Browsing by Author "Ege, Sema"
Now showing 1 - 8 of 8
Results Per Page
Sort Options
Item ?Aldous Huxley'nin Crome Yellow ve Evelyn Waugh'nun Decline and Fall isimli romanlarında karakterlerin yitik-kahraman olarak incelenmesi?(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Naylor, Olguhan Bakşi; Ege, Sema; Batı Dilleri ve EdebiyatıThis dissertation, entitled ?A Study of the Anti-hero in Aldous Huxley?s Crome Yellow and Evelyn Waugh?s Decline and Fall?, investigates anti-hero type characters from two different perspectives.In Section One, the characters in Aldous Huxley?s Crome Yellow (1921) are divided into two groups: those who are guided by ?intellect? and those whose actions answer principally to their ?emotions.? The former are presented as anti-heroes on account of both their emotional poverty and their inability to act. Conversely, the latter are equally valid candidates for anti-hero status on account of their impetuousness and sensual pleasure. In Section Two, the characters in Evelyn Waugh?s Decline and Fall (1928) are similarly divided according to two different points of view. It is argued that the members of the First group meet the criteria for anti-hero status after being examined as inhabitants of a corrupt society and characterized as fatally passive, inadequate and luckless. The members of the Second group, though presented as inhabitants of a decent society yet characterised as morally weak, are shown as equally valid candidates for anti-hero status.In both sections, conclusions are drawn after consultation of primary sources such as the novels themselves and the biographies, articles and diaries of the writers. The authors? contemporary society and history is also taken into consideration while analyzing what features of their society the writers are referring to via characterization. As a result, the characters in aforementioned novels written at the beginning of the 20th century meet the criteria for anti-hero in many different ways and hence reflect the different characteristics of their society.Item Feminist kuram ve Angela Carter ile Emma Tennant’ta gotik ve kadın kimliği bağlantısı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Erdem, Özge; Ege, SemaBu tezin amacı feminist eleştiri kuramı uygulamasıyla Angela Carter’ın Heroes and Villains ve Emma Tennant’ın The Bad Sister romanlarında kadın kimliğini ve gotik bağlantısını ortaya koymaktır. Romanlardaki iki unsur arasındaki bu bağlantıyı ortaya koymak amacıyla eserler Julia Kristeva’nın “abjection” ve Judith Butler’ın edimsel kimlik ve cinsiyet kuramları bağlamında ele alınmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde Angela Carter’ın Heroes and Villains romanında kimlik oluşumunda öteki ve “abjection” kavramlarının önemi üzerinde durulmuş, ben ve öteki ilişkisinin romanın ana karakteri Marianne’in kimlik oluşumundaki işlevi çerçevesinde incelenmiştir. Bununla birlikte bu ilişkinin korku ve arzuları dışlama ve dışsallaştırmaya dayalı kurgusal nitelikleri irdelenmiştir. İkinci bölümde incelenen Emma Tennant’ın The Bad Sister romanı toplumda yerleşmiş kadın rollerine uyum sağlayamayıp toplumdan ve kendisinden dışlanan bir kadını ele alması açısından teze konu olmuştur. Kimlik çatışması romanda ikiz [double] teması çerçevesinde incelenmiş, bu temanın “abjection” kavramı ile ilişkisi üzerinde durulmuştur. Romanın ana karakteri Jane Wild’ın ikizleri yüzünden karşılaştığı benlik kaybı, kimliğinin çalınması gibi tehditler sonucu kendini dışlanmış “abject” olarak bulması ve erkek egemen toplumda kadın kimliğinin ve kadınlar arası ilişkilerin erkek arzusuna göre düzenlenmesi arasındaki ilişki üzerinde durulmuştur. Tezin sonucunda görülmüştür ki hem Carter hem de Tennant gotik yazın türünün özelliklerinden yararlanmış olmalarına rağmen bu yazın türünün özelliklerini kullanış biçimleri açısından farklılık göstermektedirler. Carter gotik üslubu gerçek hayatın eleştirilmesini sağlayan bir parodi olarak görmektedir. Tennant’a göre gotik yazın modern topluma uyum sağlayamayan bireylerin, özellikle kadınların, kendilerini ve dünyayı deneyimleme biçimlerini yansıtmaktadır. Bu açılardan farklılaşmalarına rağmen iki yazarın da ikili karşıtlıkları ve bu karşıtlıklar yoluyla oluşturulan sabit ve tutarlı kimlik anlayışını eleştirerek ben/öteki, kadın/erkek, özne/nesne ilişkileri arasındaki sınırları sorguladıkları görülmüştür. Bu doğrultuda Butler’ın edimsel kimlik ve cinsiyet anlayışıyla doğru orantılı, sabitlikten uzak, değişime açık ve ben ve öteki arasında karşıtlık ilişkisinden çok müşterek bir ilişkiye izin veren bir kadın kimliği önermişlerdir.Item Feminist literary critical approach to H.G.Wells' Ann Veronica Arnold Bennett's Helen With the High Hand and d.h.Lawrence's Women in Love(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Aras, Gökşen; Ege, Sema; İngiliz Dili ve EdebiyatıContemporary feminist criticism comprises the struggle to challenge the societies which regard the male figure as the only authority, not only at home but also in every part of the societies in which even the traditions and customs are generally regulated and applied according to the rules based on male-centred ideologies. The feminist literary critical approach puts emphasis on the relationships between the patriarchal prejudices in the society and literature and the potential role of literature to impede this.Feminist literary criticism basically deals with the depiction of female characters in the works of male writers in terms of male-female relationships, relationships between parents and children, gender identities, power struggles between the sexes, body and sexuality and images of women.This dissertation not only aims to apply certain feminist theories to certain novels but also makes a comparative study among such novelists as Wells who has a visionary and Darwinistic attitude, Bennett who is preoccupied with social observation and analysis and Lawrence who deals with the anxieties and tensions in the unconsciousness of the characters by taking the reader right inside the characters with his apocalyptic vision.This dissertation has shown that in Ann Veronica, Helen with the High Hand, and Women in Love written with different attitudes, and approaches, most of the female and male characters are able to construct themselves as multiple subjects in the Symbolic Order where they accept the Law of the Father, and they are also able to balance their semiotic and symbolic drives.Item Looking backward 2000-1887, news from nowhere ve a modern utopia adlı eserler üzerine marksist bir eleştiri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Bekircan, Meltem; Ege, SemaTEZ ÖZETİ \r\n“Looking Backward 2000-1887, News From Nowhere ve A Modern Utopia \r\nAdlı Eserler Üzerine Marksist Bir Eleştiri” adlı bu çalışmada adı geçen romanlar \r\nMarksist Görüş bağlamında incelenmiştir. Her üç bölümde de romanların kuramla \r\nbağdaştığı ve ters düştüğü noktalar birbirinden ayrı kısımlarda değerlendirilmiştir. \r\n Birinci bölümde Edward Bellamy‟nin Looking Backward 2000-1887 (1888) \r\nisimli romanı Marksizm çerçevesinde ele alınmıştır. Kuram incelemesi \r\n“benzerlikler” ve “farklılıklar” olmak üzere iki farklı kısımda değerlendirilmiştir. \r\nBirinci kısımda, roman özel mülkiyet, miras, sömürü, din, toplumsal evrim, sınıf \r\nayrımı, komünist düzen ve kapitalist karmaşa, devlet, işgücü, sınıf sistemi ve eşitlik, \r\nbireysellik, aile kurumu ve gelişim kavramları çerçevesi içerisinde incelenmiş ve bu \r\naçılardan Marksist Kuramla örtüşen noktaları olduğu örneklerle saptanmıştır. İkinci \r\nkısımda, roman din, evrim, toplumsal sınıf, milliyetçilik ve aile kavramları açısından \r\nincelenmiş ve bu açılardan Marksist Kuramla örtüşmeyen noktaları olduğu örneklerle \r\nifade edilmiştir. \r\nİkinci bölümde ise William Morris‟in News From Nowhere (1890) adlı \r\nromanı Marksizm ışığında incelenmiştir. Bu inceleme de, yine “benzerlikler” ve \r\n“farklılıklar” olarak iki kısıma ayrılmıştır. Birinci kısımda, medeniyet, teknoloji ve \r\nmakineleşme, sömürü, yabancılaşma, sınıf ayrımı, köy ve kent, ücret, iş gücü, estetik, \r\nözel mülkiyet, devlet, eğitim, milliyetçilik ve evrim-devrim kavramları incelenmiş ve \r\nbu kavramlar ışığında Marksist Görüşle ne bakımdan örtüştüğü örneklerle tespit \r\nedilmiştir. İkinci kısımda ise, din, aile ve evlilik kavramları ele alınmış ve hangi \r\naçılardan kurama ters düştüğü örneklemelerle anlatılmıştır. . 114 \r\n \r\nÜçüncü bölümde de, Herbert George Wells‟in A Modern Utopia (1905) isimli \r\nromanı yine Marksizm çerçevesinde ele alınmıştır. Bu bölümdeki inceleme de, \r\n“benzerlikler” ve “farklılıklar” olarak iki ayrı kısımda değerlendirilmiştir. Birinci \r\nkısımda, toplumsal evrim kavramı ışığında kapitalist ve komünist birey, devrim, özel \r\nmülkiyet, aile, din ve devlet kavramları incelenmiş ve yazarın fikirlerinin bu \r\nkavramlar çerçevesinde kuramla nasıl örtüştüğü örneklerle açıklanmıştır. İkinci \r\nkısımda da, toplumsal sınıf ve eşitlik, devrim, özel mülkiyet, aile ve devlet \r\nkavramları değerlendirilmiş ve kuramla ters düştüğü noktalar örneklerle \r\nbelirtilmiştir. \r\nHer üç bölümde de saptamalar öncelikle yazarın biyografisi, günlükleri, \r\ndenemeleri ve romanın kendisi olmak üzere birincil kaynakların ışığında yapılmıştır. \r\nAyrıca Karl Marks‟ın eserleri de görüşlerini net bir şekilde yansıtmak adına birincil \r\nkaynak olarak değerlendirilmiş ve alıntılanmıştır. İkincil kaynak olabilecek farklı \r\neleştirmenlerin görüşleri de eklenmiştir. Her üç yazarın da içinde yaşamış olduğu \r\ntarihsel ve ekonomik koşullar da değerlendirilmiş, bu koşullardan hareketle \r\neserlerinde yansıttıkları kapitalist koşullar ve kurgulanan ideal düzen Marksist Görüş \r\nışığında değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmenin sonucunda da, üç yazarın \r\ngörüşlerinin de, kuramla birçok açıdan örtüştüğü gibi, birçok açıdan da ters düştüğü \r\nsonucuna varılmıştır. . \r\n \r\nABSTRACT \r\nThis dissertation, entitled “A study of Marxist Criticism in Looking Backward \r\n2000-1887, News From Nowhere and A Modern Utopia” investigates the the novels \r\nin the light of Marxism. In all three chapters, the points which have similarities to \r\nand differences from the theory are studied in seperate parts. \r\nIn Chapter One, Edward Bellamy‟s Looking Backward 2000-1887 (1888) is \r\ninvestigated in the light of Marxism. This chapter is divided into two parts as \r\n“similarities” and “differences”. In the first part, it is argued that the novel has \r\nsimilarities with the theory in accordance with the concepts such as private property, \r\ninheritance, exploitation, religion, class system and equality, individualism, family \r\nand progress. In the second part, it is also argued that the novel has differences from \r\nthe theory in terms of the concepts such as religion, evolution, class, nationalism and \r\nfamily. \r\nIn Chapter Two, William Morris‟s News From Nowhere (1890) is also \r\nstudied within the context of Marxism. This chapter is also divided into two parts as \r\n“similarities” and “differences”. In the first part, it is suggested that the novel has \r\nsimilarities with the theory in terms of the concepts such as civilisation, technology \r\nand mechanization, exploitation, alienation, class distinction, city and country, wage, \r\nlabour, aesthetics, private property, state, education, nationalism and evolution-\r\nrevolution. And in the second part, it is suggested that the novel has differences from \r\nthe theory in terms of the concepts such as religion, family and marriage. \r\nIn Chapter Three, Herbert George Wells‟s A Modern Utopia (1905) is \r\ninvestigated in the light of Marxism. In this chapter, there are also two parts as 116 \r\n \r\n“similarities” and “differences”. In the first part, it is argued that the novel has \r\nsimilarities with the theory in accordance with the concepts such as capitalist and \r\ncommunist individual within the context of social evolution, capitalist symbol, \r\nrevolution, private property, family, religion and state. In the second part, it is argued \r\nthat the novel also has differences from the theory in the light of the concepts such as \r\nsocial class and equality, revolution, private property, family and state. \r\nIn each chapter, conclusions are drawn after consultation of primary sources \r\nsuch as the novels themselves and the biographies, articles and diaries of the writers. \r\nIn addition, the works of Karl Marks are also consulted and quoted as primary \r\nsources in order to enlighten his ideas in the dissertation. The ideas of different \r\ncritics are also added as secondary sources. The authors‟ contemporary society with \r\nits historical and economic conditions is also taken into consideration while \r\nanalyzing, and under these conditions the capitalist system and the fictionalized ideal \r\norder they reflected are studied within the context of Marxism. As a conclusion of \r\nthis study, it was concluded that the ideas of these three writers have not only a lot in \r\ncommon with Marksism, they also have lots of difference.\r\nItem Oscar Wilde, T.S.Eliot,ve Sylvia Plath'ın eserlerinin T.S.Eliot'ın 'Waste Land' felsefesi bağlamında karşılaştırmalı incelenmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Bağyapan, Rabia Nesrin Er; Ege, Sema; Batı Dilleri ve EdebiyatıEliot "Waste Land" "terimi" ile "yitirilen bireysellik", "yitirilen toplum", "yitirilen doğa", "yitirilen duygular", "yitirilen düşünceler", "yitirilen fikirler", "yitirilen inançlar", "yitirilen hayaller", "ziyan olan yetenekler", "boşa giden çabalar", "yitirilen sanat", "yitirilen ahlâki değerler", "yitirilen özsaygı", "öz eleştiriden yoksun olma", "diğer insanlara, hayvanlara, doğaya kayıtsız olma" ve "onlara ihanet etme", "yitirilen insan hakları", "yitirilen ruhlar", "yitirilen yaşamlar", "yitirilen gelecek", kısaca "çok yönlü/boyutlu yitirilmişliği" tanımlamakta ve açıklamaktadır. Bu çalışmanın amacı ondokuzuncu yüzyıl bir İrlandalı ve yirminci yüzyıl iki Amerikalı - Wilde, Eliot, ve Plath'ın- yazarın "waste land" kavramına dair farklı ve aynı derecede benzer anlayışlarını, bakış açılarını, yaklaşımlarını, hayat felsefelerini eserlerinde nasıl dile getirdiklerini, nasıl sunduklarını irdelemek, ortaya çıkarmak ve mukayese etmektir. Böyle karşılaştırmalı bir çalışma yazarların tüm eserlerinin detaylı bir analizini gerektirir. Ayrıca yazarların mektupları, günlükleri, anıları her birinin Birey'e ve bireyselliğe önem veren kendine özgü muhteşem ve özgün filozoflar olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Birey'in içinde bulunduğu zor, üzücü durum ve heba olan bireysellik sebebiyle yazarların yaşadığı hayal kırıklığını Plath'ın "tüm o kırmızı ve beyaz kilimlerin ve meşe kaplama mobilyaların ortasında küçüldükçe küçülen, ufacık, siyah bir noktaya dönüştüğümü hissediyordum. Yerin ortasında bir delik gibiydim adeta. […] şehir gittikçe küçülüyor gibi gelirken aslında küçülen ve yalnızlaşan bendim" sözleri belirgin kılmaktadır. Bireylerin derinlerde saklı kalmış hislerini, hayat görüşlerini, felsefelerini yansıtan Wilde'ın " […] bahçesinde utanç çukurları kazılmış olan Reading Hapishanesi'nde […] bedenimiz ve ruhumuz yavaş yavaş çürümekte, yok olmakta. Biz değersiz, yalnız, biçare; hayatımız paslanmakta/küflenmekte" ve Eliot'ın "bu pis çukurda […] çimen, şarkısını söylüyor" […] içimizdeki o korku doğum ve ölüm gibi kocaman, birbirinden ayrı kocaman boşluklar gibi" sözleri her birinin evrensel yazar olduğu gerçeğini kanıtlamaktadır ve bu, tezin temel argümanıdır. Anahtar Kelimeler: Oscar Wilde, T.S.Eliot, Sylvia Plath, waste land.Item Sir Arthur Conan Doyle'un eserlerinin Darwin teorileri doğrultusunda incelenmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Kalecik, Samet; Ege, SemaItem Thomas Hardy’nin the Return of the Native, Joseph Conrad’ın Lord Jim ve James Joyce’un a Portrait of the Artist as a Young Man Adlı Romanlarında “Yabancılaşma”, Benzerlikler ve Farklılıklar(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Gürakar, Nalan; Ege, SemaBu tezin amacı ‘yabancılaşma’ kavramının belirleyici özelliklerini veaşamalarını göz önünde bulundurarak iki çağın dönümünde insanın değişendünya’ya nasıl cevap verdiğini sunmaktır. Bunun için on dokuzuncu yüzyılınortalarından Thomas Hardy’nin The Return of the Native, tam çağındönümüne rastlayan Joseph Conrad’ın Lord Jim ve yirminci yüzyıldan JamesJoyce’un A Portrait of the Artist as a Young Man romanları, bu değişiminbenzerlik ve farklılıklarını sunmak için seçilmiştir.‘Yabancılaşma’ kelimesi modern insanın duygusal ve sosyal durumunuanlatan bir kelime olduğu için kelimenin gelişimini ve çağrışımlarını göz ardıedilmemiştir. Bu bağlamda kavramın gelişiminin kısa bir geçmişiverilmektedir.Birinci bölümde Thomas Hardy’nin edebi kişiliği ve yaşadığı dönembelirlendikten sonra The Return of the Native romanında Eustacia Vye’ınEgdon Heath’e ait olmama duygusunun, onu psikolojik ve sosyalyabancılaşmaya ittiği incelenmiştir. Aynı romanın diğer ana karakteri olanClym Yeobright’ın yaşadığı yabancılaşma, aidiyetsizlik ve idealizm açısındanincelenmiştir. İkinci bölümde Joseph Conrad’ın edebi kişiliği ve yaşadığıdönem belirlendikten sonra Lord Jim romanında, Jim’in yaşadığıyabancılaşması aidiyetsizlik ve toplum dışı edilme açılarından incelenmiştir.Üçüncü bölümde James Joyce’un edebi kişiliği ve yaşadığı dönembelirlendikten sonra A Portrait of the Artist as a Young Man romanındaStephen Dedalus’un yaşadığı sosyal ve psikolojik yabancılaşma, aidiyetsizlikve topluma uyumsuzluk açılarından incelenmiştir.Sonuç’ta ise bütün karakterlerin psikolojik ve sosyal yabancılaşmaiçinde oldukları ve roman yazarlarının kendilerinin de öz yaşamlarında bir türyabancılaşma yaşadıkları da belirlenmiştir. Ayrıca bireylerin yabancılaşmayafarklı tepkiler verdikleri gösterilmiş ve bunun ardındaki nedeninin deyazarların dünya görüşünden kaynaklandığı belirlenmiştir.Item Through the eyes of Thomas Hardy: Status of women within the socio-cultural context of victorian society(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Yılmaz, Didem; Ege, Sema; Batı Dilleri ve EdebiyatıThis study covers five novels of Thomas Hardy (The Return of the Native, The Mayor of Casterbridge, The Woodlanders, Tess of the D? Urbervilles and Jude the Obscure) who is considered to be one of the major literary artists of the 19th century Victorian period. With a social-realistic method, these novels picture the socio-cultural and economic situation of Hardy?s society. Therefore, the study deals with the works of Hardy within the historical background of this period.The study is restricted to how in his fiction Hardy, from his own social-realistic perspective, re-presents the attitude of the Victorian society towards women. This investigation runs two issues in parallel: how society identifies women and how Hardy reacts to the kind of identity society grants women.Hardy not only criticises the social institutions of his society such as family, marriage and religion which play a defining role in shaping the role of women but also he fervently underlines the fact that these institutions pressurise women in every phase of their lives. Women are not given a living space outside the boundaries these institutions draw for them. For this reason, they do not have the opportunity to develop their own identity outside their limited space. They are only given the status of ?the angelic housewife? which binds them to their husbands economically. They are also not authorised by these institutions to search for a different identity than what is already prescribed to them.Hardy defines these institutions that give shape to the common opinion of society as narrow-minded and he criticises their methods of silencing the voice of women by means of penalty. In doing this he foregrounds the type of women who try to stand against the pressurising attitude of society and gives the opportunity to his readers to witness the fight of these women to get their personality acknowledged. Hardy?s concern is that these women are made powerless by these institutions, which have the power to punish them if they attempt to revolt. In his novels the revolutionary type of women always get punished which unfortunately brings their fight to an end.As in his novels Hardy had been bold enough to deal with such unauthorised issues, this study foregrounds him as a revolutionary writer. Although Hardy cannot bring an instant solution to the problems of women he nevertheless makes a powerful call to his society as to the necessity of reviewing the place of women in society.