Cilt:60 Sayı:01 (2019)
Permanent URI for this collection
Browse
Recent Submissions
Item Prof. Dr. Şevki Saka Hocamızın (1940-2019) Ardından(Ankara Üniversitesi, 2019-05-31) Yücel, Hasan; İlahiyat FakültesiVefeyatItem İnciller: Hıristiyanlık Neden ve Nasıl Ortaya Çıktı?(Ankara Üniversitesi, 2019-05-31) Var, Umut; İlahiyat FakültesiHıristiyanlığın erken dönemlerinden itibaren İsa’nın kimliği ve kişiliği meselesi bu dine dair tartışmaların merkezinde yer almıştır. Bu tartışmalar, Hıristiyanlığın Yahudi olmayanlar arasında hızla yayılmasına bağlı olarak Greko-Romen kültürünün de etkisiyle Hıristiyan entelektüellerin gündemini gittikçe artan bir ölçüde meşgul etmiştir. Söz konusu tartışmalar, 18. yüzyılın ikinci yarısına kadar kristolojik içerikle sınırlı kalmıştır. Dolayısıyla bu döneme kadar daha ziyade İsa’nın “ilahi” ve “kurtarıcı” kimliği üzerinden çözümlemeler üretilmeye çalışılmıştır. Aydınlanma Dönemi’yle birlikte ise Batı’da İsa’nın ilahi portresinin dışında bir de tarihsel şahsiyetinin bulunduğu fark edilmiştir.Item Gazzâlî. Tehâfütü'l-Felâsife: Filozofların Tutarsızlığı(Ankara Üniversitesi, 2019-05-31) Terkan, Ferullah; İlahiyat FakültesiGazzâlî, Tehâfütü'l-Felâsife: Filozofların Tutarsızlığı adlı eserin Türkçe tercümesinin eleştirisi yapılmaktadır.Item لمحة موجزةعن موقف التاريخ: الذاكرة من شروط النهضة لمالك بن نبي(Ankara Üniversitesi, 2019-05-31) Koç, M. Akif; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiMālik b. Nebī Müslümanların geri kalmışlık sorunları ve bu sorunların çözümü konusunda düşünce üretmeye çalışan Müslüman mütefekkirlerden birisidir. Bu kısa yorum yazısında onun Şurūṭu’n-Nahḍa isimli eserinde öne çıkardığı bazı görüşler değerlendirilmiştir.Item Yeğeninin Gözünden Dr. Muhammed Hamidullah: Muhammad Saifullah Saheb ile Bir Söyleşi ve Hamidullah’ın Kendisine Gönderdiği Bir Mektubun Neşri(Ankara Üniversitesi, 2019-05-31) Kutlutürk, Cemil; İlahiyat FakültesiBu yazıda Hamidullah Hocanın şu anda yaşayan en yakın akrabalarından olan Muhammed Seyfullah Saheb ile Şubat 2019 tarihinde yaptığım röportajın Türkçe çevirisine ve kendisinden temin ettiğim Hamidullah Hocaya ait mektuplardan birinin neşrine yer vermekle yetindim. Amacım, Hamidullah Hocanın hayatıyla ilgili elde ettiğim verilerden bir kısmını ilim dünyasının istifadesine sunarak bu alanda yapılacak çalışmalara katkıda bulunabilmektedir.Item Mehmet Fuat Sezgin’in Aile Çevresi ve Türkiye’deki Akademik Serüveni(Ankara Üniversitesi, 2019-05-31) Hansu, Hüseyin; İlahiyat FakültesiMehmet Fuat Sezgin is a highly distinguished scholar in his studies on the foundations of modern sciences in Islamic çivilization. In his research, Sezgin examines the contributions of Muslim scholars to modern sciences, mainly through the ninth to sixteenth centuries. During this period, the fundamental scientific texts of Ancient Greeks were translated into Arabic, then interpreted and elaborated upon by Muslim scholars. Beginning in the late sixteenth century, the Greek sciences were transferred from the Islamic world to the Europe. However, contemporary works on the history of sciences have ignored the contribution of Islamic scholars to this matter and have described Greek and Latin civilizations as the uninterrupted continuations of one another. In his academic life of more than half a century, Sezgin elucidated the eight centuries old missing link of the history of science by bringing to light the life and works of thousands of Muslim scholars known for their scientific works. However, there are no studies yet that evaluate the outstanding works of Sezgin and his life. This article partly addresses that need and examines Sezgin's family and his early academic life.Item Bir Değişim Risâlesi: “Teṣādüfü’ş-Şerʿi ve’z-Zemān…”(Ankara Üniversitesi, 2019-05-31) Ünal, İsmail Hakkı; İlahiyat FakültesiBu araştırma notu 20. yüzyılın başlarında Kazan bölgesinde aktif olan Tatar alimi Şākircān Ḥamīdī ve onun Teṣādüfü’ş-Şerʿi ve’z-Zemān fī Beldetin Maʿrūfetin bi-Ḳazān (Şeriat ve Zamanın Kazan Diye Maruf Bir Beldede Karşılaşması) başlıklı kısa eseri hakkındadır. Yazar eserini Şeriat ve Zaman arasında zekice bir diyalog olarak kurgulamış ve onları dönemin gelenekselcileri ve yenilikçileri arasında yaygın olarak karşılaşılan sıcak tartışma konuları üzerinde konuşturarak değişimin gerekliliğini vurgulamaya çalışmıştır. Ceditçi kesim içinde çok ön plana çıkmayan bir figür olarak Ḥamīdī ve onun çeşitli eserleri bu hareket üzerine yapılan modern çalışmalarda sıklıkla ihmal edilegelmiştir. Bu yazı temelde araştırmacıların dikkatini bu az bilinen yazara ve onun eserlerine çekmek amacını taşımaktadır. Ḥamīdī’yi ve Teṣādüfü’ş-Şerʿi ve’z-Zemān’ı tanıtan kısa bir girişi müteakip, adı geçen eserin modern Türkçe tercümesi sunulmuş, metnin orijinal 1904 baskısının tıpkıbasımı da yazının sonuna eklenmiştir.Item Şark Medreselerinde Toplumsal Cinsiyet Anlayışı: Diyarbakır Seydaları Üzerinden Betimsel Bir Analiz(Ankara Üniversitesi, 2019-05-31) Kaya, Abdusamet; İlahiyat FakültesiMedreseler, Türkiye’nin Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde asırlardır geleneksel dinî düşüncenin merkezleri olarak faaliyette bulunmuş kurumlardır. Bu kurumlar, günümüzde resmi bir statüleri bulunmamasına karşın bölgedeki etki gücünü korumakta ve geniş bir toplumsal kesime hitap etmektedir. Bu kurumlarda temel dinî otorite, “seyda” olarak adlandırılan, saygı gören ve topluma bazı alanlarda yön veren kimselerdir. Seydaların din anlayışları ve dinle ilişkili belirli konulara yaklaşımları, bölge halkının ilgili konular bağlamındaki genel tutumunun tespitine de imkan tanımaktadır. Bu nedenle, bu çalışmada Seydalar örneklem zemini olarak belirlenmiştir. Çalışmanın üzerine kurulu olduğu ana tema ise, toplumsal cinsiyet ve din ilişkisidir. Çağdaş İslam düşüncesinde üzerinde en fazla tartışılan konulardan biri olan bu tema, din sosyolojisinin de temel ilgi alanlarındandır. Bu çalışmaya yansıyan hususlar, din sosyolojisi zaviyesinden ve Diyarbakır ilindeki bazı Seydalar üzerinden toplumsal cinsiyet ve din ilişkisini tespite yönelik bir araştırmanın bulgularıdır. Araştırmada verilerin toplanması sürecinde nitel bir araştırma yöntemi izlenmiş, bunların ortaya konulması ve sunulması noktasında da betimsel bir üslup benimsenmiştir.Item Bir Şerhin Hikayesini Kovalarken Bir Hikayenin Şerhini Bulmak: Aḥmed b. Maḥmūd el-Ḥalebī’nin Şerḥu’l-Cevāhiri’l-Muḍīʾe’si ve Nesīmī’nin Öldürülüşüne Tanıklığı(Ankara Üniversitesi, 2019-05-31) Doğan, Muhammed Osman; İlahiyat FakültesiBu makale, manzum bir kelam metninin Memlük Türk Devleti’nin son yüzyılının başında Halep’te yazılan şerhini konu edinmektedir. Şerhe konu olan manzum metin, Ḥanefī-Māturīdī kelam geleneğinin yayımlanmış en uzun Arapça akaid manzumesi olan İmāmzāde el-Buḫārī’nin (ö.573/1177) ʿUḳūdu’l-ʿAḳāʾid fī Funūni’l-Fevāʾid isimli 770 beyitlik eseridir. Adı geçen manzumenin, 823 (1420) yılında Halepli bir Ḥanefī alim olan Aḥmed b. Maḥmūd b. Suleymān (9./15.yy.) tarafından Şerḥu’l-Cevāhiri’l-Muḍīʾe başlığıyla yapılan şerhi; gerek ʿİmāduddīn en-Nesīmī’nin (ö.823/1420) katledilmesi hakkında oldukça net bilgiler vermesi ve gerekse Ḥurūfīliğin Nesīmiyye kolundan bahseden ilk metin olması açısından ayrı bir öneme sahiptir. Söz konusu şerhin tahkiki, bir yüksek lisans tezi kapsamında bilimsel metotlara riayet edilmeden yapılmış; sonuçta hem manzume hem de şerhi başka kişilere nisbet edilmiştir. Bu yazıda, ilkin ana metin ile şerhinin yazarlarının kimliğini tespit etme sürecinde yaşadıklarımız hikayelendirilmeye çalışılmış, ardından şerhin muhtevası kelami ve siyasi açıdan tahlil edilmiş, son olarak da Nesīmiyye hareketinin Memlük coğrafyasındaki varlık zemini ve bunun şerhteki izdüşümü ele alınmıştır.Item Tümel Önermenin ‘Cihet’i: Muḥammed el-Āmidī’nin Refʿu’l-Ḥicāb ʿan Cemīʿi’l-Muveccehāt İsimli Eseri Bağlamında Bir İnceleme(Ankara Üniversitesi, 2019-05-31) Pehlivan, Necmettin; Çelik, Muhammet; İlahiyat FakültesiTümel önermenin modalitesinin zorunlu, dāʾimī ve diğer modalitelerden hangisiyle nitelenebileceği hususu, İslam mantık literatüründe önemli bir tartışma konusudur. Tartışma, İbn Sīnā’nın ortaya koyduğu modal mantık sistemindeki tümel önermenin modalitesine dair karşı-iddia ile başlamıştır. İbn Sīnā’nın ortaya koyduğu karşı-iddia, ilk kez Faḫruddīn er-Rāzī ile delil formunu kazanmıştır. Naṣīruddīn eṭ-Ṭūsī, iddiayı er-Rāzī’den farklı şekilde delillendirmiş, el-Ḫūnecī ise karşı-iddiayı zikredip delilini ve itirazını belirtmemiştir. İbn Sīnā karşı-iddiaya karşı-örnek ile er-Rāzī de bölme ile itiraz etmiş, eṭ-Ṭūsī ise itirazında ortaya koyduğu karşı-delilin orta teriminin kaplamını genişletmiştir. İbn Sīnā ve er-Rāzī’nin itirazları, tümel önermenin modalitesi için zorunlu modalitesi dışındaki diğer modaliteleri mümkün görürken, eṭ-Ṭūsī’nin itirazı karşı iddiayı kabul eder görünmektedir. Tümel önermenin modalitesine dair karşı-iddialar, bunların delilleri ve bunlara yönelik itirazlar, 18. yüzyıl Osmanlı bilim havzasında Muḥammed el-Āmidī tarafından Refʿu’l-Ḥicāb ʿan Cemīʿi’l-Muveccehāt isimli risalede yeniden gündeme getirilmiştir. Klasik dönemde tartışılmış bir konuyu post-klasik döneme taşıması ve bir tercihte bulunması nedeniyle oldukça kayda değer bir risaledir. Makalede, önce söz konusu tartışmanın İslam mantık literatüründeki serencamı özetlenmiş, ardından el-Āmidī’nin ilgili risalesi tahlil edilmiş ve farklı bir delil ortaya konulmuş, son olarak da risalenin tenkitli Arapça metni sunulmuştur.