Browsing by Author "Tuzcu, Kemal"
Now showing 1 - 10 of 10
Results Per Page
Sort Options
Item Arap edebiyatında emâlî kitapları(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Paujı, Dıcky Rachmat; Tuzcu, Kemal; Otherel-Emâlî, imla etmek, dikte ettirmek, eklemek, yazdırmak gibi anlamlar taşımaktadır. el-Emâlî şöyle tarif edilmektedir: Bir üstadın ders alanına gelerek, ki bu mekân daha çok bir cami veya mescittir, talebeleri ile buluşması, talebelerin onun etrafına oturarak bir ders halkası oluşturması ve onun ağzından çıkan her şeyi kağıt ve kalem kullanarak yazmasıdır. Bu çalışma, İslam-Arap Edebiyatında bir yöntemdir. el-Emâlî özellikle sadece Ebû Alî İsmâîl b. el-Kâsim b. 'Aydûn b. Hârun b. İsâ b. Muhammed b. Salmân'a (ö. 356 H./967 M.) veya Ali el-Kâlî ile anılmaktadır. İbni Dureyd Ta'lîk min Emâlî İbn Dureyd adlı eserinde, Ali el-Kâlî el-Emâlî'nin bir uzmanıdır şeklinde yazmaktadır. Hâlbuki Arap Edebiyatında el-Emâli kitapları hakkında tez sadece Ali el-Kâli ve İbni Dureyd'ten bahsetmemekte; 7. Yüzyıldan 14. Yüzyıla kadar Emâlî kitapları ve eserleriyle araştırarak sunmaktadır. el-Emâlî eserlerinin içindeki konuların %20'si Arap dili ve edebiyatı ile ilgilidir ve çoğu hadis olmak üzere hadis, fıkıh, tefsir ve karışık konular yer almaktadır. el-Emâlî diğer isimlerle İmla, Nevâdir, Meclis veya Mecâlis vd. amaçları ve yöntemleri olan güzel eserler olarak bilinmektedir. Eğitimle birlikte, el-Emâlî müslümanların geleneğinde bir sosyal toplantıdır; çünkü el-Emâlî eğitim öğretimi genellikle camilerde, mescitlerde ve bir mekân olarak medreselerde de yapılmaktadır. el-Emâlî müellifleri sadece Basra ve Kufe'de yetişmiş değildir. Bununla birlikte şimdiki diğer Arap, İran ve Endelus ülkelerinden de vardır, örnek olarak el-Bâğandî, es-Suheylî ve el-Kâlî (Endelus); Leys b. Sa'ad, el-Hâcib ve İbni Hacer (Mısır); ve ez-Zeccâcî (Huzistan) bunlardan birkaçıdır.Item Cahiliyye ve Emevî dönemi şairlerinin künye ve lakapları(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Genç, Rümeysa; Tuzcu, Kemal; OtherKünye kişinin kızı, oğlu, annesi veya babası yoluyla bir isim tamlaması şeklinde elde edilmektedir. Biresel özellikler yoluyla elde edilen künyeler varsa bile bunlar istisnai durumlardır. Ancak Arap dünyasında künyenin yeri tartışmasız bir şekilde oldukça önemlidir. Öyle ki bazı durumlarda hayvanlar bile künyelenmiştir. Lakap ise bireysel nitelik taşımaktadır. Kişinin fiziksel görünümü veya sergilediği eylemler sonucunda elde edilebilmektedir. Şairlerin lakaplarına bakıldığında, şiirlerin lakap konusundaki önemi de ortaya çıkmaktadır. Kimi zaman söyledikleri bir beyit sebebiyle lakaplarını elde eden şairler kimi zaman lakaplarını şiirlerinde kullanmışlardır. Bu tezde Cahiliyye Dönemi ve Emevî Döneminde yaşamış olan ve önem atfedilen bazı şairlerin künye ve lakapları incelenmiş, ne sebeple bu lakapları aldıkları üzerinde durulmuştur. Tezin ilk kısmında kısaca Cahiliyye ve Emevi Dönemlerindeki yapıdan bahsedilmiştir. İkinci kısımda künye ve lakap konusu ele alınmış, künye ve lakapların incelenmesinde büyük katkısı olan tabakat (biyografik) eserlerden bahsedilmiştir. Üçüncü kısımda, ele alınan Cahiliyye şairilerinin, dördüncü kısımdaysa ele alınan Emevî şairlerinin künye ve lakapları incelenmiştir.Item Cahiliyye ve Emevî dönemi şairlerinin künye ve lakapları(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Genç, Rümeysa; Tuzcu, Kemal; OtherKünye kişinin kızı, oğlu, annesi veya babası yoluyla bir isim tamlaması şeklinde elde edilmektedir. Biresel özellikler yoluyla elde edilen künyeler varsa bile bunlar istisnai durumlardır. Ancak Arap dünyasında künyenin yeri tartışmasız bir şekilde oldukça önemlidir. Öyle ki bazı durumlarda hayvanlar bile künyelenmiştir. Lakap ise bireysel nitelik taşımaktadır. Kişinin fiziksel görünümü veya sergilediği eylemler sonucunda elde edilebilmektedir. Şairlerin lakaplarına bakıldığında, şiirlerin lakap konusundaki önemi de ortaya çıkmaktadır. Kimi zaman söyledikleri bir beyit sebebiyle lakaplarını elde eden şairler kimi zaman lakaplarını şiirlerinde kullanmışlardır. Bu tezde Cahiliyye Dönemi ve Emevî Döneminde yaşamış olan ve önem atfedilen bazı şairlerin künye ve lakapları incelenmiş, ne sebeple bu lakapları aldıkları üzerinde durulmuştur. Tezin ilk kısmında kısaca Cahiliyye ve Emevi Dönemlerindeki yapıdan bahsedilmiştir. İkinci kısımda künye ve lakap konusu ele alınmış, künye ve lakapların incelenmesinde büyük katkısı olan tabakat (biyografik) eserlerden bahsedilmiştir. Üçüncü kısımda, ele alınan Cahiliyye şairilerinin, dördüncü kısımdaysa ele alınan Emevî şairlerinin künye ve lakapları incelenmiştir.Item Doğu dünyasında modernleşmenin öncülerinden Rifâ'a Râfi' et-Tahtâvî ve İbrahim Şinâsî(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Arslan, Tülin; Tuzcu, Kemal; Arap Dili ve EdebiyatıBu çalışmanın konusunu Osmanlı Devleti'nde ve devletin sınırları içerisinde yer alan Mısır'da Batı merkezli modernleşme ile edebiyatta, fikir ve sanatta bu modenleşmenin öncüleri olan Rifâ'a Râfi' et-Tahtâvî ve İbrâhîm Şinâsî oluşturmaktadır. et-Tahtâvî ve Şinâsî'nin toplumsal ve edebiyat alanında gerçekleştirdiği yenilikler onları modern dönemin öncü isimleri hâline getirmiştir. Bu çalışmada onları ilklerin temsilcisi konumuna getiren fikirleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde, Aydınlanma felsefesi özellikle de Fransız Aydınlanması'nın çerçevesi çizilmiş, et-Tahtâvî ve Şinâsî'nin hayatları ve eserleri konu edilmiştir. İkinci bölümde, Aydınlanma felsefesinin temel kavramları ve bu kavramların et-Tahtâvî ve Şinâsî'nin eserleri üzerindeki yansımaları örneklendirilmiş ve mukayese edilmiştir. Ayrıca ikinci bölümde edebiyat ile felsefe arasındaki ilişkiye değinilmiş ve bu durumun iki mütefekkir sanarkârın üslubunun şekillenmesindeki etkileri ele alınmıştır. Sonuç bölümünde ise genel olarak ulaşılan tespitlere yer verilmiştir.Item Endülüs'te diplomasi ve diplomatik yazışmalarda dil ve üslup (Gırnata Devleti Dönemi XIII.-XV. yüzyıllar) / Language and style in diplomacy and diplomatic correspondence in Andalusia (Giranada State Period XIII.-XV. centuries)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Kazar, Zuhal; Tuzcu, Kemal; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışmada, Endülüs Müslümanlarının Gırnata döneminde, savaş, barış, esir değişimi, taziye, bağlılık, emân dileme gibi münasebetlerle Gırnata Emîrleri ile Aragon Kralları ve Kuzey Afrika Müslüman yöneticileri arasında gerçekleştirilen diplomatik yazışmalar gerek dönemin tarihsel özellikleri gerekse diplomatik dil, üslup ve yöntem açısından analiz edilmiştir. Bu tez, giriş, iki bölüm ve bir sonuçtan meydana gelmektedir. Giriş bölümünde Batı ve Doğu dünyasındaki diplomasi geleneği, bu döneme ait tarihsel olaylar çerçevesinde ele alınmaktadır. Birinci bölümde, Müslümanların Endülüs'ü fethetmeleriyle burada kurulan Müslüman devletlerin tarihi hakkında özet bilgi verilerek, bu dönemde yürütülen diplomatik faaliyetler diplomatik belgeler üzerinden değerlendirilmektedir. İkinci bölümde, Gırnata Emirliği döneminde gerçekleştirilen diplomatik yazışmalar ve imzalanan antlaşmalar metinlerin içeriğinin anlaşılması amacıyla tarihsel bir altyapı içinde irdelenmiştir. Sonuç kısmında ise diplomatik yazışmalarda kullanılan yönteme ilişkin tespitlere ve değerlendirmelere yer verilmiştir. Anahtar kelimeler: Endülüs, Gırnata, Aragon, diplomatik yazışmalar, diplomatik dil, üslup ve yöntemItem Hilâfet Dönemi endülüs şiirinde methiye(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Olçun, Muhammed Mahmut; Tuzcu, Kemal; OtherMedîh temalı şiir yazma geleneği Cahiliye Döneminde başlamıştır. Methiyeler bu dönemin başlarında mersiye, gazel, hicviye vb. kasideler içerisinde karşımıza çıkmaktadır. Cahiliye Döneminin ortalarından sonra popülaritesinin artmasıyla müstakil kasideler olarak nazmedilmeye başlamıştır. Sadru'l-İslâm Döneminde çeşitli sebeplerle zayıflamış olsa da Emevî Döneminde tekrar eski yaygınlığına kavuşmuş ve şairler tarafından daha çok tercih edilen tema haline gelmiştir. Abbâsî Dönemine gelindiğinde bir önceki dönemden daha çok yaygınlaştığı görülmektedir. Batı İslâm dünyasında yer alan Endülüs'te ise Hilafet Döneminden önce, yaygın olarak nazmedilmeye devam etmiştir. Arapların Endülüs'teki altın çağı olarak nitelendirebileceğimiz Hilafet Döneminde, usta şairlerin kalemleriyle yaygınlığını ve gelişimini sürdürmüştür. Methiyeler içerisinde; cesaret, cömertlik, misafirperverlik, tevazu, ululuk, savaşçılık, galibiyet, âlicenaplık gibi övülen şahsiyeti yüceltici motifler barındırmaktadır. Bu tez; giriş, üç bölüm ve bir sonuçtan oluşmaktadır. Giriş bölümünde, Hilafet Dönemi Endülüs hakkında genel bilgiler verilmektedir. Bunun yanı sıra methiye türü ile alakalı bir ön bilgi sunulmaktadır. Birinci bölümde, Hilafet Dönemi Endülüs şiirine kadar geçmiş olan klasik Arap şiirinde methiyenin gelişimi dönem dönem ele alınmaktadır. İkinci bölümde, Hilafet Dönemi Endülüs'te şiiri geliştiren faktörler, bu dönemde kullanılan şiir ekolleri ve methiyelerin bütün dönemlerde popülaritesini korumasını sağlayan medîh şiiriyle kazanç sağlama konusunun bu dönemdeki etkisi işlenmektedir. Üçüncü bölümde, zikredilen dönemde methiyelerin içerikleri ve methiyeyi oluşturan öğelerin ayrıntıları irdelenmektedir. Sonuç bölümünde ise, ele alınan dönemlerdeki methiyeler hakkındaki bulgular kısaca ifade edilmektedir.Item İranlı şair Menuçehrî'nin divanında Arapça unsurlar ve incelenmesi(Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi : Arap Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2021) Alperen, Merve; Tuzcu, Kemal; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiX-XI. yüzyıllarda yaşamış İranlı tanınmış şair Menûçehrî Fars kültürünün yanısıra Arap kültüründen de çokça beslenmiş bir şairdir. İranlı şairin çağdaşı olan diğer Arap şairlere göre dilde Arapça unsurlara daha çok yer vermesi üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Bunlardan en ayrıntılı çalışmayı İranlı edebiyat tarihçisi Debîr Siyâkî yapmıştır. Türkiye'de ise Fahrettin Coşkuner'in "Menûçehrî'yi Damganî Divanının tahlili ve tercümesi" basılmamış doktora tezi, Sadık Armutlu'nun "Arap Şiirini Fars Şiirine Taşıyan Aykırı Şair Menûçehrî-yi Damganî" adlı çalışmaları vardır. Ancak bu çalışmalar Menûçehrî'nin divanındaki Arap edebiyatı etkisini tam olarak ortaya koyamamaktadır. Bu çalışmada şairin Arap şiirinden ve şairlerinden ne ölçüde etkilendiği, onları ne ölçüde tanıdığı gibi bağlantılar ortaya konarak dönemindeki Arap-İslam kültürünün Fars kültürüne etkisi de genel bağlamda ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu çalışma bir giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Girişte İslam'ın İran'a girmesi ve Arap Fars kültürü etkileşimi anlatılmaktadır. I. Bölümde ve Menûçehrî'nin hayatı, eserleri ve düşünce dünyası incelenmiştir. II. bölümde ise konu olarak Menûçehrî divanında Arap şiiri etkisi dil ve kullanılan kalıplar bakımından incelenmiştir. III. Bölümde Menûçehrî divanında bulunan konular, IV. Bölümde ise nazım şekilleri üzerinde durulmuştur.Item Klasik arap şiirinde didaktik şiirler(2007) Tuzcu, KemalArap edebiyatında şiir Emevî devrinin sonlarından başlamak üzere bir öğretim aracı olarak kullanılmıştır. Câhilîye devri şiirinde bu konu, genel olarak kaside bütünlüğü içinde bir tema olarak görülmektedir. Emevî devrinde görülen urcûzeler dil çalışmaları için bir kaynak oluşturmuş ve bu manzumeler didaktik birer şiir kabul edilmiştir. Abbâsî devrinde urcûze formu tamamı ile didaktik veya bilimsel konulu manzumelere kalmış, çeşitli konularda çok uzun urcûzeler yazılmıştır Poetry in Arabic literature was used as a means of didactic tool starting from the end of the Umayyad period. During the Jahiliyyah period poems, this is generally seen as a theme in the entirety of qasîdah. The urjûzas seen during the Umayyad period, formed a source for the language studies and these verses were accepted as didactic poems. During the Abbasid period the form of urjûzah wholly is left to didactic or scientific themed poems, very long urjûzas were written on various themes.Item Klasik Arap şiirinde emevî dönemine kadar hiciv(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Ayyıldız, Esat; Tuzcu, Kemal; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiHiciv (hicâ') sanatı, Arap edebiyatının ana edebî tarzlarından biridir. Bu türün içerisinde, kusurlar, yenilgiler, budalalıklar, zaaflar, noksanlıklar ve hatalar, tercihen, kabilelerin, hiziplerin, ailelerin, bireylerin yahut bizzat toplumun kendisinin ıslah edilmesi amacıyla alaya alınmaktadır. Arap hicvinin kökeni, muhtemelen büyücülüğe dayanmaktadır. Söz konusu büyücülük, herhangi bir kabilenin veya bireyin itibarını zedelemesi umulan bir tür sihirli efsun yahut kâhinlere has bir lanetlemedir. Arap edebiyatının ilk yergisel şiirleri, şeytanlarla ya da cinlerle iletişim kurduğu varsayılan kişilerce, düşmanların yok edilmesi amacıyla terennüm edilmiştir. Bu şiirsel tür, erken dönem Arapları tarafından, gerek müstakil ve kısa parçalar halinde gerekse çok temalı bir kasidenin tematik bir bölümü olarak geniş çapta işlenmiştir. Bu tez, giriş, dört bölüm ve bir sonuçtan meydana gelmektedir. Giriş bölümünün amacı, Arap hicvinin tarihî arka planının irdelenmesidir. Birinci bölümde Arapçadaki h-c-v kökünün etimolojik anlamından bahsedilmektedir. İkinci bölüm, Arap hicvinin türlerine ve yergisel terminolojiye değinmektedir. Üçüncü bölümde İslam öncesindeki yergicilerin edebî kariyerleri, yergisel kasidelerinin ışığında değerlendirilmektedir. Edebiyattaki klişeler, burada özellikle açıklanmaktadır. Dördüncü bölüm, Arap-İslam medeniyetinin ulvi çağı olan Sadru'l-İslâm Dönemindeki yergicileri ele almaktadır. Sonuç bölümündeyse, Arap hicvi hususundaki saptama ve yargılardan kısaca bahsedilmektedir.Item Şeyh Bahâeddîn el-'Âmilî ve el-Keşkûl adlı kitabı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) İpek, Revşen Hüda; Tuzcu, Kemal; Ayakkabı Tasarım ve ÜretimiBu çalışmada, Arap Edebiyatına birçok eseriyle katkı sağlamış olan el- 'Âmilî ve "Keşkûl" adlı eseri inclenmiştir. Birinci bölümde el- 'Âmilî'nin yaşadığı dönemin siyasi tarihi, sosyo-kültürel yapısı ve edebiyat ve şiir zemini, dönemin en ünlü mensur ve manzum eserleri ele alınmış ardından el- 'Âmilî'nin hayatı ve eserleri ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. İkinci bölümde ise el- 'Âmilî'nin "Keşkûl" adlı eseri yirmi sekiz konu başlığı altında dil, içerik ve kapsam bakımında ele alınmıştır. Eserde, Tefsirle ilgili açıklamalara, hadislere dair bilgilere, Arap grameri, lugatı ve belâgatına dair kısımlara, düşündürücü fıkralara, ilginç hikâye ve kıssalara, seçme şiirlere, Hz. Ali, Yunan filozofları, hükümdarlar ve bazı ünlülere ait hikmetli sözlere, vecize ve atasözlerine, gazel, methiye, fahriye ve mersiyelere, vasiyet, mektup ve hutbelere, tasavvuf, felsefe ve ahlâka, kelâm, tevhid ve ilâhiyyâta dair bilgilere, cebir, geometri ve astronomi gibi müsbet ilimlere dair bahislere yer verilmiştir.