Cilt:17 Sayı:02 (2016)
Permanent URI for this collection
Browse
Recent Submissions
Item Etkileşimli Kitap Okuma: Dil ve Erken Okuryazarlık Becerilerinin Geliştirilmesinde Etkili Bir Yöntem(Ankara Üniversitesi, 2016-08-05) Ergül, Cevriye; Sarıca, Ayşe Dolunay; Akoğlu, Gözde; Eğitim Bilimleri FakültesiErken okuryazarlık, çocukların okul öncesi dönemde okuma ve yazmaya ilişkin kazanmaları gereken önkoşul bilgi, beceri ve tutumları içermektedir. Yapılan birçok çalışmada erken okuryazarlık becerilerinin gelecekteki okuma yazma ve akademik becerileri güçlü bir şekilde yordadığı gösterilmiştir. Araştırmalardan elde edilen sonuçlar kısa ve uzun dönemde okul başarısı üzerinde etkili olduğu gözlenen erken okuryazarlık becerilerinin, okul öncesi dönemde desteklenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Yetişkinlerin ev ve okul ortamlarında çocuklarla gerçekleştirdikleri birlikte kitap okuma etkinlikleri de, erken okuryazarlık becerilerinin desteklenmesinde en sık kullanılan müdahale yöntemlerinden birisidir. Alanyazında, yetişkinin çocuğa yönelik öğretici davranışlarını içeren kitap okuma etkinliklerinin, çocukların dil gelişimleri üzerinde etkili olduğu gösterilmiştir. Bu bağlamda geliştirilen ve yetişkin ile çocuk arasında etkin bir iletişimi temel alan Etkileşimli Kitap Okuma (EKO) uygulamaları ise yetişkinin okuma sırasında aktif dinleyici konumunda olması, çocuğa öykü ile ilgili sorular yönelterek konuşma fırsatları sağlaması, bilinmeyen sözcükleri tanımlaması ve çocuktan gelen yanıtları tekrarlayarak genişletmeler yapması bakımından geleneksel uygulamalardan farklılaşmaktadır. Çok sayıda çalışmada EKO’nun çocukların dil, erken okuryazarlık becerileri ve okumaya yönelik tutumları üzerindeki olumlu etkilerinin olduğu ve gelişen bu becerilerin akademik başarıya önemli katkılarının olduğu gösterilmiştir. Bu noktadan hareketle bu yazıda, EKO yöntemi ele alınmış ve uygulama adımlarına iliItem Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Çocukların Sosyal İletişim Becerileri ve Dil Gelişim Özellikleri(Ankara Üniversitesi, 2016-08-05) Akçamuş, Meral Çilem Ökcün; Eğitim Bilimleri FakültesiDil ve iletişim alanında yaşanan güçlükler, otizm spektrum bozukluğunun (OSB) tanı ölçütlerinden birisidir ve bu güçlükler OSB olan çocuklarda otizmin şiddetini belirleyen önemli bir değişken olarak ele alınmaktadır. OSB olan çocukların dil gelişiminde heterojen bir yapı olduğu kabul edilmektedir. OSB olan bazı çocuklar sözel dili hiç edinemezken, bazı çocuklarda normal gelişim gösteren akranlarına yakın bir sözel dil kullanım örüntüsü görülebilmektedir. Bu derleme çalışmasında OSB olan çocukların dil ve iletişim becerilerine ilişkin gelişimsel özellikleri incelenmiştir. OSB olan çocuklarda söz öncesi dönemde sözel olmayan sosyal iletişim becerilerine, sözel dil döneminde dilin bileşenlerine ilişkin sendroma özgü gelişimsel özellikler/bozukluklar görülmektedir. Bu nedenle bu derleme çalışmasında OSB olan çocukların söz öncesi dönemde sözel olmayan sosyal iletişim becerilerine yönelik gelişimleri ele alınacaktır. Bunun yanı sıra sözel dil döneminde olan OSB olan çocukların dilin biçimbirim bilgisi/sözdizimi, anlam bilgisi ve kullanım bilgisi bileşenlerine yönelik gelişimsel özellikleri incelenecektir. Alanyazından derlenen bu çalışmanın OSB olan çocuklarda dil gelişimi üzerine çalışan öğretmenlere ve araştırmacılara yol göstereceği düşünülmektedir.Item Okul Öncesi Kaynaştırma Sınıflarındaki Öğretmenlerin, Özel Gereksinimli ve Risk Grubu Çocukların Sınıf İçi Davranışlarının İncelenmesi(Ankara Üniversitesi, 2016-08-05) Demir, Şeyma; Eğitim Bilimleri FakültesiOkul öncesinde kaynaştırma uygulamaları, birçok uzman ve öğretmen tarafından özel gereksinimli (ÖG) çocuklar için en iyi uygulamalar olarak görülmektedir. Ancak okul öncesi sınıflarda çalışan öğretmenler ve sınıflarındaki ÖG çocukların davranışlarının gözlemlendiği araştırmalar sınırlı sayıdadır. Bu nedenle araştırmanın amacı, sınıfında ÖG ve öğretmen görüşlerine göre risk grubu (RG) olduğu düşünülen çocuk olan okul öncesi öğretmenlerinin ve bu çocukların sınıf içi davranışlarının incelenmesidir. Betimsel bir araştırma olan bu çalışmada, Ankara’da bağımsız bir anaokulunda çalışan on yedi okul öncesi öğretmeni ile sınıflarındaki ÖG ya da RG çocukların davranışları, masa başı etkinlikler (MBE) ve serbest zaman etkinliklerinde (SZE) yarımşar saat kamera ile kaydedilmiştir. Video kayıtları, geliştirilen gözlem kayıt formları ile izlenmiş; böylece öğretmen ve ÖG ya da RG çocuk davranışları değerlendirilmiştir. Gözlem sonuçları, öğretmenlerin MBE ve SZE’de ÖG ya da RG çocukla benzer şekilde etkileşim kurduğunu, her iki etkinlikte de ÖG ya da RG çocuğa yönelik benzer sayıda olumlu davranış sergilediğini, olumsuz davranışlarının çok az olduğunu göstermiştir. ÖG ya da RG çocuklar ise akranlarıyla SZE’de MBE’ye oranla daha çok etkileşim kurmuşlar, SZE’de akranları ve öğretmenleriyle olumlu etkileşimlerinin sıklığı MBE’ye göre biraz daha fazla olmuştur. Her iki etkinlikte de akranları ve öğretmenlerine yönelik olumsuz etkileşim sıklıklarının da benzer olduğu görülmüştür. Ayrıca hem MBE hem de SZE için problem davranışlarının oranı benzer bulunmuş, çocukların MBE’nin yarısına yakınında verilen görev üzerinde çalıştıkları belirlenmiştir. Bulgular ilgili alanyazın çerçevesinde tartışılmıştır.Item Üstün Yetenekli Çocukları Belirlemede Öğretmen Öncelikleri: İkili Karşılaştırma Yöntemiyle Bir Ölçekleme Çalışması(Ankara Üniversitesi, 2016-08-05) Özberk, Eren Halil; Özberk, Elif Bengi Ünsal; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışmanın amacı üstün yetenekli çocukları belirlemede öğretmen önceliklerinin tespit edilmesidir. Bu doğrultuda alanyazına ve uzman görüşüne dayalı olarak üstün yetenekli bireylere ait özellikler belirlenmiş, ardından bu öğrencileri seçmede en önemli referans kaynağı olan öğretmenlere bu kriterler sunularak onların görüşlerine göre ölçekleme yöntemi ile önem dereceleri tespit edilmiş ve bu önem derecelerinin öğretmenlerin demografik özelliklerine göre nasıl değişkenlik gösterdiği incelenmiştir. Bu amaçla ölçekleme çalışmasında üstün yetenekli öğrencilerin özellikleri yedi ifade altında toplanmıştır. Araştırmada Ankara ili merkez ilçelerinde bulunan 785 öğretmenden bu 7 özelliği ikili karşılaştırma yaparak sıralamaları istenmiştir. Yapılan ölçekleme işlemi sonunda öğretmenlerin üstün yetenekli çocukları belirlemede ilk önce tercih ettiği özellik, çevreye ve sosyal olaylara karşı duyarlı olması, son tercih ettiği özellik ise arkadaş çevresinde liderlik özelliğine sahip olması olmuştur. Öğretmenlerin demografik özelliklerine göre önem sıralamasında ise üstün yetenekli çocukları belirlemede ilk tercih edilen özellik, çevreye ve sosyal olaylara karşı duyarlı olması olmuştur.Item Okul Öncesi Öğretmenlerinin Riskli Oyunlara Yönelik Görüş ve Algıları(Ankara Üniversitesi, 2016-08-05) Güler, M. İpek; Demir, Ergül; Eğitim Bilimleri FakültesiÇocukların oyunlarında heyecan aramak için yaptıkları ve fiziksel olarak yaralanma riski olan oyunlar riskli oyun kavramı altında tartışılmaktadır. Bu çalışmada, okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin çocukların riskli oyunlarına yönelik görüş ve algılarının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu araştırma nitel araştırma yaklaşımıyla açımlayıcı bir araştırma olarak yürütülmüştür. 2015-2016 eğitim ve öğretim yılında Ankara ilindeki altı farklı okul öncesi eğitim kurumunda görev yapan toplam 25 öğretmen çalışma grubunu oluşturmuştur. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen bir görüşme formu kullanılarak ve birebir görüşmeler yoluyla toplanmıştır. Görüşmelerin dökümü ile elde edilen dokümanlar üzerinde belge tarama yapılmış ve öğretmen görüşlerinin sıklık dağılımları üzerinden analizler gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda, çalışma grubunda bulunan öğretmenlerin riskli oyunlara karşı temkinli yaklaştıkları belirlenmiştir. Çocukların fiziksel sağlıklarına verilen önem onların risk almalarının önünde bir engel olarak görülmektedir. Bunun, risk kavramının tehlikeli ve zarar verici olarak algılanmasından kaynaklanabileceği gözlemlenmiştir. Diğer taraftan velilerin ve idarecilerin öğretmenler ve oyunlara yönelik tutumlarının, ayrıca fiziksel altyapı sorunlarının da riskli oyunları engelleyen diğer etkenler arasında olabileceği görülmüştür