gün ve günde bir saat tırmanış yapmış, başka bir fiziksel aktivite programına katılmamışlardır. Sonrasında da aynı ölçümler son test olarak tekrarlanmıştır. Kontrol grubu ise ön ve son testler arasındaki sekiz hafta boyunca hiçbir düzenli fiziksel aktiviteye dâhil olmamıştır. Bulgular incelendiğinde; kontrol grubunda anlamlı fark bulunamazken, deney grubuna ait vücut kompozisyonu (vücut yağ ağırlığı, vücut yağ yüzdesi ve vücut kütle indeksi), aerobik güç (VO2maks ve test süresi), izokinetik kuvvet (dirsek ve diz eklemlerinde) ve bazı sıçrama değerlerinde (yükseklik ve havada kalma sürelerinde) istatistiksel olarak anlamlı değişiklikler (p< 0,05) görülmüştür. Bununla birlikte anaerobik güç değerlerinde (mutlak ve rölatif alaktasit ve laktasit güçte), günlük fiziksel aktivite ve enerji harcaması düzeylerinde (TEH, AEH, TOS, OMET, FAS, OFAS, ZFAS, YS, US), enerji metabolizmalarında, bazı aerobik güç değerlerinde (iş yükü, KAHmaks) ve EKG ölçümüyle alınan KHD parametrelerinde (KAHort, SDSD, SDNN, SDNN5, EPNN50, RMSSD, TP, LF/HF, HF, LF, HFnu, LFnu) istatistiksel olarak anlamlı olmayan iyileşmeler kaydedilmiştir. EKO, reaksiyon zamanı, uyku kalitesi ve aktiviteye fizyolojik uyum parametrelerinde (Sİ, Y, AR, MSS, GDKPS, D, HS) ise olumlu değişiklikler bulunamamıştır. Korelasyon analizlerine göre bazı EKO ve EKG parametreleriyle Vücut Kompozisyonu, Aerobik Güç, Anaerobik Güç, Metabolik Holter ve İzokinetik Kuvvet ölçüm sonuçlarından bazıları arasında ilişki bulunmuştur. Spor kaya tırmanışı sağlıkla ilgili birçok fiziksel uygunluk parametresini olumlu etkilemektedir. Ancak spor tırmanışın kalp üzerinde yapısal ve morfolojik değişikliklere neden olabilmesi için sekiz haftadan daha uzun süreler yapılması gerekmektedir.AbstractThe purpose of this study was to examine the effect of eight weeks sport rock climbing training on heart and selected physical and physiological parameters. Thus, it was investigated to determine how efficient sport rock climbing to protect and improve health and physical fitness. A total of 19 (10 control and 9 experimental) healthy sedentary person voluntarily participated in this study. After one week of a basic sport climbing practice, body composition, echocardiography, electrocardiography, aerobic power, anaerobic power, isokinetic strength, energy metabolisms, some physiological adaptation and daily physical activity and energy consumption parameters were conducted for experimental group. Afterwards they climbed three times per week in 60 minute sessions during eight weeks and did not participate in any other exercise program. Their climbing intensity calculated as 70 % according to the HRreserve method and controlled on each training by using HR monitors. At the end of the eight weeks all measurements were repeated. Control group did not participated in any exercise program during eight weeks between pre and post tests. Findings indicated that there were no significant differences for control group. Results showed that after eight weeks of training in experimental group improvement in body composition (mass of body fat, percent body fat, body mass index), aerobic power (VO2max, test duration), some isokinetic strength (on elbow and knee joint) and some jump parameters (jump height, flight time) were statistically significant (p< 0,05). Even if some parameters that, anaerobic power (absolute and relative lactasit and alactasit power), daily physical activity and energy consumption states (TEE, AEE, NOS, MMET, PAD, MPAD, VPAD, LD, SD), aerobic power (work load, HRmax), energy metabolisms and HRV parameters (HRresting, SDSD, SDNN, SDNN5, EPNN50, RMSSD, TP, LF/HF, HF, LF, HFnu, LFnu) did not show any statistically differences between ore and post-test there were still some improvement were observed. On the other hand, ECHO, reaction time, sleep efficiency and physiological adaptation to physical activity parameters (S, F, AR, CNS, GECPS, D, H) did not either improved or changed. According the correlation analysis there were significant relationship between some parameters including ECG, ECHO, Body Composition, Aerobic-Anaerobic Power, Metabolic Holter and Isokinetic Strength. Sport rock climbing has positive effects on many physical fitness parameters. Hence, to obtain functional and morphological changes on heart statistically it should be longer than eight weeks.Item Spor tırmanış yetenek seçimi test bataryası örneği(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2019) Aras, Dicle; Antrenörlük Eğitimi; Spor Bilimleri FakültesiYetenek seçimi birçok parametreyi içeren karmaşık bir süreçtir ve yetenek seçim modelinin spora özgü uyarlanması gereklidir. Bu araştırmanın amacı Türkiye Dağcılık Federasyonu (TDF) Spor Tırmanış Sporcu Tarama Komisyonu tarafından geliştirilen, spor tırmanış yetenek seçimi test bataryasının (STYSTB) uygulanmasıydı. Bununla birlikte sporcuların müsabakada elde ettikleri puanlarla STYSTB parametreleri arasındaki ilişkiler de incelendi. STYSTB yaş ortalaması 11,06±1,56 olan 62 kişiye (32 kadın ve 30 erkek) uygulandı. İlk gün yarışma düzenlendi ve ikinci gün ise vücut kompozisyonu, kuvvet, sürat, esneklik ve denge parametrelerini içeren STYSTB uygulandı. Verilerin cinsiyete göre ortalama karşılaştırmaları ve müsabakada elde edilen başarı puanlarıyla korelasyon analizleri de yapıldı. Sonuçlara göre erkekler 30 ve 60 sn. şınav değerleri, kadınların ise endomorfi, vücut yağ oranı ve esneklik ölçüm değerleri arasındaki ilişki anlamlı olarak yüksek bulundu. Her iki cinsiyette müsabaka puanı ile ekstansiyonda asılı kalma süresi, toplam barfiks sayısı ve barfikste kalınan sürede, ek olarak kadınlarda sağ alt ekstremite dengesi, fleksiyonda asılı kalma süresi, 30-60 sn. şınav sayıları ve plank süresi arasında anlamlı ilişki bulundu. Kuvvet değerleri ile karşılaştırıldığında, denge ve esnekliğe ait 6 parametreden yalnızca biri ile müsabaka puanı arasında korelasyon gözlendi. Sonuç olarak güncel araştırma Türkiye’de spor tırmanış ile ilgili yapılan ilk yetenek tarama modelini oluşturmaktadır. Bu araştırmada esneklik ve denge gibi parametreler ile müsabaka puanı arasında yalnızca bir parametrede korelasyon gözlenmiş olması tecrübesiz tırmanıcıların yeteneklerini tırmanışa aktaramamasından kaynaklanıyor olabilir ve bu nedenle bu parametrelerin de yetenek seçimi test bataryasında kalması gerektiği düşünülmektedir. Bu modelde yalnızca fiziksel ve fizyolojik parametreler değerlendirilmiştir ve bilişsel ve psikolojik yeterlik testleri de bu test bataryasına eklenebilir.Item The effect of strength and endurance training on SSTR2 and SSTR5 in patients with colorectal cancer(2019) Aras, Dicle; Spor Bilimleri FakültesiThe roots of apoptosis caused by the use of certain drugs in patients with colorectal cancer and certain drugs could be induced the change in genes SSTR2 and SSTR5. SSTRs play a role in colorectal cancer and it's also known that exercise training has similar effects to certain drugs. Therefore, this study aims to evaluate the effects of a combined training program on hormonal and physiological changes in patients with colorectal cancer. Twenty patients with colorectal cancer were included in this study and divided into two groups as experimental (n=10) and control (n=10). The experimental group performed an exercise training program 5 days a week for 14 weeks. Blood samples were taken from the patients before and after the training program, and analyzed for somatostatin and its receptors. When the pretest effect excluded as statistical, there were no significant differences in SSRT2 (P>0.05) and SSRT5 (P>0.05) between the experimental and control groups. The hypothesis for this study was "SSTR2 and SSTR5 will improve after combined training program" however, in accordance with the results it was rejected. It seems that the determined training program for these patients need to be extended and performed for at least 3 months in a gradual incremental structure so that it could affect their health indicators significantly.Item Uyku öncesi protein alımının kas protein sentezi, kütlesi ve kuvveti üzerine akut ve kronik etkileri(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2021) Aras, Dicle; Antrenörlük Eğitimi; Spor Bilimleri FakültesiUyku öncesi protein alımı son yıllarda ilgi çekmeye başlayan bir konudur. Uykudan önce alınan proteinin, gece uykusu sırasında etkili bir şekilde sindirildiği ve emildiği, böylece gece boyunca kas protein sentez hızını artırdığı düşünülmektedir. Fiziksel olarak aktif bireyler ve sporcular fizyolojik adaptasyonlarını en üst düzeye çıkarmak ve performanslarını arttırmak istedikleri için, uyku öncesi protein alımının etkileri önemlidir. Bu derleme makalenin amacı, uyku öncesi protein alımının kas protein sentezi, kas kütlesi ve kuvveti üzerine yapılan güncel araştırmaları incelemek, akut ve kronik etkileri özetleyerek konuyla ilgili güncel ve derleyici bilgi sunmaktır.