Ankara Üniversitesi Afet ve Risk Dergisi
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Ankara Üniversitesi Afet ve Risk Dergisi by Title
Now showing 1 - 20 of 210
Results Per Page
Sort Options
Item 112 acil sağlık hizmetleri çalışanlarının afetlere hazırlık algısı(Ankara Üniversitesi, 2023) Okan, Fatih; Porsuk, Sümeyye Kavici; Yıldırım, MelikeSağlık personelinin afete hazırlık algısı ve durumuna etki edebilecek faktörleri belirlemek, afete karşı kendilerini ne kadar hazır hissettiklerini ve gerçekte ne kadar hazır olduklarını tespit etmek oldukça önemlidir. Tanımlayıcı tipteki çalışma, 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanlarının afetlere hazırlık algısı ve afetlere hazırlık algısını etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla 274 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanı ile gerçekleştirildi. Kişisel Bilgi Formu ve Hastane Öncesi Sağlık Personellerinin Afetlere Hazırlık Algısı Ölçeği çevrimiçi sistem ile sağlık çalışanlarına iletilerek veriler toplandı. Verilerin analizinde iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi, tek yönlü varyans analizi ve Pearson korelasyon analizi kullanıldı. 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanlarının ölçek toplam puanı 117,95± 13,82 olarak bulundu. Erkek sağlık çalışanlarının öz yeterlilik ve müdahale becerisi alt boyut puanı kadın sağlık çalışanlarına göre, hizmet içi eğitime katılanların istek, önem, öz yeterlilik, müdahale becerisi, yarar alt boyut ve ölçek toplam puanı hizmet içi eğitimine katılmayanlara göre, afette görev alanların istek, öz yeterlilik, müdahale becerisi, yarar alt boyut ve ölçek toplam puanı afette görev almayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksek saptandı. Lise mezunu olanların istek, önem, müdahale becerisi alt boyut ve ölçek toplam puanı diğer eğitim seviyesinde olanlara göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha düşük bulundu. Hizmet içi eğitim sayısı ile ölçek toplam puanı arasında pozitif yönlü korelasyon bulundu. 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanlarının afete hazırlık algısı orta düzeydedir ve cinsiyet, eğitim seviyesi, çalışma yılı, afette görev alma, hizmet içi eğitime katılma ve hizmet içi eğitim sayısına göre değişmektedir. 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanlarının afetlere hazırlık algısını güçlendirecek eğitimler ve kurs programları düzenlenmelidir.Item 2007 ve 2018 Deprem Yönetmelikleri Kullanılarak Farklı Zeminlere Göre ve Farklı Kentler İçin Elde Edilen Tasarım İvmelerinin Karşılaştırılması, Kapadokya Örneği(Ankara Üniversitesi, 2021-05-30) Karaca, Hakan; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi2019 itibarı ile yürürlüğe girmiş olan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY-2018) ile zemin parametrelerinde çok önemli yenilikler getirilmiş ve zemin-yapı etkileşiminin daha gerçeğe yakın modellenebilmesini mümkün hale gelmiştir. Zeminin özellikle büyütme ve küçültme etkisinin yeni şartnamede yer alması, yönetmeliğin bilimsel verilere daha uygun hale gelmesini sağlamıştır. Bu kapsamda, TBDY-2018’den resmi olarak yürürlüğe girmeden önce yürürlükte olan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik (DBYBHY-2007) kapsamında yapıların tasarımında kullanılan tasarım ivmeleri ile yeni deprem şartnamesine göre uygulanacak tasarım ivmelerini karşılaştırılması yapılmış ve Kapadokya bölgesi illerinin il merkezlerinde zemin koşullarına bağlı olarak tasarım ivmelerinin ne kadar artıp azaldığını belirlenmiştir. Çalışmanın sonunda, herhangi bir salınım periyodu için, 2018 deprem yönetmeliğine göre tasarlanacak yapıların tasarımında kullanılacak tasarım ivmelerinin 2007 yönetmeliğine göre nasıl değiştiği ile ilgili bir örüntüye rastlanmamıştır. Sadece salınım periyotları büyüdükçe, yeni deprem şartnamesine göre kullanılacak olan tasarım ivmelerinin, eski yönetmelik değerlerine oranının azaldığı görülmüştür. Böylelikle, salınım periyotları daha yüksek olan yapıların tasarımında kullanılacak tasarım ivmelerinin eski yönetmelik değerlerine oranı, düşük salınım periyotlara sahip yapıların tasarım ivmeleri oranlarına göre daha düşük olacaktır. The Turkish Earthquake Code (TEC-2018) introduced new important approaches in modeling the soil parameters and the soil-structure interaction modeling become more realistic. Especially the introduction of ground amplification factors, made the Earthquake Code more aligned with the scientifically proven facts. Within this context, the design acceleration values of the new code and the values obtained by the old Turkish Earthquake Code of 2007 (TEC-2007) are compared for the city centers in Cappadocia region. The variation of design acceleration values with respect to the soil classes for each city center is monitored both for TEC-2007 and TEC-2018. In the end, it is observed that there isn’t a recognizable pattern on how the new code is going to influence the design acceleration values at any specific period. The only observed trend is that, as the period increases the ratio of new design acceleration values to the old ones decrease. Hence, the ratios of design acceleration values are going to be smaller for the structures with higher period of vibration than those with the lower period of vibration.Item 2014’ten Günümüze Risk Yönetim Politikaları ve 2021 Temmuz ve Ağustos Ayı Orman Yangınlarının Sosyal Medyada Yansımalarının Risk Yönetimi Açısından Değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2022) Kocyiğit, Nezahat; Other; OtherSon yıllarda küresel ısınmayla birlikte artan orman yangınları tarihsel süreç içerisinde var olagelmiş, Akdeniz iklim kuşağında yer alan Türkiye’de özellikle Ege ve Akdeniz Bölgeleri için bir tehdit unsuru olmuştur. Afet olarak da nitelendirilen orman yangınlarına karşı alınabilecek önlemler, acil eylem planları ve risk yönetimlerinin uygulanış biçimlerine göre başarı gösterebilmektedir. Devlet ve halk iş birliğiyle yürütülen orman yangınlarına karşı mücadelede, medya ve sosyal medyanın olumlu katkılarının yanı sıra bu mecralar üzerinden olumsuz eylem ve söylemler de olmuş, özellikle hükümetin görev ve sorumluluğunu yerine getirmediğine yönelik eleştiriler yöneltilmiştir. Çalışmanın ana hedefi gelecekte çıkabilecek orman yangınları esnasında başarılı bir afet ve risk yönetiminin gerekliliklerini tartışmaktır. Bu amaçla çalışmada 2014’ten günümüze tarihsel süreç içerisinde orman yangınları bağlamında devletin afet ve risk yönetim politikaları ve 2021 Temmuz ve Ağustos aylarında Akdeniz ve Ege’de çıkan orman yangınları sırasında sosyal medya hesapları üzerinden veri incelemesi ile halkın yangınlar karşısındaki tepkisi değerlendirilmek istenmiştir. İlgili kurumların istatistiki verilerine yer verilerek orman yangınlarının yoğun olarak yaşandığı 24.07.2021-31.07.2021 haftasında bir sosyal medya platformu olan Twitter üzerinden kamuya açık olarak #afet etiketi ile paylaşılan 10.000 adet tweet Maxqda Programı’nda incelenerek analiz edilmiştir. Analiz sonucu orman yangınları sırasında öne çıkan kuraklık ve terör, işbirliği ve yardım, afet yönetimi, afet yönetiminde teknolojinin ve araçların kullanımı olmak üzere dört temadan söz edilebilir.Item 30 Ekim 2020 Ege Denizi Depremi Sonrası Toplanma Alanlarına Yönelik Kapasite Yeterliliğinin Değerlendirilmesi: Bayraklı İlçesi(Ankara Üniversitesi, 2024) Partigöç, Nur Sinem; Erdin , Hilmi EvrenAfetler sonrası kentlerin planlanması hem sosyal altyapı alanları açısından önemli eksiklikleri bulunan hem de afetler karşısından riskler taşıyan kentsel bölgelerin yenilenmesinde, daha nitelikli ve yaşam kalitesi yüksek kentsel mekânları oluşturma, risk azaltma, fiziksel kapasitenin artırılması ve kentsel dirençlilik açısından fırsatlar taşımaktadır. Afet yönetiminin başarısı, afet sonrasında iyileştirme aşamasında yapılan uygulamaların risk azaltma aşamasına katkı sağlaması noktasında ortaya çıkmaktadır. Başka bir ifadeyle, afet öncesinde olası risklerin minimize edilebilmesi ve/veya bertaraf edilebilmesi afet yönetim sürecinin başarılı bir biçimde yürütüldüğünün önemi bir göstergesidir. Bu kapsamda çalışma afet risklerinin azaltılması açısından büyük önem taşıyan ve toplanma alanı olma potansiyeli taşıyan sosyal altyapı alanlarının mekânsal dağılımı ve kapasiteleri açısından yeterliliğini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, 30 Ekim 2020 tarihinde gerçekleşen Ege Denizi depreminden en çok etkilenen İzmir İli Bayraklı İlçesi’nde yer alan sosyal altyapı alanları çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Yapılan incelemeler ışığında, Bayraklı İlçesinde yer alan 24 mahallenin 16 tanesi (%67) kapasite bakımından yeterli olduğu, kalan 8 mahallenin (%33) ise yetersiz olduğu saptanmıştır. Ayrıca, Bayraklı İlçesi’nde potansiyel toplanma alanlarının ilçenin %62’sine hizmet verdiği, bu bakımdan ilçenin diğer ilçelere göre iyi durumda olduğu ve potansiyel toplanma alanlarının ilçe genelinde daha homojen dağıldığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla, Ekim 2020 döneminde gerçekleşen deprem sonrasında Bayraklı İlçesi genelinde yer alan potansiyel toplanma alanlarının ihtiyacı yeterli düzeyde karşılayamadığı anlaşılmaktadır.Item 30 Ekim 2020 İzmir ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremlerinin Teknik ve Yönetsel Karşılaştırılması(Ankara Üniversitesi, 2024) Özmen, Bülent; Varol, NehirTürkiye’nin sismik riskinin yüksek olması depremlere sık maruz kalmasına neden olmaktadır. Maalesef büyüklüğü 6.5 Mw ve üzerindeki depremler, risk azaltma çalışmalarının yetersizliği nedeniyle can ve mal kaybına yol açmaktadır. Bu çalışmada, 30 Ekim 2020 İzmir ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri teknik ve yönetimsel açıdan değerlendirilmiştir. İzmir depreminde 117 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 1034 vatandaşımız yaralanmış, ağır hasarlı ve yıkılan bina sayısı 124 olmuştur. Kahramanmaraş depremlerinde ise 53.597 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 107.213 vatandaşımız yaralanmış ve yıkılan bina sayısı ise 39.000 olmuştur. Teknik açıdan bakıldığında iki depremde de bina yıkımlarının daha çok zemin-bina ilişkisinden kaynaklandığı görülmektedir. AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) koordinasyonunda, 2022 yılında 81 ilin İl Risk Azaltma Planları (İRAP) tamamlanmış ve Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) yürürlüğe girmiştir. Bundan sonraki süreçte belirlenen öncelikli eylemler doğrultusunda risk odaklı çalışmaların daha ağırlıklı olarak devam edeceği düşünülmektedir. Deprem sonrası müdahale ve iyileştirme süreçlerinde daha başarılı olarak görülen Türkiye, risk odaklı çalışmalara ve deprem özelinde zemin-bina uyumu gözetilerek yapılaşmaya öncelik vermek durumundadırItem A case study on İstanbul electronic waste firms: ISO 14000 environmental management(Ankara Üniversitesi, 2022) Sağlık, Büşra; Karan, Tuğçe Yılmaz; Karakaş, İnciDue to the limited natural resources and increasing needs, the activities carried out have negative effects on the environment. This situation has revealed the necessity for controlling environmental effects with legal practices. Consumers now expect businesses operating in the market to meet their increasing needs at the highest level and to respect the environment. The environmental management system has emerged in order to keep the environmental impacts of businesses under control in order to exist in the global market and to ensure the continuity of their existence. With the environmental management system, it aims to reduce the harmful effects of the enterprises to the environment by systematic stages and to eliminate these effects. In this study, a survey was conducted in order to reveal and evaluate the relationship between the factors affecting the transition to the ISO 14000 environmental management system and the improvements achieved. It has been determined that the companies are not obliged to obtain the documents because the audit is not sufficient in obtaining the ISO 14000 certificates, which are required by the laws of the electronic waste recycling companies.Item A Literature Review on Big Data and Social Media Usage in Disaster Management(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Dereli, Türkay; Çelik, Nazmiye; Çetinkaya, Cihan; Mühendislik FakültesiMost of the disaster management activities are naturally related to traditional operation research and management science applications. But recently, big data information technology and social media in particular has become an integral part of disaster management. Relevant information taken from social media and the intelligent web has increased the situational awareness of decision makers. Disaster management decisions have important impacts on; the safety of disaster victims, environment, economic systems, organizations etc. Reliable, timely, consistent, sufficient and qualified information is critical in the phases of disaster management. In this study, a literature review is conducted considering big data and social media in the light of disaster management and specifically disaster relief.Item A research on vocational school students within the framework of disaster awareness and disaster preparedness levels(Ankara Üniversitesi, 2023) Çelik, İbrahim HalilDisaster awareness and preparedness play an important role in making people less affected by disasters. This study aimed to measure the levels of disaster awareness and preparedness on university students and to determine the effect of disaster awareness on preparedness and the overall relationship between them. The study sample consists of 418 students studying in different programs at Artvin Vocational School of Artvin Coruh University. In the study, the survey was form prepared by utilizing disaster preparedness and disaster awareness scales were applied via face-to-face interaction to the students by simple random sampling method. As a result, it was found that the variables of gender and disaster experience didn’t on affect disaster awareness and preparedness. Variables such as disaster education, the program (Disaster-related; Others), and individuals who have experienced a disaster in their immediate environment (such as family, relatives, and friends) significantly affect disaster awareness and preparedness. It was also found that there is a positive relationship between disaster awareness and disaster preparedness and disaster awareness has a low-level significant effect on disaster preparedness.Item A Retrospective Analysis of The Causes of Industrial Fires in Istanbul Occurring Between 2015 and 2020(Ankara Üniversitesi, 2024) Topyay ,ökçe; Büyüker, Sultan MehtapThis study was conducted to analyze the causes of industrial fires that occurred in Istanbul from 2015 to the first half of 2020. An official application was made to the Istanbul Metropolitan Municipality Fire Brigade Department, which has archive data on this subject, to conduct the research and a sample set was created by filtering industrial fires from the data pool obtained after the approval of the application. In the analysis phase of the 4600 industrial fire data reached, the distributions of the fires according to years, the intended use of the property where the fire took place, the cause of the fire and the district where the fire took place were examined using the Chi-square analysis method. SPSS 22 software package was used in the analysis and the level of significance was determined as 0.05. The examination of the results of the analysis indicated that the leading cause of industrial fires in Istanbul between 2015 and 2020 was electrical equipment with a rate of 44.8%. Electrical equipment was followed by hot work equipment, heating equipment, cigarettes, flammable and explosive chemicals, cooking equipment and arson, respectively. In the study, the reasons of the fires obtained as a result of the analysis of the data were examined, a comparison with the US industrial fire statistics was made and recommendations for improving data and preventing the recurrence of industrial fires were made. In addition, it was emphasized that robust statistics on the causes of fires played an important role in the development of fire prevention strategies and legislation.Item A suggestion for educational facilities in the urban planning(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2019) Polat, Halil İbrahim; Mühendislik FakültesiEducational facilities space is one of the public urban areas that should be given the most importance during the development works in settlements that are planned to be newly built or have the opportunity of urban transformation. Since education, which is one of the basic parameters of a country's development, is directly proportional to the investment given to it, the land allocated to educational facilities are among the main priorities of a qualified education. In this study, data were collected on the areas of educational facilities in the Western European and American urban areas. The data obtained are compared with the regulations in Turkey. Upon this, it has been tried to discuss with an example how the optimum educational facility area should be proportional to the population.Item AFAD çalışanlarının işe ilişkin duyuşsal iyilik algısı(Ankara Üniversitesi, 2022) Ayvazoğlu, Gülşah; Çekiç, Mustafa; Uzunali, SedaÜlkemizde ve dünya da her geçen gün artan afet sayısı ve çeşitliliği, yaşanan afetlerin büyüklüğü, çalışanların değişen iş anlayışları ve tecrübe eksikliği gibi nedenlerden dolayı AFAD çalışanlarının iş yükü artmakta ve işe ilişkin görüşleri de değişiklik göstermektedir. Türkiye’de Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı: afet öncesi, anı ve sonrasında sayısız önemli görevi üstlenen ülkenin tek yetkin ve yetkili teşkilatıdır. AFAD personelleri, afet anında afetzedeleri sakinleştirme, yönlendirme ve kurtarmanın yanında insani yardım faaliyetlerinin yürütülmesi gibi duyuşsal iyilik algılarının etkilendiği çok sayıda tecrübeye sahiptirler. Bu nedenle araştırmanın amacı AFAD çalışanlarının performanslarında ve verimliliklerinde önemli bir yere sahip olan işe ilişkin duyuşsal iyilik algılarında pozitif yönde bir değişim olup olmadığının incelenmesidir. Araştırma kapsamında veriler 120 AFAD çalışanının gönüllü katılımı ile toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak demografik bilgi toplama formu ve İşe İlişkin Duyuşsal İyilik Algısı Ölçeği kullanılmıştır. Ölçeğin tüm alt boyut puanlarına bakıldığında yaş, çocuk sayısı ve kurumda çalışma yılına göre istatistiki olarak anlamlı farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır. AFAD çalışanlarının katılımı ile yaptığımız çalışma, seçilen örneklem ve ölçme araçlarının artırılmasıyla geliştirilecek çalışmalara ışık tutacaktır. Gelecek çalışmalarda afet ve acil durumlarda kritik görevler üstlenen AFAD çalışanlarının tamamına ulaşılmasının, görev alan diğer kamu kurumlarında çalışan personellerin, Kızılay ve ilgili sivil toplum kuruluşları çalışanlarının dâhil edilmesinin daha kapsamlı bulgulara ulaşılmasına katkısı olacağı düşünülmektedir. Sonuçlar literatür bulguları ışığında tartışılmıştır.Item Afet bilinci ve stresli durumlarla başa çıkma arasındaki ilişkinin belirlenmesi(Ankara Üniversitesi, 2023) Güldü, ÖzgürToplumların ve bireylerin yaşamında derin etkiler yaratan afetler bireysel, toplumsal, ekonomik ve çevresel birçok kayıplara ve zararlara neden olurlar. Bir afetin gerçekleşme olasılığı bile kişinin yoğun stres ve kaygı yaşamasına neden olabilir. Böyle bir durumda bireyin yaşamı ve geleceği üzerindeki kontrolü, güvenlik hissi, umutları ve benlik saygısı azalabilir. Dolayısıyla afetlerin doğrudan ya da dolaylı olumsuz etkileriyle mücadele edilebilmesi için kişinin afetlere ilişkin bilgi düzeyinin ve farkındalığının arttırılması gereklidir. Bu çalışmanın amacı bireylerin afetlere yönelik bilgi ve farkındalık düzeyini ifade eden afet bilici algısı ile stresli durumlarla karşılaştıklarında üstesinden gelebilmek için geliştirdikleri ve/veya sergiledikleri bilişsel ve davranışsal çabalar arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Araştırmanın örneklemini 250’sı kadın ve 168’i erkek olmak üzere toplam 418 kişi oluşturmaktadır. Çalışmada Kişisel Bilgi Formu, Afet Bilinci Algı Ölçeği ve Stresle Başa Çıkma Ölçeği kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre afet bilinci algısı düzeyleri ve stresle başa çıkma tarzları arasında anlamlı ilişkiler olduğu belirlenmiştir. Afet bilinci algısı düzeyleri, stresle başa çıkma tarzlarını anlamlı düzeyde yordamaktadır. Katılımcıların afet bilinci algı düzeyleri ve stresle başa çıkma tarzları cinsiyet, yaş ve eğitim durumu sosyodemografik özelliklerine göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır. Benzer şekilde katılımcıların afet bilinci algı düzeyleri ve stresle başa çıkma tarzları da afetlere ilişkin yaşanmışlık, eğitim ve hazırlık durumlarına göre farklılaşmaktadır.Item Afet Durumlarında Beslenme Hizmetleri(Ankara Üniversitesi, 2022) Öney, Başak; Other; Otherİnsanların fiziksel, ruhsal ve ekonomik yönden olumsuz etkilenmesine, normal yaşam düzenlerinin bozulmasına ve birçok can ve mal kaybının gerçekleşmesine neden olan doğa veya insan kaynaklı olaylara afet adı verilmektedir. Afetlerde bireylerin yaşadığı olumsuzlukların azaltılabilmesi için bireylerin ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. Karşılanması gereken ihtiyaçlardan birisi de temel bir gereksinim olan beslenme ihtiyacıdır. Beslenme ihtiyacı karşılanırken afet durumunun yarattığı koşullar ve kişilerin fizyolojik özellikleri göz önüne alınmalıdır. Afet durumlarında beslenmenin amacı, afetten etkilenen bireylerin yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmelerini ve normal yaşantılarındaki beslenme düzenlerine olabildiğince çabuk geri dönebilmelerini sağlamaktır. Afet durumlarında diğer kişilerden çok daha fazla etkilenen hassas grupların beslenmesine öncelik verilmeli, yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmelerinin sağlanması gerekmektedir. Afetlerde, beslenme hizmetlerinin sağlanması ile yaşanabilecek olumsuzlukların en aza indirgenmesi ve beslenme kaynaklı sorunların giderilmesi oldukça önemlidir. Bu derleme makalede afet durumlarında beslenme hizmetlerinin nasıl olması gerektiği ele alınmıştır.Item Afet eğitimi ve disiplinlerarası öğretim: öğretmenler ne düşünüyor?(Ankara Üniversitesi, 2023) Konur, Kader Birinci; Vekli, Gülşah Sezen; Şeyihoğlu, AyşegülAfetlerle ilgili yapılan araştırmalarda disiplinlerarası çalışmaların ön plana çıktığı görülmektedir. Bu araştırmalarda öğretmenlerin bilgi eksikliklerinin afet eğitimine yönelik uygulamalarda sorun teşkil ettiği ifade edilmekte, afet eğitimi araştırmalarının disiplinlerarası anlayışla zenginleştirilmesi önerilmektedir. Bu bağlamda çalışmada öğretmenlerin disiplinlerarası afet eğitimine ilişkin farkındalıkları, afet eğitimi ve disiplinlerarası öğretime ilişkin algılarının ayrı ayrı belirlenmesi yoluyla ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu çalışmada nitel tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen ve 11 açık uçlu sorudan oluşan bir form kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını fen bilimleri, sosyal bilgiler ve sınıf öğretmenliği branşlarında görev yapan 107 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda öğretmenlerin disiplinlerarası öğretimin; birden fazla disiplinin ilişkilendirilmesi ve disiplinlerarası işbirliği gibi genel özelliklerini belirttikleri ancak disiplinlerarası öğretimi uygulama sürecine nasıl entegre edecekleri konusunda bilgi eksiklikleri ve yanılgılı anlamalarının olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte öğretmenler, afet eğitimiyle ilgili nitelikli etkinlik içeriklerinin olmamasını, buna bağlı olarak da hem kendilerinin hem de öğrencilerinin nitelikli eğitim alamamalarını yaşanılan en önemli sorunlar olarak ifade etmişlerdir.Item Afet eğitiminde afetlere hazırlık: üniversite öğrencileriyle tehlike avı(Ankara Üniversitesi, 2023) Avcı, GörkemPotansiyel afetler ülkesi Türkiye’nin batısında ve güneyinde yangınlar ve kuraklık devam ederken aynı zamanda kuzey ve doğu bölgelerinde sel, çığ, fırtına olayları meydana gelebilmektedir. Bu doğrultuda insanlara eğitim aracılığıyla afet bilinci kazandırılması afetlere hazırlık için elzemdir. Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin yaşam alanlarındaki afetlere yönelik tehlikeleri tespit etmek, bu tehlikelerin olası nedenlerini belirlemek ve bu tehlikeleri gidermeye yönelik önerilerini belirlemektir. Çalışmanın amacı doğrultusunda 15 katılımcıyla Tehlike avı etkinliği yapılmıştır. Nitel araştırma temelinde durum çalışması yöntemine göre tasarlanan araştırmanın katılımcılarını 2021-2022 eğitim-öğretim yılı bahar yarıyılında ölçüt örneklemesi yöntemiyle seçilmiş afetler ve afet yönetimi dersini alan 15 öğrenci oluşturmaktadır. Yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla elde edilen veriler içerik analiz ile çözümlenmiştir. Çalışma sonucunda, üniversite öğrencileri ev ve yurt gibi yaşam alanlarında deprem, sel-taşkın, yangın, heyelan ve fırtına ile ilgili birçok tehlike unsuru ve tehdit barındıran durumlar tespit etmişlerdir. Tespit ettikleri tehlikelerin nedenlerini; insanlarda afet bilincinin olmaması, afetler konusunda bilgisizlik ve deneyimsizlik, insanların sorumsuzluğu, denetim eksikliği ve afet gerçeğine inançsızlık olarak belirlemişlerdir. Katılımcıların tespit ettikleri tehlikelere yönelik önerileri ise yapısal olmayan yapıların sabitlenmesi, erken uyarı cihazların bulundurulması, tehlike avının zorunlu hale getirilerek toplumda afet kültürü oluşturulması, tehlikelere müdahele edilerek tedbirler alınması, gönüllülük sisteminin topluma yayılması, afet eğitimlerinin verilmesi, afet senaryoları aracılığıyla tatbikatların yaygınlaştırılması ve denetimlerin yapılması yönündedir. Araştırmada; “Afete Hazır Türkiye” yolunda eğitimin gücünden yararlanılması, tehlikelerin belirlenip zaman kaybetmeden afetlere karşı hazırlıklı olunması, bireylerde afet bilinci toplumda ise afet kültürü oluşturulması gerektiği önerilmiştir.Item Afet risk yönetimi çerçevesinde COVID-19 hastalığına yakalanmış kişilerin kader algısı ve ahlaki olgunluk düzeylerinin değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2022) Kılıç, Mehtap; Malak, BahanurAfet risk yönetimi çerçevesinde Türkiye’de Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki bir ilde yaşayan ve COVID-19 hastalığına yakalanmış kişilerin kader algısı ve ahlaki olgunluk düzeylerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma, nitel araştırma yöntemine göre tasarlanmış ve nicel verilerle desteklenmiştir. Katılımcı Bilgi Formu, Ahlaki Olgunluk Ölçeği, Teistik Kader Algısı Ölçeği ve Afet Risk Yönetimi Çerçevesinde Yapılandırılmış Soru Formu aracılığı ile veriler toplanmıştır. Nitel verilerde içerik analizi gerçekleştirilmiştir. Çalışmada 48 katılımcıya ulaşıldığında nitel veriler doygunluğa ulaşmıştır. 48 katılımcının %54,2’sini kadınlar, %45,8’ini erkekler oluşturmaktadır. Katılımcıların %43,8’ini 18-28 yaş aralığındaki kişiler, %58,3’ünü üniversite mezunu kişiler, %58,3’ünü memurlar oluşturmaktadır. Nicel bulgulara göre, katılımcıların ahlaki olgunlukları yüksek düzeydedir. Katılımcıların afetlerle ilgili durumları kader olarak algıladıkları sonucuna varılmıştır. Nitel bulgulara göre, katılımcıların bir kısmı kaderin alacağımız tedbirlerden daha güçlü olduğunu belirtmiştir. “Allah her kulun kaderini kendi çabasına bağlamıştır” temasında bazı katılımcıların da hastalığa yakalanmalarını, bireysel sorumluluklarını göz ardı etmedikleri kader inançlarıyla alakalı değerlendirmişlerdir. Bazı katılımcılar hastalık süresince önlem almanın gerekliliğine inanmış ancak çeşitli nedenlerle önlem almayı ihmal ettiklerini belirtmişlerdir. Bazı katılımcılarınsa önlem kurallarına uyarak bireysel sorumluklarını yerine getirdikleri ancak dışa yükleme yaparak bireysel sorumluluğun ağırlığı ile baş etmeye çalıştıkları anlaşılmıştır. Klasik kader algısı, afetlere karşı önlem alma davranışını olumsuz etkilemiştir. Bunun için afetlere yönelik önlemlerin alınması, afet sırası ve sonrasında gerekli psikososyal bakımın gerçekleştirilmesi için multidisipliner çalışmalara gereksinim vardır.Item Afet risk yönetiminde transdisipliner yaklaşım(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Varol, Nehir; Kaya, Çağla Melisa; Mühendislik FakültesiHızlı nüfus artışı ile birlikte yerleşim yerlerindeki düzensiz ve plansız gelişmeler de afet zararlarını artırmaktadır. Afet zararlarının azaltılması ve afetlerin önlenmesi ancak çok disiplinli bir yaklaşımla uygulanacak afet risk yönetimi ile mümkün olabilecektir. Tehlikelerin ve risklerin belirlenmesi, arazi çalışmaları, tehlike ve risk haritalarının hazırlanması, farklı kökenli afetlere ilişkin erken uyarı sistemlerinin kurgulanması, önlem tekniklerinin ve önlem yapılarının belirlenmesi çoğunlukla mühendislik çalışması gerektirmektedir. Mühendislik temel alanı ve özellikle, Yer Bilimleri (Jeoloji Mühendisliği) ayrıca, Meteoroloji Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği, Maden Mühendisliği, Jeofizik Mühendisliği, Çevre Mühendisliği gibi branşların yanı sıra, sosyal bilimler alanında, coğrafya, kamu yönetimi, antropoloji, sosyoloji, psikoloji vb. alanlardaki uzmanların da sürece katılmaları gerekmektedir. Afet risk yönetimi çalışmaları, sosyal boyutu ihmal edilen ve çok disiplinli yaklaşımdan yoksun Afet Risk Yönetimi süreçlerinin başarılı olamayacağını göstermektedir. Bu bağlamda, farklı afet türleri ve afet yönetiminin farklı evreleri için ileri seviyede teorik bilgi ve pratik beceriler kazanmış farklı alanlarda uzman ekiplerin sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Son çalışmalar disiplinlerarası çalışmaların da bazı durumlarda yetersiz kaldığını, sürece akademinin yanı sıra; sivil toplum kuruluşlarının ve özel sektörün katılımının da sağlanması gerektiğini, afet risk yönetimi sürecinde transdisipliner yaklaşımların önemini vurgulamaktadır.Item Afet sonrası toplanma alanlarına yönelik kapasite yeterliliğinin değerlendirilmesi: merkezefendi ilçesi (Denizli) örneği(Ankara Üniversitesi, 2023) Partigöç, Nur SinemKentsel gelişim süreçlerinde afet risklerinin yeterince dikkate alınmaması kentsel kırılganlığın artmasının başlıca sebepleri arasında yer almaktadır. Afet olaylarının hem mekânsal gelişme dinamiklerini hem de toplumsal yapının bileşenlerini kritik biçimde etkilediği açıkça ortadadır. Bu nedenle, kentsel alanlarda afet risklerinin belirlenmesi ve olası afet zararlarının azaltılabilmesi için Risk Azaltma ve Sakınım Planlaması çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiği sıklıkla vurgulanmaktadır. Çalışmada Denizli kentinin nüfus yoğunluğu bakımından en büyük iki ilçesinden biri olan Merkezefendi ilçesinde yer alan ve Denizli İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından belirlenen ilk toplanma alanlarının mevcut kapasitelerinin büyüklük kriteri bakımından incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, Merkezefendi ilçesinde yer alan 50 mahalle için Denizli İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından yer seçimi yapılan toplam 48 adet ilk toplanma alanının kapasite bakımından yeterliliği 3 aşamalı bir yöntem kullanılarak değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, ilçenin kentin gelişme yönünde olduğu ve ilçede yapılaşmış alanların diğer bölgelere göre daha az olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Sakınım Planlaması süreçlerinin ilçe genelinde kontrollü biçimde yürütülebilmesi ve sosyal donatı alanlarının potansiyelinin afet risklerinin azaltılması için kullanılabilmesinin ilçeye önemli avantajlar sağladığı saptanmıştır.Item Afet sosyal bilim araştırmalarında bir ‘epistemik cemaat’: latin amerika’da la red(Ankara Üniversitesi, 2023) Özberk, NejdetLA RED (Latin Amerika'da Afetlerin Önlenmesine İlişkin Sosyal Araştırmalar Ağı) sosyal bilim alanlarında afet araştırmalarını teşvik etmeye ve yaygınlaştırmaya adanmış bir bilim insanları topluluğudur. Toplumsal kırılganlığı kavramsal başlangıç noktası alan öncü bir araştırma ve eylem ağı olarak LA RED’in afet ve risk araştırmaları dünyasında önemli bir yeri vardır. Bu topluluğun aşağıdaki katkıları, getirdiği kavramsal yenilikler ve ufuk açıcı görüşleri afetlerin sosyal boyutlarını, afet riskini ve bunların yönetimini düşünmenin ve anlamanın alternatif bir yönteminin yolunu açmıştır: (1) afetlerin sosyal inşası; (2) afet riski, kalkınma ve çevre arasındaki içkin bağ; (3) küçük ve orta ölçekli afetlerin ve kapsamlı ve yoğun risklerin önemi; (4) yerel düzeyde afet risk yönetimi ve (5) bütünleşik afet risk araştırması ve afetlerin adli incelemeleri. Bu perspektiflerin birleşmesi sonucunda, entelektüel bir afet araştırmacıları topluluğu ortaya çıkmıştır. Ağ, afet risklerinin toplumsal yorumlarının yaygınlaştırılmasında ve doğal tehlikelerden sosyal savunmasızlığa paradigma kaymasında kilit bir rol oynamıştır. İkincil literatüre dayanan bu araştırma bir epistemik cemaat olarak LA RED’in afet sosyal bilim araştırmaları içindeki yerini, ağın yapısını, araştırma gündemini, ufuk açıcı görüşlerini, kıtada ve dünyada afet çalışmalarına önemli katkılarını, 1992’de başlayan tarihsel ve düşünsel serüvenini incelemektedir.Item Afet ve Acil Cerrahilerde Fizyoterapi ve Rehabilitasyon: Geleneksel Derleme(Ankara Üniversitesi, 2023) Atalay, Emre Serdar; Yıldırım , Necmiye ÜnBu çalışma, afet ve acil cerrahilerde fizyoterapi ve rehabilitasyonun rolünü ve sorumluluklarını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Afetler; Türkiye için temelde deprem olarak değerlendirilse de silahlı çatışmalar, patlamalar, sel, heyelan, çığ gibi durumlar da erken rehabilitasyon gerektirebilecek afetler arasındadır. Tüm bu afetler dahilinde, yanıklar, kırıklar, yara enfeksiyonu ve immobilizasyona bağlı ikincil komplikasyonların oluşması muhtemeldir. Fizyoterapi ve rehabilitasyon yaklaşımı hem akut durumda destek vermek hem de afete bağlı kalıcı hale gelebilecek mental ve fiziksel disfonksiyonların önlenmesine katkıda bulunmak için yeterli bilgi donanımını içermektedir. Çalışma kapsamında, Pubmed, Google Scholar gibi akademik veri tabanlarının yanı sıra, konu ile ilişkili kuruluşlar tarafından internet temelli yayınlanmış olan rehberler incelenmiştir. Afetlerde fizyoterapi ve rehabilitasyona başlıca ihtiyaç duyacak durumlar; başta tüm solunum fonksiyon kayıpları, yoğun bakım, yanık, amputasyonlar, kırıklar, edinilmiş beyin travmaları, periferik sinir yaralanmaları ve tüm diğer cilt ve doku yaralanmalarıdır. Fizyoterapi ve rehabilitasyonun temel prensipleri afetlerde de aynı şekilde geçerli olsa da olağanüstü durumlar için daha yetkin ve hazırlıklı personele ihtiyaç vardır. Afet sonrası kurulacak akut sağlık hizmetinde, fizyoterapist ilk saatlerden başlayarak destek verebilecek bir sağlık elemanıdır.