Browsing by Author "Adam, Baki"
Now showing 1 - 16 of 16
Results Per Page
Sort Options
Item Aleviler üzerinde protestan misyonerlik faaliyetleri(19. yüzyılın başından Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümüne kadar)(Ankara : Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı : Dinler Tarihi Bilim Dalı, 2019) Şentürk, Kürşat; Adam, Baki; İlahiyat FakültesiSözlükte, "görevli ve yetkili kişi" anlamına gelen misyonerlik, çok geniş anlamı olan bir kavramdır. Misyonerlik Hıristiyanlara ait bir kavran olsa da tüm insanlığı ilgilendirmektedir. Çünkü Hıristiyan misyonerliği, tüm milletleri Hıristiyan yapmayı hedeflemekte ve bu kapsamda her yolu meşru görmektedir. Hıristiyanların kendi algılamalarına göre, misyonerlik din özgürlüğü çerçevesinde ele alınan bir kavram olsa da, tarih içerisinde birçok değişikliğe uğrayarak günümüze kadar devam etmiştir. Yeni Ahit'e göre Misyonerliğin ilk muhatapları İsrailoğulları/Yahudiler iken, çarmıh hadisesi sonrası Pavlus'un yeni misyonu/yaklaşımı ile tüm milletler olmuştur. Ayrıca misyonerlik zaman içerisinde Hıristiyanlık ile özdeş hale gelmiştir. 12. ve 13. yüzyıllarda Katolik misyonerlerin Anadolu'ya ayak basmasıyla başlayan misyonerlik faaliyetleri, 19. yüzyılda Protestan misyonerlerin Anadolu'ya gelişleri ile en yoğun dönemini yaşamıştır. Ancak Anadolu'daki en etkili ve nüfuzlu misyon teşkilatlanmasını Protestan gruplar oluşturmuştur. Başlangıçta Müslümanlar ve Yahudiler üzerine yoğunlaşan, ancak karşılarında muhatap bulamayan misyonerler, Osmanlı topraklarında yaşayan "Ermeni, Rum, Süryani" gibi azınlık gruplarına ve "Alevi/Bektaşi, Yezidi, Nasturi ve Kürt" gibi etnik/dini unsurlara yönelmişlerdir. Bu kapsamda, Protestanlar 1850'li yıllarda büyük bir hayranlık ve istekle Anadolu Aleviliğini keşfettiler. İslam'ın içinde olmasına rağmen, tam anlamda şeriata bağlı olmayan, Kuran-ı Kerim'in bazı hükümlerini kabul etmeyen, sosyal ve dini anlamda kendilerini Sünni Müslümanlardan farklı gören bir grupla karşılaşmaları, misyonerleri şaşırtmıştı. Misyonerler, Aleviliğin kendilerine kültürel ve dini anlamda sempatik gelmesi ve Aleviliği, Hıristiyan inanç sistemine çok yakın görmelerinden dolayı, İslam ile Hıristiyanlık arasında kurulan bir köprü olarak gördüler. Başlangıçta Alevileri, ideal İslam misyonerlerine dönüştürmeyi düşündüler, ancak Osmanlı İmparatorluğu'nda din değiştirmenin cezasının ağır olması, siyasi ve sosyal şartların elverişsiz olması, bütün Alevi grupların misyonerlere sıcak bakmaması ve Sünni kesimden gelen tepkilerden dolayı istediklerini elde edemediler. Missionary, which means in dictionary, official, authorized person, is a very broad concept. Missionary is a concern for Christians, but it is all about humanity. Because all the nations of Christian mission are aiming to do Christianity, and in this context, every way is legitimate According to Christians' own perceptions; although missionary is a concept which is considered in the framework of freedom of religion, it has continued through many changes in history up to date. According to the New Testament, the first interlocutors of the Missionary were the Israelites / Jews, and all the nations became the new mission / approach of Paul after the cross. In addition, missionary has become identical with Christianity over time. In the 12th and 13th centuries, the missionary activities that started with the Catholic missionaries stepping into Anatolia, the most intense period of the 19th century with the arrival of the Protestant missionaries to Anatolia. But Protestant groups formed the most effective and influential mission organization in Anatolia. Initially Protestant missionaries who focused on Muslims and Jews but could not find their counterparts turned to ethnic / religious elements such as "Armenian, Greek, Syriac" living in Ottoman territories and "Alevi / Bektashi, Yezidi, Nasturi and Kurd". In this context, the Protestants discovered the Anatolian Alevi with great admiration and desire in 1850's years. Despite being in Islam, the missionaries were surprised that they had to meet a group that was not shari'a full, who did not accept certain provisions of the Quran, and saw themselves differently from Sunni Muslims in social and religious sense. The Alevism of Missionaries saw themselves as a bridge between Islam and Christianity, because of their sympathetic cultural and religious sympathies and their close proximity to the Christian belief system. Initially, the Alevis were supposed to transform into the ideal Islamic missionaries, but they couldn't reach their aim because of the fact that the punishment the Ottomon Empire applied for the change of religion was so strict, the political & social conditions were unfavorable , all the Alevi groups didn't look warm to the missionaries and the Sunni people reached negativelyItem Babil sürgünü sonrası Ezra önderliğinde Yahudiliğin yeniden yapılandırılması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Kurt, Ali Osman; Adam, BakiÇalışma giriş, iki bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Tezin giriş bölümünde, çalışma hakkında genel bilgiler verildikten sonra, Yahudilerin Babil sürgünü ele alınmıştır. Babil sürgünü tarihsel bir olay olarak işlenmiş, sürgünün Yahudiler üzerindeki siyasû, ekonomik, dinû ve kültürel etkileri anlatılmıştır. Birinci Bölüm'de; Pers imparatorluğunun bölgeye hâkim olmasıyla birlikte, Babil esaretinin sonra ermesi ve Yahudilerin Filistin'e dönüşleri ele alınmıştır. Daha sonra sürgün dönüşü sonrasında Yahudilere liderlik yapan Şeşbatsar, Zerubbabel, Nehemya ve Ezra'nın Kudüs'te yaptığı çalışmalar verilmiştir. Bu bölümde son olarak, sürgünden dönen Yahudilerle Samiriler arasındaki çatışmalar hakkında bilgi verilmiştir. kinci Bölüm'de; Ezra'nın tarihsel ve dinsel kimliği Tanah ve rabbinik kaynaklardan hareketle ortaya konmuştur. Ezra'nın yazdığı söylenen kanonik Ezra ve Nehemya kitaplarıyla; Ezra tarafından yazılmayan, ancak ismine atfedilen apokrif 1. Esdras ve 4. Ezra kitapları hakkında tanıtıcı bilgiler verilmiştir. Bu bölümde ayrıca, Ezra'nın misyonu ve Kudüs'teki reformları ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Ezra'nın gerçekleştirdiği reformlar, Tevrat'la ilgili düzenlemeleri, Yahudi kimliğiyle ilgili reformları, Yahudiliğin kurumsallaşmasıyla ilgili faaliyetleri ve Yahudiliğe yaptığı ilaveler şeklinde dört başlık altında ele alınmıştır. Tezin sonuç kısmında; Yahudi tarihinde Babil sürgünüyle başlayan ve Ezra'nın reformlarıyla son bulan dönemin genel bir değerlendirmesi yapılmış, tarihsel ve dinsel bir kimlik olarak Ezra'nın Yahudilik'teki yeri ve önemiyle ilgili ulaşılan sonuçlar üzerinde durulmuştur. AbstractThis study consist of three chapters. In the introductory chapter, after giving general information, Babylonian exile of Jews is helded. Babylonian exile is worked as a historical event, and political, economic, religious and cultural effects of the exile on Jews are explained. In the first chapter, with dominating on area of Persian Empire, ending Babylonian captivity, and returning Jews to Palestinine are discussed. After the exile Sheshbatsar, Zerubbabel, Nehemiah, and Ezra?s Works are presented. In this chapter, conclusively, on conflicts between Jews and Samiries are informed. In the second chapter, with starting rabbinic and Tanah sources, historical and religious identity are exhibited. Introductory information are given on the canonical books of Ezra and Nehemiah that was said writing from Ezra, not writing from Ezra, but attributed to him apocryphal books of 1. Esdras and 4. Ezra. In this chapter, also, mission of Ezra, and reforms in Jerusalem are discribed comprehensively. Reforms realized from Ezra are discussed four titles as arrangements of the Old Testament, reforms about Jews identity, his actions on institutionalization of Jews and additions to Jews. In the conclusion chapter, period which starting with Babylonian Exile in the history of Jews and conclusing with Ezra reforms is generally evaluated. Conclusions achieved from the study about Ezra?s place and importance in Jews as a historical and religious identity are emphasized.Item Din-mitos ilişkisi 'dinin kökenine dair bir inceleme'(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002) İnanlar, Mehmet Zafer; Adam, Baki; FelsefeSince the times we can know, the religion as a most essential problem, keeps the human mind busy and constitutes the main subject of the achieves that can't cram in many bindings and of everytime and everywhere. In this our humble and small scale work we arrived the result that the human -in general- because of his creature, open and admirer for the transcendent; submits to supernatural powers as God or as others. The man's piety quality stands in front of us as a native, a priory reality. So, the myth is the border neighbour with the religion and seems many similarities between them. Myth represents an unavoidable fact which man can't be without it. İn an other expression it may be said that the myth left its place for the ideology today.An other conclusion we drew that knowing the origin of religion is impossible as we haven't any written proof on the past of humanity. So, all the words on this subject consist of personal speculations beyond realities. The question like: "There was myth or religion at first?" or "What was the first religious model?" will stay as mysteries for human race until the end of the world. Everyone as primitive people due to his psychological structure has mythological and mythogenical properties. İn spite of this, mustn't neglect the thematical smilarities in very much of myths. They take their source from associate mental heredity of humans. Religion and myth, have a near relation and are two very complicated facts.Because, the human mind due to its disposed being to the mythology, will seek archetypes to follow and will produce myths. Religion and myth are realities that will continue to survive every time, even if their images change. The civilisation history indicates that a more happy and peaceful world will shine in the horizon of myth and religion...Item Dinlerin intihar olgusuna bakışı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Sümer, Necati; Adam, BakiDinlerin intihar olgusuna bakışını ele alan bu tez, giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında çalışma hakkında genel bilgiler, intihar ve onunla ilişkili kavramlar, intihar üzerine bazı teoriler, antik ve ilkel toplumlardaki intihar olgusu üzerinde durulmuştur. Birinci bölümde, Yahudilikte hayat ve ölüm anlayışı ele alınarak, bu dinin intihara bakışı ve Yahudilik tarihinde meydana gelen intiharlar incelenmiştir. Bu bölümde ayrıca Yahudi din otoriteleri ve mezheplerinin intihar, şehitlik ve ötenazi hakkındaki görüşleri ortaya konulmuştur.Tezin ikinci bölümünde Hıristiyanlığın hayat ve ölüm hakkındaki görüşleri ile Hıristiyanlık tarihinde meydana gelen intiharlar üzerinde durulmuştur. Hıristiyan Kilise Babaları, din adamları ve düşünürlerin intihara bakışı da bu bölümün diğer konusudur. Günümüzdeki mesihi karakterli Hıristiyan tarikatlar arasında meydana gelen toplu intiharlar ve Hıristiyanlığın şehitlik ile ötenazi hakkındaki tutumu da bu bölümde ele alınmıştır.Tezin üçüncü bölümünde, İslam’ın hayat ve ölüme bakışı ortaya konduktan sonra Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in intihar karşısındaki tutumu değerlendirilmiştir. Bu bölümde ayrıca intiharla ilişkili olan şehitlik kavramına değinilmiştir. Ötenazi ve ölüm orucu ise İslam hukuku perspektifinden ele alınmıştır.Tezin dördüncü bölümü, Hint dinlerinin intihara bakışını konu edinmektedir. Burada öncelikle tarihsel sıralamaya uygun olarak Hinduizm, Budizm, Caynizm ve Sihizm’in hayat ve ölüm hakkındaki tutumları tartışılmıştır. Bu bölümde Hint dinlerinin müntesipleri arasında meydana gelen intiharlar ele alındıktan sonra bu dinlerin intihara ve onunla ilişkili ölüm olan ötenaziye bakışları analiz edilmiştir.Sonuç bölümünde ise genel olarak dinlerin intihar hakkındaki tutumları ele alınmış ve bu dinlerin intihar davranışı üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri değerlendirilmiştir.AbstractThis thesis which approaches views of religions on the suicide phenomenon, consists of an introduction and four chapters. At the prologue, the emphasis has been put on guidelines, suicide and its related concepts, certain theories on suicide and suicide phenomenon at antique and primitive societies. In chapter one, Jewish view on suicide and suicides taken place in Jewish history are studied by approaching life and death interpretation in Judaism. Furthermore in this chapter, opinions about suicide, martyrdom and euthanasia of jewish religious authorities and sects have been presented.In the second chapter of the thesis, life and death interpretation at Christianity and suicides taken place in Christian history are accentuated. Views on suicide of Christian Church Fathers, reverends and philosophers is another topic of this chapter. Mass suicides happening nowadays within Christian orders based on the messiah and Christianity’s approach to martyrdom and euthenasia have also been approached.In the third chapter of the thesis, after revealing Islam’s interpretation on life and death, the Koran’s and Mohammad’s approach to suicide has been reviewed. In addition, the martyrdom concept related to suicide has been mentioned in this chapter. As for euthanasia and the deast fast, they have been approached in perspective to the Islamic law.The fourth chapter of the thesis, have been mentioning the views on suicide of indian religions. At first, according to the chronology, approachs about life and death in Hinduism, Buddhism, Jainism and Sikhism have been discussed here. In this chapter, after addressing suicides taken place amongst followers of Indian religions, views of these religions on suicide and its related death beeing euthanasia have been analyzed.As for the conclusion, the stances about suicide of religions in general and the positive and negative effects of these religions on suicide have been assessed.Item Diyarbakır ve çevresindeki dini anlayışta mitolojik unsurların etkisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Kızıl, Hayreddin; Adam, BakiÇalışma giriş, iki bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Tezin Giriş bölümünde Diyarbakır'ın siyasi ve dini tarihine yer verildi. Bütün dinlere yer vermek konunun uzamasına neden olacağından belli başlı dinlerin ne zaman ortaya çıktıklarına, Diyarbakır'a bu dinin ne zaman geldiğine yer verildi. Diyarbakır Salnameleri ve Seyahatnamelerden faydalanarak din müntesiplerinin farklı dönemlerdeki durumlarına değinildi ve şu an mevcut din müntesipleri varsa belirtildi. I. Bölüm'de çalışmanın anlaşılması için gerekli olduğundan mitosun tanımı, kökeni, türleri, özellikleri ve işlevlerine değinildi. II. Bölüm'de ise Diyarbakır çevresinde yaygın olan mitolojik unsurlara yer verildi. Bu bölümde Diyarbakır çevresinde okunan mevlitlere, Hz Peygamber ve sahabeler hakkındaki mitoslar ile yörede bilinen bir mitosa yer verildi. II. bölümde mevlit ile ilgili olan bölüm başa alındı. Çünkü Diyarbakır ve çevresinde dini anlayışta en temel unsurların başında mevlit gelmektedir. Bu nedenle mitoslar mevlitten sonra kaydedildi. II. Bölümde Diyarbakır ve çevresinde etkili olan bazı halk inançları üzerinde de duruldu. Halk inançlarını eklemenin nedeni, mitoloji gibi çok karışık olan ve tek bir kökene bağlanamayacak kadar farklı türlere ayrılan halk inançlarının bazılarının kökeninde eski dini inançların ve mitolojilerin yer almasıdır. Tezin sonuna konuların daha iyi anlaşılabilmesi için sahabelerle ilgili bir mitosun kaydedildiği el yazması bir nüshadan bölümler ve dini yaşantıda etkili olan yerler ile ilgili fotoğraflara da yer verildi. Abstract The study consists of an introduction, two parts and a conclusion. In the introduction part, political and religious history of Diyarbakır was mentioned. Since mentioning all religions would cause lengthen the issue, when the eminent religions appeared and when they reached Diyarbakır were mentioned. Situations of religion adherents in different periods were adverted by making use of Diyarbakır Annuals and Travel Books and if exist, present adherents were indicated. In the I. Part, definition, root, types, features and functions of mythos were mentioned since it was necessary to understand the study. In the II. part mythological components common in Diyarbakır neighborhood were adverted. In this part, mawlids read in Diyarbakır neighborhood, mythoses about the Prophet Muhammad and his companions and a mythos known in the region were mentioned. In this part, the section about mawlid was mentioned first. Because, mawlid constitutes one of the basic components of religious conception in the region. In the second part, some people beliefs that have influence on the people living in Diyarbakır and neighborhood were also adverted. Reason of adding people beliefs is that old religious beliefs and mythologies are present in the root of some of people beliefs split up different types in a way that are very complicated and cannot attributed to only one root as mythology. In the end of the thesis, parts from an hand writing sample where a mythos about the companions of the prophet Muhammad and photographs about the places which had influence on the religious life were added as well.Item Günümüzde İran zerdüştîleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Sular, Memet Emin; Adam, Baki; FelsefeÇalışma giriş, dört bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Girişte araştırmanın konusu, amacı, yöntemi, sınırlılıkları ve kaynaklar ele alındı. Burada ayrıca Zerdüştîliğin İran'daki tarihsel gelişimi üzerine değerlendirme yapıldı. Tezin birinci bölümünde, İran'daki Zerdüştîlerin demografik yapı, etnik aidiyet, kültür, gelenek ve görenekler, ahlâkî kurallar, kadının konumu, eğitim, kurumlar, devlet-Müslüman toplumla ve farklı coğrafyalardaki dindaşlarıyla ilişkileri gibi toplumsal hayatla ilgili konulara değinildi. Ayrıca Zerdüştîlerin yoğun olarak kullandıkları bazı dini semboller ve dini takvim konuları açıklandı. Tezin ikinci bölümünde, inanç konularına yer verildi. Tanrı, kutsal kitap, peygamber, ahiret ve kurtarıcı inancı konuları üzerinde duruldu. Özellikle Tanrı ve kurtarıcı inancı konularındaki geleneksel inançtaki değişimlere vurgu yapıldı. Tezin üçüncü bölümünde, dini uygulamalar açıklandı. Bölümün başında ateş kültü, din adamları ve mabet gibi konulara değinildi. Bundan sonra bölümün asıl konusu olan namaz, nebûr/perhiz, kutsal yerleri ziyaret, kurban, bayramlar, törenler ve önemli günler konusu açıklandı. Konular hakkında yazılı kaynaklara dayalı bilgiler vermekle birlikte, Zerdüştîlerin bunları nasıl pratize ettikleri üzerinde duruldu. Tezin dördüncü bölümünde, geçiş mensekleri başlığı altında Zerdüştîlerin dine giriş töreni, doğum, evlilik ve ölümle ilgili durumları hakkında bilgiler sunuldu. Yazılı kaynaklarda ve alan araştırmasında doğum konusuyla ilgili yeterli bilgiye ulaşılamadığından özellikle dine giriş töreni, evlilik ve ölüm konuları hakkında bilgi verildi. Bu bölümde son olarak ölü için yapılan törenlere yer verildi. Sonuçta, Zerdüştî toplumun günümüz ve gelecekteki durumlarıyla ilgili tespitler ele alındı. Onların devlet ve Müslümanlarla ilişkilerinin genel bir değerlendirilmesi yapıldı. Ekler başlığında, alan araştırması sırasında sorulan sorular, bazı konularla ilgili fotoğraflar verildi.Item Hasidizm’in Yahudi ve öteki anlayışı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Metli, Ebru; Adam, BakiHasidizm, 18'nci yüzyılda Polonya Yahudileri arasında gelisen ve Yahudi kitlelerinin neredeyse yarısını kapsayan bir dini harekettir. Hasidizm'in kelime anlamı 'dindarlık'tır. Hasidik ögreti, o güne kadar dini dogma ve ritüellerin yerine iman duygusu ve hissini ön plana çıkaran Protestan ögretiyi temsil etmektedir. Hasidizm, genel olarak Yahudilerin özellikle de Dogu Avrupalı Yahudilerin sosyal yasantılarını etkileyen çok önemli dini (ruhani) devrimler arasında görülmelidir. Hasidizm, Yahudilerin en karanlık günlerinde, genis halk kitlelerine yeni bir umut ve mutluluk kazandırmıstır. Hasidizm'in karakteristigini belirleyen bir takım özellikleri vardır: - Hasidizm, gücünü halktan alan ve dini cosku patlamasıyla ortaya çıkmıs bir yeniden canlanma hareketidir. - Hasidizm, mistik bir harekettir. Kabalistik düsünce ve terminoloji Hasidizm'de, halkın anlayabilecegi ve uygulayabilecegi bir sekle dönüstürülmüstür. - Hasidizm'le birlikte genel düsünceler, artık kisisel ahlak degerleri haline gelmistir Hasidi Yahudiler Ortodoks Yahudiligin bir parçasıdır. Diger Ortodoks Yahudiler gibi Hasidiler de bir rehber ve yönlendirici olarak Kutsal Kitaba baglıdırlar. Hayatlarını 613 mitzva çerçevesinde sürdürmektedirler. Kutsal Kitap, Sözlü Yasa, sonraki ögretiler ve gelenekte tanımlanmıs olan bu 613 emir, Hasidilerin yasantısının her alanını sosyal, ahlaki, ritüel tüm konuları düzenlemektedir.Item Hıristiyanlık’ta ve İslam’da sevgi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Ekici, Mustafa; Adam, BakiBu çalısmada dünya üzerinde çok sayıda mensubu bulunan iki büyük din olan Hıristiyanlık ve İslam'ın sevgi kavramına yükledikleri anlam, bu kavramın bu dinlere inananların sevgi anlayısı üzerindeki etkisi ve bu dinler tarafından ortaya konulan sevgi anlayısının toplumların bir arada barıs ve huzur içerisinde yasabilmelerindeki rolü arastırılmıstır. Tezin arastırılması asamasında, öncelikle 'sevgi' kavramının bilimsel çalısmalarla ortaya konulmus anlamı üzerinde durulmus, kavramın daha iyi anlasılabilmesi için bencillik, korku, nefret gibi kavramlarla iliskisi incelenmis, daha sonra da Hıristiyanlık ve İslam'da sevgiyi ifade etmek için kullanılan kavramlar incelenmistir. Bu dinlerin kullandıgı kavramlardan hareketle, her iki dinin sevgi kavramına yükledigi anlam sergilenmis ve dinlerin sergilemis oldukları bu sevgi kavramıyla bu dinlerin mensuplarının uygulamaları arasındaki baglantı incelenmis, ortaya çıkan sonuçlar degerlendirilmistir. Arastırma sonucunda Hıristiyanlıkta Tanrı ile insanlar ve insanların birbirleri arasındaki sevgi iliskisinin bir inanç konusu olarak algılandıgı, bu inancın eyleme dönüstürülmesi halinde toplumda meydana getirecegi etki ve bu inancın eyleme dönüstürülmesi esnasında karsılasılan sorunların bu dinin mensuplarından mı yoksa Hıristiyanlıgın bizzat kendisinden mi kaynaklandıgı sorunu ile ilgili tespitlerde bulunulmustur. Aynı sekilde İslam'da da Allah ile insanlar ve insanların birbiri ile ve diger varlıklarla iliskilerinin düzenlenmesinde ortaya konulan sevgi prensiplerinin hedefi, uygulanabilirligi ve toplumların bir arada yasayabilmelerindeki katkısı konularında tespitlerde bulunulmustur.Item İbn Meymun'un eserlerinde İslam ve müslümanlar(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012) Meral, Yasin; Adam, Baki; OtherOrtaçağ Yahudi Düşüncesinde İslam Algısı başlığını taşıyan bu tez dört bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında çalışmamızla ilgili kaynaklar ve çalışmalar hakkında tanıtım yapılmış ve bu eserler hakkında kısa değerlendirmelerde bulunulmuştur. Bu bölümde ayrıca İbn Meymûn öncesi Yahudi düşüncesinde İslam algısı ile ilgili genel bir bilgi verilmiştir.Tezin birinci bölümünde İbn Meymûn'un hayatı ve eserleri hakkında temel bilgiler verilmiştir. Bu bölümde ayrıca İbn Meymûn'un hangi müslüman filozoflardan hangi noktalarda etkilendiği tartışılmıştır.Tezin ikinci bölümünde İbn Meymûn'un eserlerinde Hz. Muhammed'le ilgili bilgiler tartışılmıştır. İbn Meymûn'un Hz. Muhammed için kullandığı ifadeler tek tek incelenmiş ve bağlamlarıyla birlikte değerlendirilmiştir. Bu bölümde ayrıca İbn Meymûn'un beşairü'n-nübüvve iddialarıyla ilgili cevapları konu edinilmiştir.Tezin üçüncü bölümü İbn Meymûn'un eserlerinde öteki olarak Müslümanları kapsamaktadır. Bu bölümde önce Yahudi geleneğinde yahudi olmayanların için kullanılan isimlerin incelenmekte, ardından da İbn Meymûn'un Müslümanlar için kullandığı isimler üzerinde durulmaktadır. Bu bölümün sonunda ise İbn Meymûn'un Türkler'e bakışı ve yaşadığı kültürel çevrenin buna etkisi değerlendirilmektedir.Tezin dördüncü ve son bölümü ise İbn Meymûn'un eserlerinde İslamî kavram ve değerlere ayrılmıştır. Bu bölümde İslam, Kur'an, nesh ve diğer bazı İslamî kavramların İbn Meymûn'un eserlerinde hangi bağlamlarda geçtiği incelenmiştir. Ayrıca İbn Meymûn'un Kâbe ve hac uygulamaları ile ilgili görüşleri de bu bölümün konuları arasındadır.Sonuç bölümünde ise bir bütün halinde İbn Meymûn'un eserlerinde İslam'la ilgili bütün görüşlerinin analizi yapılarak değerlendirme yapılmıştır.Anahtar Kavramlar: İbn Meymun, Orta Çağ Yahudi Düşüncesi, İslam, Hz. Muhammed, Yemen Mektubu, Beşairü'n-Nübüvve, Reddiye LiteratürüItem Kitabı mukaddes açısından Yahudilik ve Hıristiyanlık'ta seçilmişlik anlayışı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Yavuz, Nazmiye; Adam, Baki; İlahiyatAlthough perception of considering itself privileged and superior in allreligions is encountered, it is known that being chosen opinion has an importantplace especially in Judaism and Christianity. We have chosen this subject tounderstand how perception of being chosen influenced the belief systems ofJudaism and Christianity and to examine meanings they both attribute to beingchosen.In the introduction of our thesis, perceptions in being chosen of Maniheismand Sabian religion of the Gnostic religions, and in Hinduism and Sikh religionthe Indian religions were discussed. Also, in the introduction, the view of Islam tobeing chosen itself and its view to the claims of Christianity and Judaism of beingchosen have been given place.In first chapter, perception of being chosen of Jewish has been examinedfirst in line with the information provided in Tanah. Later on, opinions of Jewishdivines related to this subject have been discussed. Also, in this chapter perceptionof free will held by Jewish, their approaches to non-Jewish nations, and opinionsof Jews groups among, who claimed their being chosen have been introduced.In the chapter, Christians? perspective to Jewish perception of being chosenChristian and perception of being chosen has been tried to be explicated byreferring to Christian Holy Book. Function of free will of person was examinedwithin the framework of the perception of free will in Christianity and views ofChristians about other believers have been discussed.In conclusion, although they attribute different meanings to being chosen,it can be said that perception of being chosen constitutes the basis for beliefs ofboth Judaism and Christianity.Item Mesih inancının Yahudi toplumundaki sosyal ve siyasal yansımaları (XVIII. yüzyıldan itibaren)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Türem, Şule İsmihan; Adam, Baki; İlahiyat FakültesiYahudiler yüzyıllarca onları düşmanlarından kurtaracak, sürgünleri toplayacak, büyük İsrail devletini kuracak, tüm dünyayı yönetecek Kral Davud soyundan bir Mesih beklemiş, beklemektedir. Mesih gelmeden dini sebepler dışında Kutsal topraklara göç etmeye çekinen toplum, XVIII. yüzyıldan itibaren yaşadıkları bölgelerde karşılaştıkları yokluklar, savaşlar ve anti-Semitizm'in yarattığı olumsuzluk ortamında Kabala düşüncesinden etkilenen, Ortodoks Yahudiliğin içinden doğan Hasidim ve Mitnagedim hareketlerinin yeni Mesihçi anlayışının etkisiyle Kutsal topraklara küçük gruplar halinde göçe başlamıştır. Bu yeni Mesihçi anlayış, XIX. yüzyılda Doğu Avrupa da başlayan savaşlar, Milliyetçilik hareketleri ve Rusya da yaşanan pogromların yıkıcı etkisiyle Yahudilere kurtuluş yolunu açmıştır. Zira özellikle Mitnagedim disiplininden gelen rabbiler Alkalai, Kalischer, Gutmacher, Natonek ve Mohilever önderliğinde yeni Mesihçi anlayış ve Filistin'e göç konusu toplumla paylaşılmış, ilk sistemli büyük göç hareketi ise rabbi Mohilever'ın önderliğinde laik liderle kurulan Hovevei Zion tarafından düzenlenmiştir. Siyonist hareketin de öncüsü kabul edilen bu din adamları ve onların yeni Mesihçi anlayışı bu gün İsrail'in resmi dini kabul edilen Ortodoks Yahudiliğin de hakim Mesihçi anlayışı haline dönüşmüş, Siyonist hareketin de destekçisi olmuştur. Her ne kadar Mesihçi din adamları arasında görüş farklılıkları olmuşsa da dini Siyonist olarak adlandırılan gruplar ilerleyen süreçte rabbi Reines ve Kook'un önderliğinde Siyonistlerle beraber hareket etmiş, Kook'un Mesihçiliği dini Siyonizm'in günümüze kadar gelen ideolojisini oluşturmuştur. Mizrahi, Agudat Israel, Mafdal gibi Mesihçi ve dini yelpazedeki Ortodoks ve Ultra Ortodoks partilere, Gush Emunim ve Kach partisi gibi Mesihçi radikal hareketlere, dernek ve vakıflara onların görüş ve eylemlerine yer verdiğimiz çalışmamızda İsrail'in sadece laikler tarafından kurulmadığı, Mesihçi din adamlarının desteğiyle kurulduğu, din-siyaset ilişkileri, devlette giderek artan dindarlaşma eğiliminin kaynağı, siyasetin önemli paydasını oluşturan Mesihçilerin ve Mesih inancının etkilerini geniş çapta analiz edildi. This study's purpose reveals The social and political influences of Messiah Faith in Orthodox Judaism. Judaism is identified with the Holy Land, Temple, Jerusalem and the coming of the Messiah. According to Torah this land is the promised lands given to them by God. Since many years the Jews have waited for a Messiah to save them from their enemies, to gather the exiles, to establish the great Israel State and to manage the whole world. From the XVIII. century onwards This belief is has begun to be interpreted differently by the Kabalists and some Orthodox Jewish sages with the influence of anti-Semitism. Hasidim and Mitnagedim movements started the migrations to Palestine with new Messiah understanding. This opened new way for Jews. Its effects felt in XIX. century in East Europe and Russia. Some rabbis Alcalai, Kalischer, Gutmacher, Natonek and Mohilever who have new Messiah understanding. First big migration (aliyah) was made by Hovevei Zion. They were the pioneers of the movement of Zionism, and then they supported the Zionist movement. These people who are called religious Zionists, support the establishment of the State of Israel with some anti-Zionist messianists. In this thesis you find some information religious and policy. For example Mizrachi, Agudat Israel, Mafdal and the other religious parties, their leaders words, more radical Messianist movement like Gush Emunim and Kach movement. As a result, It was made a deeply study and showed to Israel was established with supports of Religious people. Their effects feel in all governments and law of State. On the other hand it shows the background of religious state.Item Mezopotamya dininde rahiplik(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Güler, Mehmet Emin; Adam, Baki; OtherÇalışma giriş, iki bölüm ve sonuç kısmından oluşmaktadır. Giriş kısmında, Mezopotamya kavramı, coğrafyası, tarih öncesi kültürleri, kaynakları ve kronolojisi gibi hazırlayıcı konular ele alındı. Bununla birlikte bu kısımda, Mezopotamya'da şehirlerin ortaya çıkışına, bu alanda yapılan yüksek lisan ile doktora tez çalışmalarına ve Mezopotamya uygarlığına değinildi. Temelde Sümerler, Akadlar, Asurlular ve Babillilerden oluşan bu uygarlık, kronolojik sıralama gözetilerek incelenmiştir. Bunun yanında III. Ur Hanedanlığı ve İsin-Larsa Dönemlerinden bahsedildi ve Amoriler, Aramiler ve Kaldeliler gibi topluluklara değinildi. Tezin birinci kısmında Mezopotamya Dininin genel bir tasviri yapıldı. Bu dinin kavramsal çerçevesi ve metodolojisi ortaya konulduktan sonra, Mezopotamya Dini tarihi ele alındı. Bölümün devam eden kısımlarında bu dinin tanrı inancı ve bu dinde öne çıkan tanrılar araştırıldı. Bununla birlikte bu dinde tapınaklar, ritüeller, evren anlayışı, ölüm sonrası yaşam inancı, ruhsal varlıklar, peygamber ve kutsal metinler konuları işlendi. Tezin ikinci bölümünde, Mezopotamya Dininde rahiplik konusu detaylı olarak ortaya konulmaya çalışıldı. Öncelikle bu konu ile ilgili bazı kavramlar açıklandıktan sonra, Mezopotamya'da rahipliğin tarihi ele alındı. Bunun ardından bu dinde rahip ve rahibeler ile onlar için kullanılan unvanlar incelendi. Bu bölümün ve tezin odak noktası olan rahiplerin işlevleri ve özellikleri konusu, ayrıntılı olarak ortaya konulmaya çalışıldı. Son olarak Mezopotamya tarihinde öne çıkan rahip ve rahibelere değinildi ve rahipler ile ilgili görsel 378 tasvirler analiz edildi. Burada mühürlerde görülen rahiplerin özellikleri ve tasvir biçimleri incelendi. Sonuçta, Mezopotamya Dininde rahiplik ile ilgili tespitler yapıldı ve çıkarımlarda bulunuldu. Bu uygarlığın şekillenmesinde kurumsallaşmış ve özenli bir şekilde yapılandırılmış olan rahip sınıfının dikkate değer bir etkisinin olduğu anlaşıldı.Item Muhafazakâr yahudilik(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Başaran, İsmail; Adam, BakiTezimizde; Reformist Yahudiler ile Ortodoks Yahudiler arasında bir orta yolbenimseyen ve yoğun olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde New York çevresindeyaşayan Muhafazakâr Yahudiler işlenmiştir.Çalışmamızın konusu olan Muhafazakâr Yahudilik, dört bölümde incelenmiştir.Birinci bölümde, Hareketin tarihi, menşei ve kurucuları üzerinde durulmuştur.Tarihiyle ilgili olarak, hareketin hangi şartlar ve ortamda ortaya çıktığı,Reformcularla Ortodokslardan hangi noktalarda ayrılarak nasıl bir yeni hareketoluşturduğu, tarihi süreçte Rabbi Zacharias Frankel’in "Pozitif-Tarihi Ekol“ündenyeni bir hareket olan Muhafazakâr harekete nasıl gelindiği irdelenmiştir.Ayrıca bu bölümde, hareketin gövdesini oluşturan ve ona kaynaklık eden kurumlartanıtılarak hareket içerisinde bu kurumların rollerine değinilmiştir. Bunun yanındahareketin yan kuruluşları da tanıtılarak, üstlendikleri görevler açısından harekete olankatkıları üzerinde durulmuştur.Birinci bölümde ele alınan diğer bir başlık da, hareketin kurucularının tanıtılması vehareket içindeki rolleri konusudur. Bu noktada harekete felsefe ve düşünce olaraköncülük eden Zacharias Frankel ve daha sonra hareketin kurumsallaşmasını sağlayanSolomon Schechter’in rolleri üzerinde detaylıca durulmuştur.Ayrıca birinci bölümün sonunda, hareket içerisinde önemli rol oynayan hareketinönemli rabbi ve önderleri hakkında da bilgi sunulmuştur.İkinci bölümde ise, Muhafazakâr Yahudiliğin temel değerleri ve öğretileri, iki aşırıucu temsil eden Reformist ve Ortodoks Yahudilik’ ten farklı olarak yeni bir ideoloji oluşturma çabaları, harekete bir ülkü olarak temel teşkil edecek olan “Katolik İsrail”kavramı gibi önemli kavramlar ve Muhafazakâr Yahudilik ile Siyonizm ilişkisi v.b.konular detaylıca ele alınmıştır.Üçüncü bölümde, Muhafazakâr Yahudiliğin yaşam tarzı olarak benimsediğiibadetleri, adetleri, dinî gün ve bayramları üzerinde durulmuştur.Dördüncü ve son bölümde ise, Muhafazakâr Yahudilik genel olarak AmerikanYahudiliği içerisinde onun modern versiyonu olarak değerlendirilerek hareketingeleceği ile ilgili görüş ve tartışmalar ve günümüzdeki sorunları ele alınmıştır.AbstractThis thesis has analyzed Conservative Judaism, a middle ground between Reformistand Orthodox Judasim, and members of which are mainly centered around NewYork and the surrounding area.We have studied Conservative Judaism in four main sections. The first section haselaborated on the history, origin and the founders of this movement. We have tried toexamine under which circumstances and in which environment this movementemerged, how the Reformists and the Orthodox formed a new movement bydisagreeing on which issues, and how we arrived from the “Positive-HistoricalSchool” of Rabbi Zacharias Frankel (1875) to the new movement of conservatism.This section has also examined the institutions that have been the source and makeup the body of the movement and their roles in it. Additionally, this section hastouched upon the subsidiary institutions and their contribution to the movement withtheir tasks and duties.Other topics examined in the first section were the founders of the movement andtheir roles within the movement. Specifically, the roles of Zacharias Frankel, whohas lead the movement in terms of both philosophy and thought, and SolomonSchechter (1915), who has institutionalized the movement was analyzed.The end of the first section also provided information on the key rabbis and leadersof the movement and their significant roles. The second section of the thesis has examined in detail the fundamental values andteachings of Conservative Judaism, their efforts to form a new ideology separatefrom the Reformists and Orthodox Judaism which represent two extreme opposites,important concepts such as “Catholic Israel”, which acted as an ideal for themovement, and the relationship between Conservative Judaism and Zionism.In the third section, the religious practices, traditions, religious days and holidays thathave been adopted as a lifestyle in Conservative Judaism, were elaborated.In the fourth and final section, views and discussions that are related to the future ofthe movement and also the problems faced by American Jews includingConservative Jews, were discussed as the evaluation of Conservative Judaism withinthe concept of American Judaism as modern version of it.Item Musa carullah'ta dini çoğulculuk(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Kayhan, Yakup; Adam, Baki; FelsefeThe people who are members of different religion and ideas haven?t being accepted forcely and by methods not being ethic. The ways of solution must be found for common matters tolerantly by speaking, discussing and by leaving the differences of religios. The people must be in attempts of reaching better and prettier not changing and metamorphosis, taking good directions to other religions and members of it. This is the aim of ceditcilik movement living in national consciousness, religion and education in Ural region since the end of 18th century. Musa Carullah Bigiyef is the final ring, his ideas have spreaded and have enlarged the field of effect starting from this region. His religious speeches; have resulted in explaining his ideas about publication of divine mercy more and the religious pluralism understanding. His ideas about this subject are about Tevhid and there is a proof about everybady who believes this, will get free. It is known that these ideas that have continved since Asr-ı Saadet were not new and that scholars before him occured thought substructure in region which he grew. Musa Carullah has claimed that all of people would enter Heaven in one day by benefiting from eternal mercy of God and grandness of Allah?s mercy. Renewing in religious field and bringing up solutions for new situations by abondaning the imitation of olda re his ideas. He has accepted the new thoughts benefiting from religious sources by returning Kur?an and Sünnet. He things that religion announced from Hz. Adem to Hz. Muhammed(sav) is tevhid religion and that everybady that lives in these principles will get free. Developing the freedom of religion coming together universal points are aims of Musa Carullah and scholars claiming this idea before. Democracy and pluralism are 2 important for the freedom of religion and related to the freedom of religion. Aim in this is the help of the newness and developing wiht beauties and newness without compromising from own religious behaviours and own culture, metamorphosis, changing and to reach the virtue of for bearance by respecting his thought, belief and life and seeing as a person.Item Türkiye'de siyasal İslam düşüncesinde Yahudi imajı ?Milli Görüş örneği?(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Ay, Rahim; Adam, Baki; FelsefeIn this thesis, it?s aimed to discuss the Jewish Imaginary of Milli Görüş Movement. At first we have to say that, if we literally translate the word ?milli? as ?national?, it will cause some misunderstandings. We can translate the concept of ?milli?, as ?religious?. We can find this concept (Bakara, 2/120, 135; Nisa, 4/125 etc? verses of Koran). It?s possible to describe shortly the ?Milli Görüş Movement?, a whole organization including the political parties, educational establishments, press, and labor unions, under the leadership of Necmettin Erbakan (the late president).In this thesis at first it?s examined the Jews in Islamic History and geography. The Jews from viewpoint of Christians and the other non-Muslim publics is another subject of this thesis.Arabs and other Muslim groups, the Jewish Imaginary of Turks, including Nationalists, Communists, and Left wings are some parts of contents of this study. At last the Jewish Imaginary of Milli Görüş Movement is the main subject of this thesis.We have interviewed with some important members of administrative committee of Milli Görüş, including the late president, the founder leader of this movement, Necmettin Erbakan. Conducting the poll is another source of information of this study. The concepts of Judaism, Jews, Anti-Semitism, Zionism, Christian Jews and Promised Land are also discussed in this thesis.The Milli Görüş is a dynamic Movement, not because its internal condition but also because of Turkey?s special conditions, it?s difficult to line of this movement. Some parties of this movement have banned through the extraordinary or the Constitutional courts of Turkey. As a result of this situation, cleavage of these parties is an inevitable manner.There are some different parties, including the government party AKP and the two others, that growth from Milli Görüş in Turkey.Today, it?s very difficult to determine which party and which party?s members are the real representatives the Milli Görüş. Not only in Turkey but also in European countries, there are many institutions belong to this movement.Item Yahudi-Müslüman diyaloğunun imkanı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Göçmen, Akif; Adam, Baki; İlahiyatIn our thesis, we studied whether Jewish-Muslim dialogue is possible or not in terms of Judaism. View of Judaism to Islam and Muslims consists of positive and negative approaches together. The Jewish rabbis accept Islam closer to Judaism in terms of doctrine and tradition. They accept Muslims who observe to the Noahide Laws as Noahides and adopt the opinion of Muslims would reach the salvation.According to Torah, the notion of being all of the people brothers at Adam and coming from him is important for the beginning of the interreligious dialogue or the interfaith dialogue in terms of Judaism. Jews do not believe the salvation is only in their religion and it shows that they are open to dialogue. Some modern Jewish rabbis advocate to the necessity of engaging to the interreligious dialogue and approach positively, some of them approach negatively and some of them approach to the dialogue initiatives with suspicion.In terms of Judaism the interreligious dialogue between Jews and non-Jews and particularly Jews and Muslims is not possible generally on theological issues. But it is possible on secular and universal issues such as economical, social, cultural, scientific and moral etc.There are some obstacles which makes the Jewish-Muslim dialogue difficult. These are theological, political, social and economical obstacles, anxiety, fear, mistrust, misunderstanding, prejudices, suspicion and lack of information of both sides about each other; the closure of Jewish community in its own, and not able to communicate Jews and Muslims with each other etc.The approaches of Jewish denominations to the interreligious dialogue consist of positive and negative opinions. At the present day, Orthodox Jews have been avoiding the interreligious dialogue and have been seldom participating it. Unlike Orthodox Judaism, Reform, Reconstructionist, Conservative, Liberal and Progressive Jewish communities have positive approaches to the interreligious dialogue. Jewish leaders who venture into the fields of the Jewish-Muslim dialogue face criticism.